bugün

islam dinine göre deccal'e tekabül eden sahte mesih.

ayrıca dimmu borgir, slayer, sepultura, destruction, gorgoroth ve daha bir çok grubun albüm yada şarkı ismidir. özetle metal piyasasında prim yapmak için "satan" takılanların, r&b piyasasında göt açanlardan farkı yoktur***.
ünlü danimarkalı yönetmen lars von trier'in, yakın zamanda çekimlerine başladığı korku filminin ismi. yönetmenin diğer projelerindeki aktarım başarısı, hayranlarını şimdiden korkutmayı başarmaktadır.
nietzsche'nin bir kitabının adı.
hristiyan karşıtı,anti hristiyan gibi bir türkçe karışılığı vardır.
kuzeyin dahi çocuğu lars von trier'in bu yaz çekimlerine almanya'da başlayacağı filmi. çocukları ölen bir çiftin dağ evine gitmesi çerçevesinde şekillenecek.
bu yıl gösterime girmesi beklenen ve Lars Von Trier in yönetip , Willem Dafoe ,Charlotte Gainsbourg un oynadığı film.
Charlotte Gainsbourg e bu yılki cannes film festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü getiren film. filmin seks ve şiddet dolu sahnelerinin cannes in kolay kolay şok edilemeyen eleştirmenleri nezdinde dahi bir hayli yankı uyandırdığı söyleniyor.
(bkz: bülent ersoy)
lars von trier'in filmi.

sevgili hristiyan zihin dünyası
tüm müslümanlığımla size haykırıyorum:
kadınlar şehadet getirdikçe sizin deccalınız can çekişecek, üzgünüm.
Bu deccal bizim deccalımız değil
ne haliniz varsa görün diyesim var ama
önce filmi izleyin azizim.
teknik
kurgu
sunuş trier'in şanına yaraşır şekilde.
filmi izledikten sonra dücane cündioğlu'nun bu yazısını lütfen okuyunuz.

http://yenisafak.com.tr/Y...759&y=DucaneCundioglu
genellikle rock dinleyenlerin takma isim olarak antichrist'i, satan, crowley, lavey kullanırlar.
özellikle makaslı sahnesi ile mide bulandıran film.
gavurun deccal'i tanımlama biçimi. hatta britney kafayı yediğinde "I am the antichrist` diyerekten naralar atmıştı.

(bkz: hele bir otur soluklan yiğidim)
pornumsu rezalet film, seyretmeye değmez...
hani okullarda hocalar bir şeyi beğenmeyince "olmamış otur 0 derler ya", işte bu filmde olmamıştır, otursundur, sıfırdır ...
2009 yapımı lars von trier* filmi. sadece iki oyuncusu var, willem dafoe ve charlotte gainsbourg. filmin türü için tam olarak birşey söylemek zor ama kesinlikle korku değil diyebilirim. von trier'in kamerayı kullanışı mükemmel ama senaryo malesef tatmin edicilikten çok uzak.

ayrıca üstüne basarak belirtmek lazım, her bünyeye uygun bir film değil zira sonlara doğru çok sağlam gore*** sahneler var. kısaca, değişik filmler izlemeyi seven, sinemada hostel tarzı kanlı, vahşi sahneler görmeye alışık olanlar için izlenilebilir bir film.
andrei tarkovsky'e adanmış lars von trier filmi. izlemesi zor bir film.
(bkz: black metal)
kötü bir film ama hakkaten kötü.
ulaşmayı amaçladığı noktadan çok uzak kalmış bir film.. cinsel sahneler en çok göze batan yanlış ve filmi bayağılaştıran tercih.
zamanın emmeli gömmeli filmlerine taş çıkartan sahneleri muhteva eden bir bok anlaşılmayan gereksiz bir yapım.
filmlerinde kadın oyuncularına eziyet çektirmeyi seven lars von trier'in son filmi. yine kendinden söz ettirmeyi başarmış, sevenle sevmeyenini net bir şekilde kutuplaştırmıştır her filminde olduğu gibi.*
--spoiler--
filmde kadın çocuğun cama çıkışını zaten görmektedir yani ortada hata falan yoktur. sakat kalması için ayakkabılarını ters giydirip bunu da kısmen başarmıştır. zira kötüdür, günahkardır.
--spoiler--
filme rezalet deyip kötüleyen kişiler recep ivedik izlemeye devam edebilir. tipik cem yılmaz filmlerinde edilen ve sarfedilen küfürlerin bizzat fiili olarak gösterilmesini konu alan bir yapıt. gayette başarılı kanımca. şehvet ve ihtirasın insanı bu denli şeytanlastırabildigini gösteren bir film. yani sen filme porno diye bakarsan o film bu kalıptan öteye cıkamaz. ama yönetmenin ve senaristin anlatmak veya vermek istedigi duyguyu yakalamaya calısırsan cok değişik enstantanelerle karşı karşıya kalabilirsin.
yine bir halt anlamadığım fakat iki gece uykuma mal olmuş bir başka sanatlı film. görsel yönden çok başarılı, zira bugüne kadar kullanılmış klişe öğelerin çok dışında kurgularla seyirciyi şaşırtıyor. fakat bırakın filmin felsefesini, doğrudan olayların akışını anlamak için dahi filmi bir sürü insanla teati etmem gerekti sonradan. yönetmen lars von trier olunca önemli bir yapıt herhalde diyor insan ama tam olarak niye ben anlamadım. yine de daha ileri seviye sinema severlerin benden çok daha fazla zevk alarak seyredeceklerine eminim.
bu yapıtta da yine asıl hedefi hristiyanlık olan nietzsche, "eğer bir kimse yerçekimi merkezini yaşamın dışına 'öte'ye -hiçliğe- kaydırırsa, yaşam yerçekimi merkezinden yoksun kalır. kişisel ölümsüzlük denilen büyük yalan tüm akılsallığı, tüm içgüdüsel doğallığı -sağlıklı olan herşeyi- yok eder." "hristiyanlıktan yüz kat daha gerçekçi olan budizme" yarı ironik bir övgü getirir, "..benim anladığım anlamda, budizm iyinin ve kötünün ötesindedir." islam ve "mağribi ispanya'sının harika kültür dünyası" bile laf arasında alkış alır -"yaşama evet diyordu".

kitap bir lanetleme ile sona erer: "hristiyanlığı tek büyük lanet olarak adlandırıyorum, tek büyük içsel ahlak bozukluğu, hiçbir çarenin yeterince zehirli, gizli, küçük gelmediği tek büyük intikam içgüdüsü."
herhalde kimsenin reddedemeyeceği, filmde geçen "kadının günahkarlığı"nın izleyiciye tam anlamıyla yansıtıldığı olur..
çyle ki william dafoe onu boğarken, içten "aman, dur, etme" gelmez.. hı gelebilir nasıl, "bırak onu çek git" gelebilir de dafoe'nun karakterinden fazla olarak, çocuğun gidişinin farkındalığı da olunca.. denmez..

ve etkileyiciliği de kesindir. porno denip geçmek de pek olmaz, çünkü tam anlamıyla öncesi-sonrası sevişmeyi gölgede bırakmayacak bir cinsellik sahnesi yoktur.

her şey bir yana da.. izlerken cidden rahatsızlık oluşturabilen filmdir..
güncel Önemli Başlıklar