bugün

umut sarıkaya'nın sırf meraktan zaman makinesini icat ederek geçmişe gidip isminin sırrını sorduğu bilim insanı.

şöyle diyor umut;

-abi sırf merakımdan zaman makinesi icat edip geldin, biruni, farabi, ibn-i sina gibi adamların yaşadığı bir dönemde sen nasıl ali kuşçu ismini aldın, ortaokuldan arkadaş adı gibi isim almışsın.

yalnız üstadın çalışma ortamıyla ilgili detaylar umut sarıkaya'nın neden farklı olduğunu fazlasıyla gösteriyordu.

(bkz: padişaha gündüz ve geceyi portakal mum deneyi ile anlatsam)
fatih ilçesinde bir mahalle.
aslen semerkantlı olan, osmanlı astronomi ve matematik bilgini.
bir elçilik göreviyle istanbul'a gönderildiğinde fatih tarafından kıymeti anlaşılmış ve istanbul'da kalması için ısrar edilmiş, ama elçilik görevini tamama erdirdikten sonra gelmeye söz vermiş, dediği gibi de yapmış, 100 kişilk maiyetiyle yola çıkmış, yolda aldığı her menzil başına kendisine 1000 akçe verilmiş ve günlük 200 akçe maaşla görev yapmış ilim adamı. babası uluğ bey zamanında sarayın kuşçusu olduğu için ailelerine kuşi denmiş.
--spoiler--
fatih ali kuşçu ya istanbul da kalmasını ve medresede ders vermesini teklif eder. ali kuşçu bunun üçerine, tebriz e dönerek elçilik görevini tamamlar. ve tekrar istanbul a geri döner. istanbul a dönüşünde ali kuşçu, fatih tarafından görevlendirilen bir heyet tarafından sınırda karşılanır. kendisi için ayrıca karşılama töreni yapılır. istanbul a gelen ali kuşçu ya 200 altın maaş bağlanır ve ayasfya ya müderris olarak atanır. ali kuşçu, burada fatih külliyesi nin programlarını hazırlamış, astronomi ve matematik dersleri vermiştir. ayrıca istanbul un enlem ve boylamını ölçmüş ve çeşitli güneş saatleri de yapmıştır. ali kuşçu nun medreselerde matematik derslerinin okutulmasında önemli rolü olmuştur. verdiği dersler olağanüstü rağbet görmüş ve önemli bilim insanları tarafından da izlenmiştir.
dr yavuz unat
--spoiler--
GÜRGÂN Emiri ünlü matematikçi ve astronom Uluğ Bey’in kuşçubaşısının oğludur. Semerkant ve Kirman’da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey’e yardımcı ve rasathanesine müdür olmuştu. 1449’da hacca gitmek istedi. Tebriz’de Akkoyunlu Hükümdarı, Uzun Haşan, kendisine büyük saygı gösterdi ve Fatih’le barış görüşmelerinde yardımını istedi. Ali Kuşçu, Uzun Hasan’m sözcülüğünü yaptıktan sonra Fatih’in düveliyle istanbul’a geldi.

Kaynak: http://www.yeniansikloped...li-kuscu-2/#ixzz2OP5E3toT
astronomi bilgini. Orta Asya’da Semerkant’-ta Uluğ Bey’in gözlemevinde müdürlük yaptı ve onun eserinin hazır­lanmasına yardım etti. Uluğ Bey öldürülünce oradan ayrıldı. Tebriz’­de Akkoyunlu Uzun Hasan’ın yanma gitti (1449). Onun elçisi olarak Fatih’e barış önerisi getirdi. Fatih kendisini istanbul’a yerleşmeye ça­ğırdı. O da elçilik görevini tamamlayınca ailesi ile birlikte gelip istan­bul’a yerleşti. Ayasofya Medresesi’nde müderris oldu. Din ve astro­nomi üstüne eserler yazdı

Kaynak: http://www.yeniansikloped.../ali-kuscu/#ixzz2OQ3EUb32
bir minyatürde fatih sultan mehmet'in elini öperken tasvir edilmiştir.

http://www.google.com.tr/...ved=1t:429,r:99,s:0,i:383
aslen iskandinavdır.
iyi bir matematikci.
astronomi ve matematik bilginidir babası uluğ bey in kuşçusu olduğu için ailesi kuşçu lakabıyla ünlenmiştir. daha sonra kendisi de uluğ bey e hizmet etmiştir.
On beşinci yüzyılda yaşamış olan önemli bir astronomi ve matematik bilginidir.
2 önemli eseri vardır.
Bunlardan biri 3 kısımdan oluşan "fethiye" adlı astronomi eseridir. Bu kitap medreselerde öğrenim amaçlı kullanılmıştır. Diğer önemli kitabı ise fatih sultan mehmet'e atfettiği "muhammediye" adlı matematik kitabıdır.

