bugün

rafet el roman'ın sağ bek olarak milli takımda oynadığı maç. ama nedense arkasına hamit altıntop yazdırmış. şaşırtma taktiği olsa gerek.
jan koller ile 0-1 olan maç.
spiker bi ara, "aurelio, sarı kart gördü ve bir dahaki maç için cezalı duruma düştü. çünkü, önceki karşılaşmada da sarı kart görmüştü. onun için cezalı duruma düştü." gibi bir cümle kurdu. şahsen ömer üründül'ün yerinde olsam, şöyle bi diyalog gerçekleşirdi:

- aurelio, sarı kart gördü ve bir dahaki maç için cezalı duruma düştü. çünkü, önceki karşılaşmada da sarı kart görmüştü. onun için cezalı duruma düştü.
+ yapma ya.
- valla diyorum.
+ ilginç.
- kural bu abi.
bol bol yan ve geri pas yaparak ilk yarisini 1-0 yenik kapadigimiz karsilasmadir. bir turlu ileri gidemedik.
tek pozisyona giremeden ilk yarisini bitirdigimiz mac. isvicre macinin devre arasinda da pek umutlu degildik ama cevirmi$tik maci. umarim bugun de oyle olur..
tuncay şanlı'nın ilk yarı yine hayal kırıklığı yaşattığı maç.
acilen yerden paslarla, hızlı çıkmamız gereken maç. yoksa güdük futbolcularımızla bu taktikle hiçbirşey yapamayız. tek umudum fatih terim'in takımı motive etme gücü. sonuç olarak: bence en azindan beraberliği yakalayacağız.
hollandadan on yemektense çeklerden bir yeriz daha iyi dediğimiz maç olmaktadır.
(bkz: çek bi gol)
hakemin ibnelik yaptığı maç.
hakemin tum takdir haklarini ceklerden yana kullandigi mac. mehmet topal'in yaptigi hareketin aynisini cekler yapti, kart cikarmadi. isvicreli oldugu icin acisi var diye du$unmeden edemiyor insan.

edit : hakem isvecliymi$. olsun, onun da dun ak$am ispanya macindan acisi var. bizden cikariyo olamaz mi yani ?
kesinlikle orta da olan maç. her iki takım da aman aman futbol oynamıyor. en azından diğer maçlara göre daha derli toplu bir milli takım var sahada.
keske kötü oynadigimiz bi mac olsaydi. ama su ana kadar ne yazik ki cok kötü oynuyoruz. hakem de o.. cocuguymus bu arada onu da görmüs olduk!
ilk gol çeklerden gelse de hakkıyla alacağımız maçtır.
tuncay-kazım topal-ayhan değişiklikleri beklediğim a grubu final maçı.
sinyor terim'in yine portekiz maçındaki anlayışla sahaya çıktığı karşılaşma. defansta top çevir, ileriye uzun top yolla, birisi indirir öteki de vurursa ne ala... lakin türk olarak değil de başka bi millettenmiş gibi maçı izlediğimiz zaman kolaylıkla -ilk yarı itibariyle- maçın hakkının çek cumhuriyeti'nin galibiyeti olması gerektiğini görürüz.

spiker de o kadar ajitasyon yaptı ki içim büzüştü. yok koller gibi bi oyuncuya pek bi önlem alınmazmış zaten, yok onun yaptıklarını yapabilen çok az oyuncu varmış... kardeşim bu milletin avuntulara ihtiyacı yok, başarılara, sevinçlere ihtiyacı var. sen koller'den değil kendi takımından bahset, ilk yarıyı rakip kaleye tehlikeli bir sut dahi atamadan kapattıgından bahset, forvetinin sapır sapır döküldüğünden bahset, bahset de bahset...

hüdüt: döt olmadım koç. dikkat edersen ilk yarı itibariyle yazmışım.
devre arasında fatih terim'in muhtemelen şu şekilde futbolcularımızı motive edeceği ve 2. yarı yine skoru lehimize çevireceğimiz maçtır;

-basamıyoruz. neden?
+...
-ruhumuz eksik kaldı biraz. bu maç böyle mi bitecek?
+hayırrrrr!!!
-sizin onlardan neyiniz eksik? fazlanız yok mu? ne bekliyorsunuz? saldıracaksınız. vuracaksınız ve maçı alacaksınız...
+alacağız!!!
-çıkın oraya, annelerimiz için, babalarımız için, kardeşlerimiz için. haydi köçlarım allah utandırmasın...
koller'e çare bulunmazsa skorun aleyhimize artacağı maç olacaktır. her topu ya kafasıyla ya da göğsüyle indirmekte, yeri geldiğinde golünü de atmaktadır.
hakemin isveçli olup saçma sapan komplolara kurban gittiği maç.
bu şekilde futbol mentalitesine sahip olduğumuz sürece portekiz in kadrosu bizde olsa bile bi bok yapamayacağımız maçtır. elinde nispeten iyi hücum oyuncuları bulunan takımımızın hücum silahının defanstan şişirilen toplar ve volkan ın yaptığı degajlar olması ironiktir. o değil de cech de öyle yapmaya başladı iyice sidik yarışına döndü iş be. gerçi koller olduğundan işe yarıyo. e sende kim var nihatla semih. belki de terim mi işi sidik yarışına çevirdi bilinmez. belki de kameralara trip atmaktan maçı takip edememiştir. görememiştir havadan toplarla şans faktörü haricinde bir pozisyona giremeyeceğimzi. e ama çok da şanssız değiliz be bu maç nasıl olsa bizim son dakikada attığımız gol ve çeklerin son dakikada yediği golle önem kazanmadı mı? neyse... şanslıysak yine ya da yerden oynarsak biraz belki adamakıllı pozisyon bulabiliriz. ve tabi şans da gerek...

