bugün

sonuçta bala göte birilerinin kıçında patlamış maçtır. galatasaray çevreye korku salmaya devam etmektedir. 2 kaleci oynayan rakipler yine de 3 yemekten kurtulamamıştır. bir de sadece 3 dakikalık özette bile 7-8 net pozisyon görülmektedir, bunu görmeyenler ya da görüpte inkar edenler için; (bkz: maçı götüyle izlemek)
emre aşık insanının da leziz bir maç çıkartmış olduğu aşikardır bu maçta. keita ve nonda ikilisinin yaptıklarından mütevellit sessiz kalmıştır bugün sergilediği performans.
tribünlerde çok renkli görüntülerin yaşandığı futbol karşılaşmasıdır.

http://fotogaleri.ntvmsnb...ryId=1552&position=10
galatasaray kasımpaşa'ya 3 tane atarken en çok fenerlilerin haline üzüldüm. maçın sonlarına kadar ağızlarından akan suları silmekten maç izleyemediler. sonra hooopp galatasaray 3 tane attı. maç sonunda 'niye böyle oluyo lan' der gibi bakıyorlardı.

hakem hataları konusuna da girmek istemiyom. her şey apaçık ortada. galatasarayım aslanlar gibi saldırdı ve hedefini imha etti. hem kimseye de kendini beğendirmek zorunda değil galatasaray.

ama her şeye rağmen biz sizi çok seviyoruz fenerliler, çünkü biz kime koyarsak koyalım bu en çok size koyuyor. sevilmez mi böylesi?
galatasaray'ın 2 tane rakibi birden yendiği karşılaşma. birinci rakip "hakem" ikinci rakip ise "ali güneş" dir. hakem ve ali güneş 8. dakikadan maçı katletmeyi başarmışlardır. ancak bu cimbomun önünde kimse duramayacağını geçte olsa anlamışlardır.
maç sonunda fenerbahçelilerin bu sene gene şampiyon olmayacağız anlaşıldı dediği maçtır.
galatasarayın ikinci yarı net yüzde yüzlük 15 tane gol pozisyonu yakaladığı karşılaşmadır, bunlardan ilk yarıda ali güneşin oynadığı voleybol maçı, birinci penaltı ve ilk kırmızı kart gerektiren müsabakaydı. keitanin hareketi bir galatasarylı olarak söylüyorum net kirmızı kartdı, tekme yumruk girmiş adama. sonuçta maçın hakemi oyunu acaip kötü yönetti, buna rağmen galatasaray bir sıfır yenik olduğu halde, verilmeyen onca pozisyon hatalarına göre üç bir kazanmayı bildi.

caner kötü oynadı, elano iyidi, ama sanırım verilmeyen penaltıdan sonra morali bozuldu, defansta anlaşılmazlıklar oldu ama ona rağmen servet ve emre aşık iyi bir maç çıkardılar. sabrinin pas hataları beni öldürdü gene, ama sonuçta ona kızmamak lazım adam motor gibi koşuyor ordan oraya. arda bugün konsantresini sanırım bi yerde birakmıştı, kafasi pek maçta değildi oda net 3 gol pozisyonunu çeviremedi, assistini genede yaptı. mehmet topal ve mustafa sarp, hele mustafa sarp sanki çok yorgundu, pas hataları vardı çok. ayhanın düzelmesini bekliyoruz biraz mustafa dinlensin. nondaya diğcek birşey bulamıyorum, yedek olmasına rağmen, beşiktaşın 6 maçta atamadığı golleri nonda bir maçta attı, gerisini siz düşünün artık. burdan fenerlilere sesleniyorum. dün fener macini izledikten sonra bu sonuca vardim:

galatasaray kasımpaşaya karşi acaip oynadı, çünkü kasımpaşa ölümüne oynadı diyebiliriz, çok pis dalmalar, pressler ve oyun bozmaları tehlikeliydi. maç ordan oraya gitti, ve gs oyunu bırakmadı. yukarda yazdığım gibi 15 tane gol pozisyonu yarattı, ve yinede saldırdı.

fenerbahçe dün çok kötü bir ibb ye karşı oynadı, maç o kadar can sıkıcıydı ki, net gol pozisyonu 1 veya 2ydi denilecek kadar azdı, duran toptan fener o gülü bulmasaydı, bu maç ya berabere ya da fenerin yenilgisiyle sonuçlanacaktı.