Barlhold, Ali Kuşcu'yu "On Beşinci Yüzyılın Batlamyus'u " olarak adlandırmıştır. 
Astronom, matematikçi ve kelâm âlimi olan Ali Kuşçu, 1403'te Semerkand'da doğdu. Türk ya da Fars olduğuna dair iddialar mevcuttur. Babası Muhammed, Timur imparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey'in kuşçusu olduğu için ailesi "Kuşçu" lakabıyla meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye ilgi duyan Ali Kuşçu, Bursalı Kadızâde Rûmî, Gıyaseddin Cemşid ve Muînuddîn Kâşî’den matematik ve astronomi dersi aldı. Daha sonra bilgisini artırmak için Kirman'a gitti. Burada Hall-ü Eşkâl-i Kamer (Ay Safhalarının Açıklanması) adlı risale ile Şerh-i Tecrîd adlı eserini yazdı. Ali Kuşçu, Semerkand ve Kirman'da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey'e yardımcı ve rasathanesine müdür oldu. 1449'da hacca gitmek istedi. Tebriz'de Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan kendisine büyük saygı gösterdi ve Osmanlı Devleti ile barış görüşmelerinde yardımını istedi. Ali Kuşçu, Uzun Hasan'ın sözcülüğünü yaptıktan sonra II. Mehmed'in davetiyle istanbul'a geldi. Osmanlı - Akkoyunlu sınırında Fatih Sultan Mehmed'in emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Ayasofya medresesine müderris oldu. 16 Aralık 1474 tarihinde istanbul'da vefat etti, Türk-ıslam tarihinin en büyük bilim adamlarından'dir Ali kuşçu mekânı cennet olsun.

Kaynak:vikipedi
Ay'ın haritasını çıkardığı için NASA tarafından Ay'ın yüzeyindeki bir bölgeye ismi verilmiş bilgindir.
Ali Kuşçu asıl adı ile Ali Bin Muhammed 1403 yılında Semerkant’da doğup, 1474 yılında istanbul’da vefat etmiştir. Türk gökbilimci, matematikçi ve dilbilimcimizdir. Babası, Horasan ve Maveraünnehir bölgesinin hükümdarı Uluğ Bey’in kuşçubaşı (doğancıbaşı) olduğundan, daha çok bu adla meşhur olan Ali 1403 yılında hayata gözlerini açmıştır.
(resim:#1)

Ali Kuşçu
Küçük yaşta astronomi ve matematiğe çok fazla ilgi duyan Ali Kuşçu, ilk öğrenimini Uluğ Bey’in hükümdarlığı sırasında doğum yeri olarak kabul edilen Semerkant’ta tamamladı. Hükümdar ve çağın ünlü bilgini Uluğ Bey’den ve pek çok önemli adamlardan matematik dersleri aldı.Ali Kuşçu‘nun bilime katkılarını yanı sıra yetiştirmiş olduğu bilginlerce de tanınır.

Astronomi ve matematik konusunda ortaya koyduğu eserlerin yanı sıra bilime yaptığı katkılardan bir başkası ise, Fatih’in teklifi ile istanbul’a geldikten sonra başlatmış olduğu bilimsel çalışmalardır. istanbul’da Ayasofya Medresesi müderrisliğine (bu dönemin terimiyle profesörlüğüne) getirildikten sonra, Osmanlı Devleti’nde ilk matematik ve astronomi hocası unvanını kazanmıştır. Ali Kuşçu, özellikle astronomi, ve matematik konularında yaptıkları çağının sınırlarını aşacak kadar önemli eğitim ve öğretim çalışmalarında bulunmuş ve üniversitesinin programlarını tekrardan düzenlemiştir.
ali-kuşçu-660x330
Ali Kuşçu’nun Eserleri
1. Zic-i Uluğ Bey Şerhi
2. Risaltü’l-Fethiye
3. Risale-i Muhammediye
4. Risale-i Hisap (Aritmetik Risalesi)
5. Tecrid’ül Kelam (Sözün Tecridi)
6. Risale-i Adudiye
7. Unkud-üz zvehir fi Man-ül Cevahir (Mücevherlerin Dizilmesinde Görülen Salkım)
8. Vaaz
9. istiarad

