bugün

Kabul edilmesi guctur. Ama soyle bir sey var “artik sevilmedigini anlamak” - “ hic sevilmedigini anlamak”. Hangisi oldugunu bilemezsiniz.
içmemizin sebebidir.
babanın da dediği gibi "hem sana hem baba yanar ağlarım" cümlesiyle özetlenir.
nokta konulmayacak bir cümle varsa işte bu da o dur.
zor bir durumdur, insanı sorgulatır, neden acaba? ne yaptım ki böyle oldu diye...
Ruhunun göçüp başka diyarlara gitmesine neden olur.
bir gün aşklar biter, hatıralar kalır demiş freud.

ölüyü diriltemezsiniz.

kabullenmek ve olmayacak işi oldurmaya çalışarak kendinden taviz vermemek lazım.

yıllar sonra geçmişe bakıp kendinizi düşürdüğünüz duruma üzülür, kendinize kızarsınız sonra.

yapmayın böyle şeyler, seviyorum hepinizi. mucks.
anladığı anda uzatmalara oynuyor insan. bugün, yarın bitti bitecek söyleyecek şimdi korkularıyla günler zehir olmaya başlar. Beşeriz ya işte bunlar yaşandığı zaman bu sefer karşımızdaki insanı içimizde öldürmeye çalışırız ama olmaz, olduramayız.
gün gelir alıp karşımıza konuşuruz aman o söylemeden önce ben söyleyemeliyim, terk edilen ben olmayayım, terk etmek zorunda kalmasın kasmasın kendini diye yakınmaya başlarız. konuşmadan önce kafada o kadar şey üretir ki insan ayrılmadan ne söylesem de canının yanmasını sağlasam diye. bulunur bulunmasına ama söylenilmez nasıl söylenir ki be abi çıkar mı o sözler dudakların arasından!
söylenir söylenecek sözler bi anda tüm yük omuzlardan iner ama karşında ki insanın hiçbir çaba sarf etmediğini görünce, sevmediğini onaylayınca o atılan yükün beş katı biner omuzlara.
geriye kalan sadece içten içe lanet okumaktır neden sevmedin diye.
Sahi kuşlar neden yürüyor, uçsalar ya!
kendini sev o sana yeter kendinle iyi geçin.
şayet sen hala deli gibi seviyorsan, yıkımların en büyüğüdür...yaşamayan bilmez...
Ellere yağmur olan zaten bize damlamasın.
(bkz: dert sayılamayacak şeyler)

Kendini fazla sevmekten/önemsemekten türeyen dertler.

Gençlik, cehalet ne derseniz deyin buna.

Ama en yakışanı aptallıktır.

Kimse sizi düşünmeyecek gidin biraz kendinize iyilik yapın. Okuyun, düşünün, sorgulayın kendinizi aşmaya gayret edin.

Aşın kendinizi. Göreceksiniz ki sıyrılacaksınız bu tür saçmalıklardan.
Kızgın demir soksalar bu kadar acıtmaz.
Yeni bir sevgiye sebebiyet verecektir.
kim ne derse desin, zor durum, acı bir durum. yaşamıyorum şu an öyle birşey. ama yaşadım geçmişte. insan kabullenemiyor, hazmedemiyor. büyük bir yıkılma, büyük bir hüzün ve öfke.. cidden zor. ve tek çaresi zaman. zamanla geçiyor tüm bu acılar.

asıl önemli olan bu zaman geçmeden delice şeyler yapmaktan kaçınmak. sizi sevmiyorsa değmez. ne ona ne kendinize zarar vermeye değmez. unutmayın.
Öylesine acıtır ki. Kabullenmesi zor olur.
Görmezden gelerek başlar her şey, tüm davranışlarına ve tüm laflarına bir kulp bulursun. Kendinden onun adına özür diler durursun.

“Hayır öyle demek istemedi, yok aslında niyeti bu değildi.”

Daha üzerine gidersin biraz sevgisi artsın diye, sen seviyorsundur çünkü. Belki sevgini daha çok hissederse düzelir diye düşünürsün.

için asla rahat olmaz.

Fark ettikten sonra da devam edersin aynı davranışlara ama bu sefer karamsarlık bir de göz yaşı eklenmiştir.

Eh, en sonunda tekmeyi yersin.

Atlatmam 2 senemi aldı.
Bide farketmediğinizi düşünün. Daha acı.
görsel
zaten bilinendir. beni ben bile sevmiyorum, sen kimsin ki?
sevdiğin kişinin seni sevip sevmediğini her zaman tam olarak bilemezsin fakat kendini bilirsin. sevip sevmediğini ya da ne kadar sevdiğini bilirsin, hissedersin. bana göre, karşıdaki kişiye duyduğun sevgi sana yetmelidir. çünkü sevgi böyledir. o da beni seviyor mu ya da sevecek mi diye beklemek ise bana anlamlı gelmiyor. sevginin sonsuz olduğuna inanıyorum galiba.
hatta bazen içimden, sevgi sevenindir diye tekrar ederim. bırakın o sizi sevmesin ama siz onu sevin. ne olacak sanki.
çokta umursamadığımdır.
Yavaş yavaş gidebilirsiniz. Kalmanın hiçbir anlamı yoktur.