bugün

çok zor bir durum değildir. sadece bir kaç kelimeyle halledilebilir.

(bkz: mükemmel)
(bkz: lider)
(bkz: efsane)
(bkz: ata)
ilkögretimlerde ''1881 de dogdu, annesi zübeyde hanım babası ali rıza efendidir'' diye başlayan hede
görünen o ki kovalanmayı hak eden bir kaç tanesi kalmış.
en sık kendisini anlamayanların kalkıştığı iş. öldü o. öldü ve gömüldü. üstelik yaşarken bunu da öngördü.

belirli gün ve haftalarda programlanmış aptal robotlar gibi önünden yürüyüp geçmek, taşlarına bakıp gözyaşı dökmek, ve 73 vecizesini ezberden sıra numarasıyla söyleyebilmekle sınırlarlar genellikle onu anlatmayı.

itelenen düşüncelere direnç göstermeye meyilli bazı çocuklarda "nefret"e kadar götürür onu anlatmak. çok muhtemeldir ki, bunu yapıyorlar onu anlatanlar. (onu anlayan, bunu da anlar. onu anlatansa bu yazdığıma çok kızar, çook)
halen birilerine rahatsızlık verebilen eylem.
ilkokula başlayan kuzenime hediye olarak okumayı yeni yeni öğrenen biri için atatürk'ün hayatını anlatan resimli falan fistan bir kitap aradım. abartmıyorum. bulamadım. yok!
atatürk'ü -türkiye cumhuriyetini kuran bu yüce adamı- yeni nesile anlatmak için güzel bir yoldur kitap. bizim zamanımızda hepmizin elinde vardı bu kitaplardan. şimdi hangi akla hizmet piyasadan kaldırıldı bilemiyorum. ama bildiğim tek şey, onu sevmeyenlerin bile bu vatanı ona borçlu oldukları ve kimsenin yüreğinden de bu olguyu kolay kolay söküp atamayacaklarıdır.
anlatılsın ya da anlatılmasın gerçekler dillendirmeye gerek duymadan da kabul göreceklerdir.
önce atatürk'ü anlamayı gerektirir..
(bkz: atatürk ü anlamak ve anlatmak)
henüz tam olarak anlamamış olanlara kaldığında hiç çekilmeyen eylemdir.