aradaki farki görüyormusnuz?
maçın adamı bence riijkard, herşey için teşekkürler
GS'nin altı da altıda yaptığı maçtır.

dileğimiz ligi nağmalup kapatmasıdır.*
hakemin neden 120 tl vermediğinin sorgulanması gereken maçtır, ulan o da bizim gibi izledi işte maçı..sadece izledi, hem de sahanın içinden. 240 tl versin hatta o.
ilker meral'e sevgiler, saygılar yollanılan ve maçın adamı ilker meral ve nonda seçilen ligin 6. hafta kapanış maçı.

arkadaşlar, bir insanın sağlıklı olabilmesi, başarılı olabilmesi için en önemli şey nedir? psikolojisinin düzgün olması. üzüntü stres insani mahveder, yıkar, bitirir. psikolojinin insan hayatındaki başarısının yeri bu kadar büyükken, bu karşılaşmada 8. dakikada gerçekleşen elle topu dışarı çıkaran ali güneş'e kart gösterilmemesi, penaltı verilmemesi galatasaraylı oyuncuların psiklojisini altüst etmiş ve ayhanın olmayışı ilk yarıyı facianın eşiğinde bitirilmesine neden oldu. uçurumun kenarındaydık. galatasaray bu maçı 1-0 kaybetseydi bunun sorumluluğunu kim verecekti. karşılaşma sonunda maraton mikrofonlarına konuşan ali güneş itiraf etti. evet elime çarptı dedi. ama yılmaz vural yemin ederim görmedim diyor. yılmaz vural ın görüp görmemesi bizi ilgilendirmiyor. peki görüş açısı pozisyon olarak çok geniş olan hakem neden susup kaldı? yan hakem zaten göremez. pozisyonu bakımından mümkün değil. peki 4. hakem neden sustu?

sahadaki oyunculara gelince. galatasaray bugün 10 kişi oynadı. mustafa sarp ile mehmet topal ın aynı anda oynaması çok gereksizdi. onların olduğu bölgeden harika paslarla gelip attılar kasımpaşalılar. ayhan ın ne kadar önemli olduğunu o pozisyonda görmüş olduk.

hakemin kewell in yerde kaldığı pozisyonda kırmızı kart vermemesi yine büyük bir olay. gerçi burnunun dibindeki elle oynamayı görmeyen hakemin bunu görmesi beklenmemeli. o koca kıçıyla pozisyonun bayağı gerisindeydi. ayrıca bu pozisyonu ikili mücalede olarak görenler var. kamera açısı falan diyenler var. ikili mücadelede yerde kaldıysa neden sarı verdi hakem. o pozisyonun hakkı kırmızı. ve kewell mümkün değil o pozisyonu affetmez ağları sallandırırdı. kewell in o bölgeden ya geçen hafta ya da bir önceki hafta golü vardı. maalesef hatırlayamadım. o kadar çok maç yapıyorlar ki. bu nedenle bakış açısı değiştirilerek olayları değerlendirmekte fayda var.

son sözümüzü de nonda ya ayıralım. ilk goldeki topu soluna çekip kaleciyi geçmesi jeneriklere yerleştirecek kıvamdaydı. keza pasın gelişi de o şekilde. ardından gelen akıl dolu iki gol. şahaneydi.
efendim yorum yapmaya ilk yarıdan başlayalım:

kasımpaşa açık futbol oynamamıştır. maçı iyi izlerseniz çakılı 6-7 kişi olduğunu görürsünüz. yılmaz vural kendinden bekleneni yapmayıp iyi bir taktikle çıkartarak kontra ataklarla tehlike buldurttu. gerçekten de bi ara maç çok tehlikeli bir yere gelmişti. biz ise çok hata yapıp kasımpaşanın sert oyununa boyun eğdik. gerçi kasımpaşa da çok tehlikeli oynadı çünkü sert oynarken 1 saniye gecikmeli olarak dokunacakları her top kırmızı kart ile sonlanabilirdi.

gönül isterdi ki oynanan futbolla ilgili yorum yapmaya devam edeyim ama maçın asıl öne çıkan ismi hakemdi malumunuz üzere. verilmeyen penaltılar, kırmızı kartlar, goller derken, maçı izlediğim kafedeki etrafımdaki bayanlara rağmen çok küfürümü yemiştir.* *
ikinci yarıya gelirsek yılmaz vural bu sefer kendisinden bekleneni yaparak saçmalamıştır ve takımını geriye çekmiştir, galatasarayımıza direnebileceğini düşünmüştür fakat normal olarak yanılmıştır. oyuna giren oyuncuların fizik gücünün yüksek olmasının da etkisiyle 3 tane attık çok şükür. halbu ki kasımpaşa ilk yarıdaki oyununa devam etseydi galatasarayımız adına çetin bir maç olabilirdi.

