bugün
- gavur dedikleri ülkelerin teknolojisini kullanmak8
- cokamelo20
- gurbetçilere olan nefretin sebebi34
- şeytana ne sormak isterdin36
- kadınlardaki gereksiz boy takıntısı15
- size göre yapılmış en büyük icat nedir19
- anın görüntüsü14
- patlak hatunla evlenmek25
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası9
- 29 haziran 2024 almanya danimarka maçı11
- online 39 yazar ne yapıyor acaba8
- camide kedinin kafasını kopartan cani14
- iremga8
- ups boobs tarafından açık oylanmak8
- sözlük kızlarının saraca'ya olan anlamsız kini19
- yazaların dede mesleği22
- manyak olmaya karar verdim9
- 9 yıllık eşinden kürt kokusu almaya başlamak19
- ulucular adası8
- saraca'yı erkek sanmak12
- thy'nin coca cola ikram etmemesi10
- 29 haziran 2024 isviçre italya maçı10
- türkiyenin en yavaş internet sıralamasında olması13
- 0 0 710
- emilmeyi bekleyen pembe meme uçları10
- gideon reid morgan jj18
- türk ve belarus kızlarının yer değiştirmesi8
- türkiye de kadınlara yapılan pozitif ayrımcılık12
- ölümden korkanlara bir söz bırak16
- başı açık erkeklere cehennemde büyük azap var8
- nervio'ya misafir olmak14
- ev yoğurdu9
- 28 haziran 2024 türkiye'nin gri listeden çıkması12
- 4 bin türkiyeli siyonist gazze'ye gitti9
- uludağ sözlükteki en uslu hanım yazar13
- 2 temmuz 2024 avusturya türkiye maçı8
- şeriat isteyenler yallah arabistana12
- bir kadında aradığınız kriterler21
- 28 haziran 2024 elektrik zammı12
- mavi gözlü babanın kahverengi gözlü oğlu14
- sözlükte benden başka yakışıklı erkek olmaması18
- gece gelen makarna yeme isteği11
- sigara içen kadın neden antipatiktir11
- türk islam sentezi22
- türkiye de herkesin torpil kovalaması13
- karınızın kapanmak istemesine ne dersiniz9
- abırın sabah sabah sözlükte şov yapması11
- kocasının ayağını yıkamayan kadın8
- aşk acısı çeken kadınlar9
17. yüzyıl ingiliz şairi. ünlü carpe diem " to his coy mistress" i kaleme alan bünye.
'' to his coy mistress'' adlı şiiri türkçe'ye çevrilmiştir.
''utangaç sevgiliye
olsaydı eğer yeterince yerimiz ve biraz zamanımız
işte belki o zaman, sevgili hanımefendi, çekilirdi nazınız
oturur düşünürdük, ne yapıp ne etsek de
uzun aşk günlerini hoşça geçirsek diye.
sen hindistanda, ganj kıyısında
yakutlar bulurdun, bense akıntısında
humber nehrinin, yakınırdım senden gündüz gece.
seviyor olurdum seni tufandan on yıl önce
ve sen - eğer lütfedersen reddederdin
yahudiler ikna olup dinden dönene değin.
aşkım bir bitki gibi büyür yayılırdı
imparatorluklar bile yanında ufak kalırdı
gözlerine övgüler düzmek alırdı yüzyılımı
ve tabii seyredeceğim o muhteşem alnını
iki yüzyıl sürerdi tapmak göğüslere tek tek
gerisi içinse tam otuz bin yıl gerek.
en az yüzyıl vermeli her uzvuna ayrı ayrı
ancak sonuncusunda açılmalı kalbinin sırrı
çünkü, sevgili bayan, sizin hakkınız budur
zaten ben de başka türlü sevemezdim, doğrudur.
