bugün

sandıklarda eskiyen tişörtleri çıkarmaya vesile olacak konserler silsilesidir.

(bkz: 7 mart 2010 destruction konseri)
(bkz: 11 nisan 2010 flotsam and jetsam konseri)
(bkz: 28 nisan 2010 sepultura konseri)
(bkz: 26 haziran 2010 metallica konseri)
(bkz: 27 haziran slayer konseri)
(bkz: 3 temmuz 2010 overkill konseri)

not; hepsi istanbul'da düzenlenecektir.
aslında metalcilerin pek hoşnut olduğu bir durum değil bu.
vicdanları ve cepleri arasında sıkışırlar çünkü. (bkz: swh)
gelen gruplar arasına Kreator gibi bir devin yazılmaması şaşırtmıştır .
(bkz: 27 haziran 2010 megadeth konseri)
tanrı nın peygamberleri ile yer yüzüne, istanbul a inmesi durumudur. slayer cc, tüm peygamberlerini toplamış ve istanbulumuzu ziyarete gelmektedir.

töbe ya reppi. çarpılacağım.
thrash metalin enerjisini ve asiliğini ruhumuzun içinde hissetmemizi sağlayacak olan büyük olaydır. muhtemelen kafa sallamaktan boynumuz kopacaktır.
big four yapılarak taçlandırılan akın, beşiktaştan thrash boşalması olacak, metalikacı ibnelerde olmasa. evet metalika nerde o kill em all albümü nerede o master of puppets albümü unforgiven serisi ile olmaz öyle sertlik yavrum.
metallica ve slayer, yeniden canlı performanslarını izlemek istediğim iki ekol. metallica nın 99 konserinde üst üste giydiğim iki t-shirt ümü aşırı terleme yüzünden nöbetleşe giydiğimi hatırladım birden. ön sıralarda yüzlerce gorilin üzerime uyguladıkları basıncı. ön sırada olmanın bir kötü yanı da penalar hep ortaya atılır. ve o zamanın parasıyla onbeş milyona aldığım kapalı tribün biletimle saha içine giremediğimi, girmek için görevlilerden birine bir onbeş milyon daha verişimi hatırladım. halbu ki saha içi biletler yanlış hatıramıyorsam üç milyondu sanırım. güzel anılardı, gençlikte vardı be kardeşim.

gençlik demişken adamlar ( metallica, slayer) elli yaş ortalamasındalar hala ve hala en iyiler. silkinmeliyim sanırım. henüz otuz yaşıma dahi gelmedim.

aaah. slayer 98 konserini metal müzik delisi bir insanın görmesi gereken son şey olduğunu düşünürdüm. hala da öyle düşünüyorum. en azından 27 haziran gecesine kadar. aslında henüz ilk saniye kırılan koltuk yüzünden yirmi kişinin üzerime çullanması da cabası olmuştu, ilk şarkı bittiğinde ancak nefes alabilmiştim. tanrım, kalp atışlarımın düzenli çalışması için bana yardım et. şimdiden çok heyecanlıyım.

ve overkill, 29 mayıs gecesi enteresan konser mabedinin üçüncü katından aşağıda kuduran insanların üzerine atlamayı bile düşünmüştüm. ve pisuvarla olan kısa çaplı ilişki kurarken yanımda aynı eylemi yapan sarı saçlı kameramanı bir almana benzetip türkçe bilmiyordur düşüncesiyle ' hey ahbap, bunuda çek ha' dediğimde adamın 'ben türküm' demesi oldukça komikti. en ilginç olan hadise ne kadar underground bir konser olması gerekiyor olsa da kendimi bir gün sonraki kanal d haberlerinde en önde kudururken görmem olmuştu, * muhafazakar ve gelenekçi olan annem ve babamla birlikte. daha sonrasında onlara bakarak 'hayır ben insanım' şeklinde bir cümle kurabilmiştim.

hayat boyunca unutulmayacak anılar yalnızca sevgililerle geçirilen anlarda gerçekleşmiyor. heavy metal tutkunuysanız eğer ne olursa olsun en azından bu üç grubu mutlaka izleyin.(tahminime göre ikisini belki de son kez türkiye de göreceğiz) belki sevgilinizle gidersiniz he!*