son olarak febeli insanlara değinmeyeceğim ama söylemek istediğim bir şey var: aziz yıldırım 3 sene şampiyon olacağız dedi, gelene 3 gidene 3 atmaya başladık. iyi ki 5 demedi. *
özetle galatasaray'ın;
kasımpaşaspor'u, maçın hakemini, hakemi maça atayan fedarasyonu, ezik takım taraftarlarını, birde kaleci kıçlıları üst üste koyup en üstünede nonda'yı koyduğu maçtır efendim. nondanın araya karbon kağıdı koyduğu söylenmekte, sormak lazım.
Galatasaray'ın ilk yarısında kötü, ikinci yarısında çok istekli ve organize oynadığı sonuç olarak ta fazlasıyla hakettiği maç olmuştur. Ne yazık ki bu maç taraftarların aklına ister istemez 'hakemi de yendik' lafını getirmiştir ama sonuç olarak Galatasaray hem hakemi hem de usta kaleci ali güneş'i yenmiştir.
kasımpaşa takımının 2 adet kaleci oyuncuyla sahaya çıkmasına rağmen galatasaray'ın 3 golüne engel olamadığı maçtır.

ali güneş ve koray avcı'nın sağ ellerini ceza sahası içinde çok iyi kullandığını gördük. süper ligde kaleci sıkıntısı yaşayan takımlara duyurulur.

ps : ali güneş sol eliyle çıkarmış.

ps2: sağ eli diyenler de var. bence de sağ.
galatasaray'ın artık hakemi de yenebilecek bir takım olduğunun anlaşıldığı maçtır.
objektif yorumlarla değil de kişilerin takımlarına göre son derece sübjektif yorumlarla değerlendirilen bir maçtır. zira şöyle ki bir fenerbahçeliye göre sırf galatasaray aleyhine birşeyler yazmak adına elle oynama, ve hatta ikinci kaleci olmaya çalışma normal görülebilir ve karar desteklenebilir. ve bir galatasaraylıya göre de keita' dan gelen arada kaynamış uppercut ise normal görülebilir ve hakemin bi' bok dememesi desteklenebilir. şimdi doğru dürüst bir şekilde tek değil çok yönlü bir incelemeye başlamak gerekirse;