ama bir ses var ki, hep duyuyorum ardımda
zaman üstümüze geliyor kanatlı arabasında
ve ondan sonra her şeyin ötesinde serilip yatan
sonsuzluğun uçsuz bucaksız çölleri olacak inan
ne bir eser kalacak güzelliğinden
ne de var gücümle seslenirken ben
duyacaksın mermerlerin altında yankılanan sesimi
solucanlar kemirecek onca sakındığın bekaretini.
bir avuç toz olacak erdem dediğin şeyler
benim arzum durur mu, o da kül olur gider
mezar özel mülkündür, yalnız kalabilirsin
ama orada kimse sana sarılır mı hiç dersin?
işte o zaman, henüz gençliğin rengi
ışıyorken teninde çiğ taneleri gibi
ve hala fışkırıyorken istekli ruhun
sabırsız bir ateşle bütün hücrelerinden vücudunun
işte o zaman bırak gönlümüzce davranalım
ve bir çift sevdalı şahin olalım
onlar gibi yutalım bir lokmada vaktimizi
beklemeyelim onun yavaş yavaş tüketmesini bizi.
gel bütün gücümüzü, bütün güzelliğimizi yuvarlayalım seninle
ve topa tutup hayatın çelik kapılarını
geçirelim sevgimizi öteye.
böylece durduramasak da güneşi gökte
bırakırız koşsun bizimle birlikte.''
''utangaç sevgiliye
olsaydı eğer yeterince yerimiz ve biraz zamanımız
işte belki o zaman, sevgili hanımefendi, çekilirdi nazınız
oturur düşünürdük, ne yapıp ne etsek de
uzun aşk günlerini hoşça geçirsek diye.
sen hindistanda, ganj kıyısında
yakutlar bulurdun, bense akıntısında
humber nehrinin, yakınırdım senden gündüz gece.
seviyor olurdum seni tufandan on yıl önce
ve sen - eğer lütfedersen reddederdin
yahudiler ikna olup dinden dönene değin.
aşkım bir bitki gibi büyür yayılırdı
imparatorluklar bile yanında ufak kalırdı
gözlerine övgüler düzmek alırdı yüzyılımı
ve tabii seyredeceğim o muhteşem alnını
iki yüzyıl sürerdi tapmak göğüslere tek tek
gerisi içinse tam otuz bin yıl gerek.
en az yüzyıl vermeli her uzvuna ayrı ayrı
ancak sonuncusunda açılmalı kalbinin sırrı
çünkü, sevgili bayan, sizin hakkınız budur
zaten ben de başka türlü sevemezdim, doğrudur.
ama bir ses var ki, hep duyuyorum ardımda
zaman üstümüze geliyor kanatlı arabasında
ve ondan sonra her şeyin ötesinde serilip yatan
sonsuzluğun uçsuz bucaksız çölleri olacak inan
ne bir eser kalacak güzelliğinden
ne de var gücümle seslenirken ben
duyacaksın mermerlerin altında yankılanan sesimi
solucanlar kemirecek onca sakındığın bekaretini.
bir avuç toz olacak erdem dediğin şeyler
benim arzum durur mu, o da kül olur gider
mezar özel mülkündür, yalnız kalabilirsin
ama orada kimse sana sarılır mı hiç dersin?
işte o zaman, henüz gençliğin rengi
ışıyorken teninde çiğ taneleri gibi
ve hala fışkırıyorken istekli ruhun
sabırsız bir ateşle bütün hücrelerinden vücudunun
işte o zaman bırak gönlümüzce davranalım
ve bir çift sevdalı şahin olalım
onlar gibi yutalım bir lokmada vaktimizi
beklemeyelim onun yavaş yavaş tüketmesini bizi.
gel bütün gücümüzü, bütün güzelliğimizi yuvarlayalım seninle
ve topa tutup hayatın çelik kapılarını
geçirelim sevgimizi öteye.
böylece durduramasak da güneşi gökte
bırakırız koşsun bizimle birlikte.''
güncel Önemli Başlıklar