KAYNAK: http://www.onemliadamlar....cu-kimdirhayati-ve-onemi/
Ali Kuşçu 15. yüzyılda yaşamış olan önemli bir astronomi ve matematik bilginidir. Babası Timur’un (1369-1405) torunu olan Uluğ Bey’in (1394-1449) doğancıbaşısı idi. “Kuşçu” lakabı buradan gelmektedir. Ali Kuşçu, Semerkand’da doğmuş ve burada yetişmiştir. Burada bulunduğu sıralarda, Uluğ Bey de dahil olmak üzere, Kadızâde-i Rûmi (1337-1420) ve Gıyâsüddin Cemşid el-Kâşi (?-1429) gibi dönemin önemli bilim adamlarından matematik ve astronomi dersleri almıştır.Ali Kuşçu bir ara, öğrenimini tamamlamak amacı ile, Uluğ Bey’den habersiz Kirman’a gitmiş ve orada yazdığı Hall el-Eşkâl el-Kamer adlı risalesi ile geri dönmüştür. Dönüşünde risaleyi Uluğ Bey’e armağan etmiş ve Ali Kuşçu‘nun kendisinden izin almadan Kirman’a gitmesine kızan Uluğ Bey, risaleyi okuduktan sonra onu takdir etmiştir.
Ali Kuşçu, Semerkand’a dönüşünden sonra, Semerkand Gözlemevi’nin müdürü olan Kadızâde-i Rûmi’nin ölümü üzerine gözlemevinin başına geçmiş ve Uluğ Bey Zici’nin tamamlanmasına yardımcı olmuştur. Ancak, Uluğ Bey’in ölümü üzerine Ali Kuşçu Semerkand’dan ayrılmış ve Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın yanına gitmiştir. Daha sonra Uzun Hasan tarafından, Osmanlılar ile Akkoyunlular arasında barışı sağlamak amacı ile Fatih’e elçi olarak gönderilmiştir.Bir kültür merkezi oluşturmanın şartlarından birinin de bilim adamlarını biraraya toplamak olduğunu bilen Fatih, Ali Kuşçu‘ya istanbul’da kalmasını ve medresede ders vermesini teklif eder. Ali Kuşçu, bunun üzerine, Tebriz’e dönerek elçilik görevini tamamlar ve tekrar istanbul’a geri döner. istanbul’a dönüşünde Ali Kuşçu, Fatih tarafından görevlendirilen bir heyet tarafından sınırda karşılanır. Kendisi için ayrıca karşılama töreni yapılır. Ali Kuşçu‘yu karşılayanlar arasında, zamanın ulemâsı istanbul kadısı Hocazâde Müslihü’d-Din Mustafa ve diğer bilim adamları da vardır.
istanbul’a gelen Ali Kuşçu‘ya 200 altın maaş bağlanır ve Ayasofya’ya müderris olarak atanır. Ali Kuşçu, burada Fatih Külliyesi’nin programlarını hazırlamış, astronomi ve matematik dersleri vermiştir.Ayrıca istanbul’un enlem ve boylamını ölçmüş ve çeşitli Güneş saatleri de yapmıştır. Ali Kuşçu ‘nun medreselerde matematik derslerinin okutulmasında önemli rolü olmuştur. Verdiği dersler olağanüstü rağbet görmüş ve önemli bilim adamları tarafında da izlenmiştir. Ayrıca dönemin matematikçilerinden Sinan Paşa da öğrencilerinden Molla Lütfi aracılığı ile Ali Kuşçu ‘nun derslerini takip etmiştir. Nitekim etkisi 16. yüzyılda ürünlerini verecektir.Ali Kuşçu ‘nun astronomi ve matematik alanında yazmış olduğu iki önemli eseri vardır. Bunlardan birisi, Otlukbeli Savaşı sırasında bitirilip zaferden sonra Fatih’e sunulduğu için “Fethiye” adı verilen astronomi kitabıdır. Eser üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde gezegenlerin küreleri ele alınmakta ve gezegenlerin hareketlerinden bahsedilmektedir. ikinci bölüm Yer’in şekli ve yedi iklim üzerinedir. Son bölümde ise Ali Kuşçu, Yer’e ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıklarını vermektedir.Döneminde hayli etkin olmuş olan bu astronomi eseri küçük bir elkitabı niteliğindedir ve yeni bulgular ortaya koymaktan çok, medreselerde astronomi öğretimi için yazılmıştır. Ali Kuşçu ‘nun diğer önemli eseri ise, Fatih’in adına atfen Muhammediye adını verdiği matematik kitabıdır.
Ali Kuşçu Eserleri