1- ilk yarı berbat bir oyun oynayan, devamlı pas hatası yapan bir galatasaray vardı. maç başına 3.2 gol ortalaması ile oynayan hızlı ve net sonuca giden galatasaray' dan eser yoktu. hakkının verilmesi gerekir ki kasımpaşa gerçekten çok iyi oynadı. boş alan pek bırakmadı ve çok sağlam bir pres hissediliyordu tüm sahada. gerçi bir taraf galibiyet serisini bozmak istemeyen ve kesin bir maça hazırlanmış bir takım, diğeri ise henüz puan alamamış, büyük bir takımı yenmek için uğraşan bir takımdı ve bu olan da normaldi. ilk yarıda kasımpaşa kesinlikle haketti önde bitirmeyi ve golü. tamam tartışılan kararlar vardı ama ilk yarı geneli durum buydu.
2- galatasaray ilk yarıda döküldü ve aslında ikinci yarıda da peşpeşe birkaç hücum gaza gelip yapılması gerekeni yaptıklarından o ilk yarıdaki performansa kıyasla iyi oynamış sayıldı. aldığı galibiyet ile kötü oynamasına rağmen kazandığı maçlar serisine bir yenisini daha ekledi. fakat bu tehlikeli zira bir gün cidden hem teknik olarak güçlü hem de istekli bir rakip ile karşılaşılır da böyle berbat bir oyunla devam etmeye kalkarsa galatasaray, o uefa kupası hayallerine de muhteşem takım galatasaray' a da bir gölge düşecek, en karanlığından.
3- tartışılan pozisyonlara da biraz dokunmak gerek zira dokunulmayacak gibi değil. maç boyunca iki takımda da bir elle oynama fantezisi vardı her nedense. ha galatasaray' dakiler çok net pozisyonları engellemiş veya tepki görmüş değildi fakat ikinci kaleci olarak görev yapan saygıdeğer bir futbolcumuzun eliyle top çıkarması kabul edilebilir değil. lütfen biraz 'şu takımlı' 'bu takımlı' olmayın da az düşünüp objektif olun millet.
4- keita' nın yumruğu kesinlikle ceza gerektiren bir hareketti. hakem bunu sadece sarı kartla değerlendirmekte hatalıydı. fakat maç boyunca kasımpaşa lehine olan o verilmemiş kırmızı kartlar ve elle oynamalara karşı burada keita' ya kırmızı kart vermemek hakemin tamamen kasımpaşa tarafında olmaması gerektiği için bir nevi onlara karşılık ceza hafifletmeydi. fakat yine de bu hafifletme maçın sikip atılmasını engellemedi tabii o ayrı mesele.
5- kewell' ın yerde kaldığı pozisyonda verilmesi gereken kırmızı karttı. sırf galatasaray karşıtı olarak yorum yapmak amaçlı karar yerindeydi falan demeye kalkmayın, orta sahada, gayet sakin bir hücumda yapılan faul verilmediğinde ağlayanlarınız var, daha da rezil olmayalım arkadaşlar susalım. ha burada hakeme pek laf etmiyorum sonuçta o an kararsız kaldı vesaire ama yine de gole giden bir toptu.
6-baros milli takımında attığı gollerle hakkında daha ümitli olunmasına rağmen yavaştan yine değerini düşürmeye başlamışken bu düşüşe bu maçta da devam etti. yerine nonda' nın alınması beklenen başarılı karardı. baros sezon başından beri stres altında ve bir şekilde rahatlaması gerekiyor. yoksa ilk 11' deki yerini kaybedecek.
7-nonda' nın alınması başarılı bir karardı demişken keita ile nonda ikilisi maçın gidişatını değiştirdiler. ha sadece atılan goller sayesinde idi bu. çok çok güzel bir futbol sergilemediler ama durmuş bir galatasaray' a hız kazandırdılar.
8-arda... arda eski arda değil. ha bunda medyanın da rolü çok, kendisine destek vermekten ziyade kendisini şımartanların da rolü çok ama sonucu gerçekten berbat olacak. herkes diyor ki 'arda gidecek, ondan böyle berbat oynuyor.' adamın galatasaray' a karşı aldığı bir tavır yok, pek görülen bir anlaşmazlık da yok. kaldı ki boktan bir futbolcuyu kimse almak istemez. e böyle bir cümle kurulması mantıklı mı peki arkadaşlar? evet mi? evet. bence de.
eski hızı yok artık. aslında zaten abartılan bir futbolcuydu. şöyle abartılan bir futbolcuydu; iyi oynuyordu, pasları ve ortaları harikaydı, top hakimiyeti de iyiydi güzeldi ve türkiye' nin en iyi genç yeteneğiydi ve belki hala da öyle, fakat bu adam öyle barcelona' da yeni bir messi olmaya aday bir futbolcu değil. işte bu gerçeğin gözardı edilmesi bu adamı bu hale getirdi zaten. hakettiğinden ziyade fazlasını verip abarttılar. videolarında dolaşan o ünlü çalımlarının bazıları tamamen şansken adamın barcelona' da oynamasına bir sebep olarak sunuluyor. yazık ettiler buna, hala yazık ediyorlar. umarım kendine gelir. zira türkiye' nin futbol kulvarında ilerlemesine ve avrupa' ya geçmesinde iyi bir yol olabilir.

sonuç itibari ile evet, kötü oynanmış, fakat kazanılmış bir maçtı. galatasaray' ın bir süre alıştığı gibi kötü bir performans sergilediği fakat kimine göre 'bala göte' kimine göre 'harika' hücumlarla golü bulup galibiyeti aldığı bir maçtır.

edit: birileri için önemli olduğunu biliyorum eklemeyi unutmuşum; galatasaraylıyım.
maçtaki malum planjonu görmeyen hakeme kaliteli bir şişe dibi gözlük hediye edilesidir.

