bugün

müstehcen sahneleri ve hatta öpüşme sahnesinin bile olmadığı, aile fertleri ile gönül rahatlığıyla izlenebilinecek filmlerdir. tutucu ailelerin tercihidir.
çağrı ve 13.savaşçı gibi dini ağırlıklı filmler bu gruba girer.
bir karı koca, 2 çocuk biri erkek biri kız, çocuklar durmadan didişir ama içten içe birbirlerini severler, birde golden cinsi bir köpek oyun delisi bişey tenis topunun peşinde geçer bütün rolü, bir mustakil ev ve de muhtemelen steyşın veya minivan sitili bi araba... aile filminden anlaşılan budur.
en az parliament pazar gecesi sineması kadar klasik bir televizyon hadisesi varsa o da show tv ve trt başta olmak üzere bazı kanalların pazar sabahları aile filmi kisvesi altında yayınladığı filmlerdi. sonraları bayrağı devralan atv bu filmlere blank check adlı yapımla altın dönemini yaşatmıştı hatta.

belki iyi niyetle başlayan bu furya araya sızan kalitesiz yapımlar sebebiyle tgrt'nin sonu gelmeyen cyborg filmleri kadar can sıkıcı, günümüz cnbc-e'sinin ustalara saygı kuşağı kadar tembel bir surete bürünmüştü.
mükellef pazar sabahı kahvaltısı hazırlanır, anne yumurtayı falan soyarken başlayan bu filmler afiyetle izlenirdi. zaman zaman problem çocuk zaman zaman define adası bizlere eşlik ederdi, kızarmış ekmeğimizin kenarından tırtıklardı.
ama ne oldu? kesmedi tabii yapımcıları. bu aile filmleri bir anda çoğalmaya ve dahası prime time olarak addedilen vakit aralığına kaymaya başladı. yurdum kurnaz yapımcısı pazar sabahı ratinglerini film kalitesinden kaynaklandı sandılar herhal. oysa o filmlerin tek olayı rafadan yumurta, biberli yeşil zeytin ve aile saadetiydi. yani pazar sabahı, kahvaltı sofrasında meze idi o filmler. prime-time'a kayan filmler önceleri izlenmedi değil. ama daha sonra hem kanal çokluğu hem de kaliteli film azlığı sebebiyle bazı densizler batman, beter böcek, indiana jones ya da geleceğe dönüş yayınlayabilecekleri saatlerde "problem çocuk 10", "22 kafadarlar" veya "maymun köpek einstein basketbol oynuyor" tadında filmler döşemeye başladılar ekranlara. bu sefer aileler de kıllandı tabi. e malum çocuklar daha ilk izleyişte bayıyor, baba filmlerden tiksiniyor, anne ise prime-time'da rafadan yumurta kaynatmayı reddediyordu.

furyanın sona ereceği bu gelişmelerle kesinleşiyor gibiydi ancak başta star tv olmak üzere tüm kanallar giderayak izleyiciye bir darbe vurmak istedi, intikam amacıyla pazar sabahları problem çocuk yerine problem çocuğun şişe dibi gözlüklü ve hakikaten akli yetersizliği olduğuna inandığım bir çocuk* üzerine çekilmiş yerli versiyonunu, ya da sinan bengier'e ait vhs filmleri yayınlamaya başladılar. şok dalgası sıfır izlenme oranı, bol tiksinti ve yayıncıların da bıkması üzerine geçti gitti, sona erdi kaos. aileler ve yayıncılar arasında adı konmamış bir akit imza edilmiş, her şey güllük gülistanlık olmuştu....
öyle sanıyorduk. sonra bir sabah televizyonu açtı anne, yanında iki çocuğu. bücür cadı diye bir dizi vardı ekranda. savaş bitmemişti. yayıncılar bu darbeyle taze ekmeği bayatlattı, rafadan yumurtanın sarısını yoketti, bala şeker kattı, tereyağını da eritti. böylece aile filmleri furyası da sonsuza dek yitti gitti.