Risale-i fi’l Hey’e (astronomi)
Şerh-i Tici Uluğ Bey (astronomi)
Risale-i fi’l Fethiye (astronomi, Risale-i fi’l Hey’e adlı eserinin Arapçasıdır)
Risale fi’l Muhammediye (matematik, cebir ve hesap)
Unkud-üz-Zevahir fi Man-ül-Cevahir (Günümüz Türkçesi: Mücevherlerin Dizilmesinde Görülen Salkım)

Ali Kuşçu asıl adı Ali Bin Muhammed (d. 1403, Semerkant – ö. 16 Aralık 1474, istanbul), Türk gökbilimci, matematikçi ve dilbilimcidir.

Gökbilimci ve kelam alimi olan Ali Kuşçu, 15. yüzyıl’da Semerkant’ta doğdu. Babası Muhammed, Timur imparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için, ailesi “Kuşçu” lakabıyla meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye ilgi duyan Ali Kuşçu, Bursalı Kadızâde Rumî, Gıyâseddin Cemşîd ve Muînuddîn Kâşî’den matematik ve astronomi dersi aldı. Daha sonra bilgisini artırmak için Kirman’a gitti. Burada Hall-ü Eşkâl-i Kamer (Ay Safhalarının Açıklanması) adlı risale ile Şerh-i Tecrîd adlı eserini yazdı.

Ali Kuşçu, Semerkant ve Kirman’da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey’e yardımcı ve rasathanesine müdür oldu. 1449’da hacca gitmek istedi. Tebriz’de Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan kendisine büyük saygı gösterdi ve Osmanlı Devleti ile barış görüşmelerinde yardımını istedi. Ali Kuşçu, Uzun Hasan’ın sözcülüğünü yaptıktan sonra II. Mehmed’in davetiyle istanbul’a geldi. Osmanlı – Akkoyunlu sınırında II. Mehmed’in emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Ayasofya medresesine müderris oldu. Ali Kuşçu, 16 Aralık 1474 tarihinde istanbul’da öldü.
1403-1474 yıllarında yaşamış dönemin en ünlü astronomlarından olan uluğ bey'in öğrencisi. fatih sultan mehmet' in isteği ve daveti üzerine tebriz'den istanbul'a gelmiştir. ayasofya müzesine müderris olarak atanan ali kuşçu, fatih külliyesinin programını hazırlamıştır. matematik ve astronomi alanlarında çok önemli çalışmalar yapmıştır.
Bilim adamı olmasının yanısıra ayrıca şairdir;

Terazi elinde olan bakkalın sûretine hayran oldum
Ey müşteri beri gel de Kameri mîzan burcunda gör.

(Müşterinin diğer anlamı Jüpiter gezegeni. Kamer ise Ay demek. Ay Terazi burcunda iken güzeldir, astrolojik bir tanımlama yapmıştır.)
YarrakKabı ile Aynı Sayıda Entry'e sahip Bilim insanı.üzücü.
"Aşk böyledii yusufum... Dönee dönee vuruu... " sözünün sahibi.
ismi yüzyıllar sonraki zamanlarda yaşadığı izlenimini uyandırır.
kuşlara özel ilgisi bulunan bilim insanı.
Fatih'in davetiyle istanbul'a gelen ve araştırmalarda bulunan büyük astronomdur.
Ayrıca ayın detaylı tarifini araştırıp yazmıştır.