(bkz: şişe dibi gözlükle maç yönetmek)
galatasaray'ın hakemi de yendiği maç. Buna karşın maç sonunda Frank Rijkaard hakemler hakkında "konuşmak gereksiz, onlar da insan, hata yapabilirler. bir hakem maçın kaderine çok az etki eder, siz iyi olduktan sonra fark etmez" demişken Yılmaz Vural hakemden şikayet etmiştir!? işte bir futbol profesörünün olaya bakışı. eğer ki bu takımın başında bir mustafa denizli, bir fatih terim, bir bülent uygun, bir hikmet karaman vs. olsa söyleyeceği şey benim bu maç için yaptığım tanım olurdu, hakemi de yendik.
maçın galatasaray adına bir güzelliği de 89'da skoru 2-1'e getirdikten sonra geriye kapayanım, top çevireyim, vakit geçireyim anlayışında olmayıp üç için saldırması, üçü bulması, dördü istemesi idi. artık ne kadar hırslandılarsa. helal olsun valla.
galatasaray'ın sahaya, emre aşık'ın dualarıyla çıktığı maçtır.
sabri'nin geri pası ile çıldırttığı maçtır. olmaz böyle bir hata. milletin yüklendiği kadar var bu sabri.
ayrıca bu maç göstermiştir ki uefa avrupa liginde denenen extra yardımcı hakemler liglerimizde acilen kullanılmaya başlanmalı.
Galatasaray'in her mac oldugu gibi min(y)=3 ile sonuca gittigi mactir. y = (rakip takim + hakem) iceren mac sonucu degiskenleridir. Denklemi de sozluk yazarlarimiz bulsun.
öyle ya da böyle aslanlarımızın 3 puanı 3 golle almış olduğu maçtır. ilker meral'e çok pis laflar hazırladım ama söylemiyorum.allahından bulsun.
klasik bir yılmaz vural - galatasaray maçı oldu.ilk yarı açık bir futbol vardı.kasımpaşa öne geçti hatta farkı arttırabilecek şanslarıda yakaladı ama 2. golü bulamadılar.galatasaray tutuk oynamasına rağmen iyi pozisyonlar buldu ama onlarında aklı atina zaferinde kalmış olacak ki laubalilikten golleri yapamadılar.ayrıca hakem ilker meral'in inanılmaz kararı da maçın kaderini değiştirmiş oldu.ikinci yarı kasımpaşa anadolu takımı hüviyetine bürününce, galatasaray değişikliklerle beraber kasımpaşa kalesine çok yüklendi.89. dakikaya kadar inanılmaz bir şekilde kasımpaşa yenik duruma düşmedi ama sonun kaçınılmaz olduğu aşikardı.nonda'nın tek forvet oynama meziyetleri baros'a göre daha iyi ve bunu çok iyi kullandı ;gollerini attı.bu kez yılmaz vural'ın kendisini yerden yere atacak sebebi yoktu.bir takım bu kadar mahkum oynarsa gol yememesi mucize olur.gerçi kasımpaşa'nında gücü belli.onlarada fazla yüklenmemek lazım.
büyük takımsan hakemi de rakibi de yeneceksin sözünün canlı örneği olmuş maç.
dakika 8 uzaydan değil topun 20 metre ötesinden gün gibi görülebilecek bir yerden bakan hakem görmekle bakmak arasındaki farkı gösterircesine sadece bakıyor ali güneş'in elinden(!) geleni yapmasına.

kimse bu maçın kasımpaşa'Nın attığı golle biteceğini düşünmedi. galatsaray taraftarı ve bilimum aklı başında fanatik olmayan taraftar kitlesi dakika 60'tan sonra kasımpaşa biter bu tempoyla ondan sonra da galatasaray çakar yine 3 tane diyordu ki öyle oldu.

yok galatasaray 9 kişi kalacaktı yok şöyleydi demesin kimse dakika 8'de bir kırmızı kart bir penaltı verilecekti ki o dakikadan sonra galatsaraylı futbolcuları bu kadar hırslandıracak bir durum olmayacaktı bu nedenle o ilk kartı verseydi bu maçın 7+ gol bahsinde bitmemesi mucize olurdu.

hakeme suç bulmak değil bu oyunun içinde verdiği kararlarla niyetini gösteriyordu zaten.
evet keita kırmızı görmeliydi. ama hakem kırmızı kart gösteremedi, yemedi de diyebiliriz. o kadar pozisyon olsun bariz penaltı+ kırmızı kartı çalma üzerine bariz gol şansı ve son adam pozisyonunda saçma bir kararla sarı ver üzerine de kırmızı kartı galatasaray'a göster...
güven özveri ve tecrübe üçlüsünün yanına 10 kilo ağırlığında bazı organlar gerekliydi.

bu sene moruz şiirimize yeni bir dize eklenmesine de yol açtı bu maç

"öyle de koruz
böyle de koruz
bu sene moruz
alayına koruz"
*