bugün

Ismayıl “amin butonu” istiyolar ısmayıl.
çoğu zaman olmayacak işler için basılan acil durum butonu. bastınız, kaybettiniz. bence sözlükte kendisine yer bulabilir. sonuçta ne butonlar var.
ibranice kökenli bir söz. Kökeni Antik Mısır'ın Amon rahiplerine dayanır. Amon-Ra
Amon-amen-amin
lat. (bkz: fiat)
ibr. (bkz: emuna)

"olsun".

amon la mamonla uzak yakın alakası yoktur.
Dualarin sonunda yapilir.
Genelde sohbet kıvamında kelimedir
-nasılsın
-iyiyim
-sen nasılsın
-iyiyiz şükür
-Tamam
Allah kabul etsin o zaman kimse neyi demez bu arada her iki taraf amin der çok ciddi bir edayla ve
Amin.
Kökeni mısır ve paganizme ait olan kelime. islam’a özgü değil yani...
görsel
ebu hanife'nin cemaatle kılınan namazda duadan sonra söylenmesinin mekruh saydığı gereksiz bir cümle. namaz haricinde ettiğimiz dua sonrası türkçe olarak "allah'ım sen duaları işitirsin" demek varken amin ne oluyor? şart midur ? söylenme mecburiyeti olmayan geleneksel bir cümle. amin demezsen dua kabul olmayacak diye de bir şey yok.
Bir rivayete göre " amon ra"dır. Ne ibranice, ne latince, arapça etimolojik bi anlamı işlevi yok.
Amon ra, tezini savunanlar, musa'nın mısır'dan ithal ettiğini idda ederler.
https://www.youtube.com/watch?v=gABdw-S_E6c
Aksine anlamının değil geldiği kökün anlamı doğruluktur. (bkz: emin)
Biri de yazmamış anlamı doğrulukmuş.
epoksi reçinelerin polimerleştirilmesinde kullanılan sertleştiricilerin içinde bulunan kimyasal madde.
''inandım'' anlamına gelen aramice - arapça kökenli deyiştir.
her dilde hemen hemen aynı olan, arapçada inandım manasına gelen sözdür.
Olmayacak dualara denildiğinde acı veren kutsal kelime.
amin, kabul et manasına gelen bir ism-i fiil (fiil manasına gelen isim)dir. amin demeye de te'min (emniyet hissi vermek) denilir. Bu Kur'ân nazmının bir parçası değildir. Bunun için Mushaf'a yazılmaz. Fakat Buharî ve Müslim'de de rivayet edildiği üzere Hazreti Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurmuştur ki; "imam veleddâllîn dediği zaman hepiniz âmin deyiniz. Çünkü melekler âmin derler. Âmin demesi, meleklerin aminine rastgelenin geçmiş günahları affedilir." diğer mevkuf bir hadiste de: "Dünya halkının saflarının hizasında göktekilerin safları bulunur." Bundan dolayı yerdeki "amin" gökteki "amin"e rastgelirse ibadet edenin günahları affedilir." buyurulmuştur. Bundan dolayı "amin" sünnet ile sabittir. Hem imam ve hem cemaat tarafından gizlice yapılmalıdır. imam gibi yalnız başına namaz kılan da gizlice söyler.
"allahım kabul eyle" manasında duadan sonra söylenen söz.
"kabul olmayacak duamsın ama inadına amin" cümlesindeki bitiş sözü.
gereksiz yerde kullanılışına bir örnek.

-dua et olur mu?
-amin inşallah sen de
amin: “öyle olsun, kabul eyle” anlamındadır ve amin demek sünnettir. sesli namazlarda hanefîlerde imam ve cemaat sessiz, malikîlerde yalnız cemaat sesli; şafiî ve hanbelîlerde imam ve cemaatin sesli okumaları menduptur.
Allah senin belanı versin dediğinizde bazı salaklardan duyabileceğiniz bir cevaptır.
"allah'ım sen bu amin diyen kullarının da günahlarını affeyle" kısmına gelindiğinde cemaatten en gür sesi çıkmasına sebep ritüel. samimiyetinden şüphe uyandırır.
namazda fatihadan sonra amin demek sünnettir.
mö.1353-1336 yılları arasında hüküm süren,
tek tanrılı dinlerin kurucusu,
10. mısır firavunu akhenaton'a,(amenofis-akhenatan-akhenaton) doğduğunda verilen isim: amen-hoteptir.

amenofis (akhenaton), her duanın sonunda adının zikredilmesini emretmiştir: amen!

o devirde, kıtlık nedeniyle mısır'a göç eden yahudiler de bu geleneğe uyarak ''amen'' demeye başlamışlardır.

yahudileri mısır'dan çıkaran musa bu geleneği devam ettirmiş ve ''amen'', yahudilikten hristiyanlığa, müslümanlığa geçmiştir.

garip olan; yahudi ve müslümanların, nefret ettikleri firavunlardan birisi olan amen-ofis'in adını günde defalarca anmalarıdır. Amin!