edit: nispeten yerden oynadık ve birçok pozisyona girdik, ve tabi cech'in topu elinden kaçırması yanımızda olan şans faktörüydü belki de...
koller`in kafa ile auta attığı bir posizyon esnasında hakemin hasstırrr çektiğini gördüğümüz maç.
hakan kadir balta'nın soyadına münahasır şekilde davranışlarıyla oynadığı karşılaşma.

2 tane stoper var, bir adet adam top sürerek geliyor, haaaakanım stoperlerin yanında, ulan adam soldan koşu yapmış ona pas atılacağı belli senin ne işin var orada, yerini tutsana? her attığın top zaten rakipte, bir bindirme yok bir şey yok, allah'tan son hafta jeneriklik bir gol attın...

servet'in koller'i durdurma çabası ise muhteşemdir, hemen her topu koller almaktadır, alınamadığın da faul yapılmaktadır.

hamit ise çirkefçe oynamasına devam etmektedir. isviçre maçında gökhan dinler'in teması olmamasına rağmen yere yatıp çimleri tokatlaması ve gökhan'a sarı kart çıkarttırmasından sonra zaten gözümden düşmüştü, her pozisyonda kolayca düşen, yerden kalkmayan biri haline geldi, bayern'de böyle değildin hamit, bu kadar mı yani? hani orta, hani çalım atmak? bunlar yok ama kendini yere atmak, artistlik yapmak oldu mu çok değil mi? aferin, devam et.

tuncay bildiğimiz tunc ay, koş oğlum tuncay. yahu portekiz maçındaki 2 iyi oyuncudan biri olan kazım 50 kere tuncay'ın yerine oynamaz mı? aferin sinyor.

nihat turnuvada ters patlama yapan topçumuz olmuştur, her duran topta "ben atarım" edası yok mu öldürür, ulan 1 kere de bırak hamit falan kullansın? taçı sen at, korneri sen at iş oyun kurmaya geldi mi, yok... aferin oğlum sana da.

bir uğur boral nerede? bir kazım nerede? sinyor şimdi ikinci yarıda kesin semih'i alır oyundan! tuncay, nihat kalır, onu alır!

işine geldiğinde aurelio'yu takıma alırsın, vederson gibi biri dururken sol beke hakan balta'yı alırsın. ibrahim kaş'ı kadrodan çıkarırsın, kendi takımında orta saha oynayan hamit'ten sağ bek yaratırsın, mehmet topuz gibi adamı almazsın, böyle bakarsın, ah sinyor bir de devamlı hiperaktifliğin yok mu, gerçekten komik duruma düşmejtesin.

şu maçın ilk yarısındaki en olumlu işimiz kendi sahamızda 3 metre yanımızdaki adamlara pas atarak top çevirmemizdi(!) sanıyoruz...

aferin sinyor, arda'nın son dakikada attığı şutun defansa çarpıp girmesinden sonra egon şişmiş "ben bunu hep yapıyorum" demiştin, evet sen böylesine kadro yanlışlarını ve oyun kurgusuzluklarını ve bala dayalı maç kazanmalarını hep yapıyorsun...
şu futbolla kazara falan çeyrek finale çıkarsak uefa yürütme kurulunun turnuvanın selameti ve prestiji açısından milli takımımızı diskalifiye etmesi geretiğini gösteren maç. ilk 7 dakikada hiç 3 pas üst üste yapamayan, 45 dakika boyunca rakip kaleciye tek şutu olmayan 60 metre geri pas atan avrupa şampiyonası çeyrek finalisti kaç takım gördünüz?

oh sabri de girince 6 galatasaraylı 2 fenerli kaldı sahada burda da koduk fenere ahah. (maksat maça heycan gelsin)

edit: öahöğasöfağsdaödasçdma
fizik olarak bizim 2 katimiz olan ceklere yandan orta yapmak suretiyle gol atmaya calistigimiz musabakadir. ortadan yerden oynasak coktan 2-3 gol atmistik.
2-0 gecmis olsun.