Geçenlerde yine aklıma gelir oldu. Göğsümde bir ağrı vardı; "oh be sonunda gidiyorum mu ne" diye sevindim fakat sonra kendiliğinden geçti. Aslında bir doktor bana çok güzel bir fikir verdi istemeden de olsa; kendimi kar'a gömmeyi düşünüyorum. Hem uyurken gidiyorsun, bence harika. Geçen sene sözlüğün ismiyle müsemma uludağa giderken tanıdıklarım anlayıp engelledi, bu kış artık zaman geldi diye düşünüyorum. Cidden çok küskünüm ve artık hayatta olmanın da bir manâsını göremiyorum. Umarım bu üçüncü girişimimde başarılı olurum artık.

Sözlük yazarlarının bir şirketi olması halinde, işe almayacakları personel adaylarının sahip oldukları kriterlerdir.

Sosyal medya hesapları varsa incelerim; rap dinleyeni almam, "sal beni", "şaka mı", "halis mi" yazmışsa almam, "kendimin en iyi versiyonu", "kendini gerçekleştirmek" yazmışsa almam. lgbt destekçisi ise almam, akp'li ise almam, zamanında kılıçdaroğlu destekçiliği yapmışsa almam. "herkes istediği gibi giyinir" yazmışsa almam. Mhp'li ise almam, hiperaktif ise almam. erkek ise almam...

Amerikanın new jersey eyaletin'in boonton kasabasında 1899 yılında doğdum, ilkokul ve ortaokul öğrenimimi orada tamamladıktan sonra, babamın bazı işleri yüzünden chicago eyaletine taşınmak zorunda kaldık. Görünen o ki liseye orada devam edecektim... Annem new jersey'deki komşularını çok özlüyordu fakat yeni hayatımıza da alışmaya çalışıyordu. Vaftiz babam peder juliano idi. Her pazar kilisesinde gospel müziklerini dinlediğimiz ve huzurla dolduğumuz peder juliano babamın da vaftiz babasıydı. Hatta bazı dedikodulara göre büyük büyük büyük dedemin de vaftiz babası yine peder juliano idi. Boonton kasabasından sonra taşındığımız chicago elbette hayatıma büyük yenilikler kattı. Üniverste okuyup ne yapacağım diyerek, çeşitli tanıdıklar vasıtasıyla chicago outfit adlı organizasyona katıldım. Sene 1940 yılına geldiğinde, ben de geride kalmayıp 1941 yılına geldiğimde bir sene fazladan geldiğimi fark etmemle birlikte ne yapacağımı şaşırmış hlade chicago sokaklarında kendimi içkiye vermiştim. işte o gecelerden birinde, gece saat 3:45 civarlarında kendimi aşağılık bir tren garında uyurken buldum. Etrafta benden başka kimse yoktu, delice yağan yağmur yüzünden sırılsıklam durumdaydım. Masmavi ve beyaza kesen şimşek gözlerimi kör edecek seviyediydi. Küçüklüğümden beri Sırtımda daima bir kaşıntı olurdu, bu kaşıntı tam o anda yine tutmuştu... Tam da bu sırada sırtımda beliren bir el ile irkildim. kafamı arkaya çevirmekten korkmuş bir şekilde, bu sırtımdaki el kimindir, kim var orada, diyerek bağırdım, Sırtımdaki elin sahibi ben lisedeyken hayatını kaybeden, vaftiz babam peder juliano'dan başkası değildi. Şaşkınlık içinde kekeleyerek, p.. pe. pedd.. peder ju... peder juull... diye sayıklarken, peder juliano arkasında geceyi aydınlatan şimşeklerin ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında olağanca heybetiyle sözümü keserek; "Horozun kalkıyor mu" dedi...

To be continued or not, who know...

istanbul'un etiler eyaletinde doğdum, vaftiz edilmem çok sürmedi, boşluğumu buldukları bir vakit gizlice vaftiz ettiler beni, farkına beş gün sonra vardım. Annem ünlü piyanistlerden biri (şimdi isim verip de kimliğimi deşifre etmek istemiyorum) babam ünlü armatörlerden biri. ilkokul, ortaokul ve liseyi etilerde tamamladım. Sonrasında üniverste okuyup da ne yapacağım diyerek kendimi dalgıçlık konusunda geliştirdim. Bir süre sonra o kadar geliştim ki, bir insan bu kadar mı gelişir, bu anormal bir durum diyerek dalgıçlığı bıraktım ve son ütücülüğe başladım. Sonrasında ise kaderin bir cilvesi olarak kendimi amerikada buldum, şu aralar amerikada sahibi olduğum diner konteynerinde yiyecek ve içecek hizmeti veriyorum. En çok satan ürünüm elmalı turta, en ünlü müşterim ise juice newton

duvarları zorluyor özgürlük silahı
darlıyor amları çift boğazlı çekirge
öksürünce batıdan dalgalanıyor kırmızı sancaklar
yeniden arşa çıkıyor ölgün kralın dul yarağı

kraliçe ağlıyor evde su yok
batıdan kalkınca devasa binalar havalara
batıyor okyanusa pipisiz cambaz
Kuzeydeki ayının gülü bülük gibi açılıyor

https://www.hizliresim.com/21kiozp

Pandeminin başından beri kullandığım ve çokça sevdiğim bir tanışma sitesi;

çok sayıda test içeriyor, yüzlerce ve sürekli güncelleniyor, buna göre ortak ilgi alanındaki onlan kişilerle uyumlamaya göre eşleşiliyor.

karşı tarafa intro yazabiliyoruz, isterlerse "konuşmaya başla" diyerek, bizimle konuşuyorlar.

haftada en az 6-7 eşleşme alıyorum, sürekli olarak birileriyle sohbetin uzaması çok zor oluyor, kadınlar hep karşıdan sohbetin devam ettirilmesini beklemekte fakat üç tanesiyle instagramlarımıza ekleşsek de yine de iki yabancı gibi, konuşmadan listelerimizde durmaya devam ediyoruz.

ben buna şey diyorum; "ölümlü sohbetler ve karşılaşmalar" elbet bitiyor...

şimdiye kadar bu tarz sitelerden sadece birinden biriyle 3 senedir yazışıyoruz, şans işi, frekansların uyuşması zor iş, kırk yılda bir olunca da değerini bilmeli, ben şahsen biliyorum.

Hayalim birgün o'nunla yüzyüze gelebilmek.

farklı şehirler ve imkânsızlıklar hayatın acı gerçeklerinden fakat kimbilir, yaşamaya devam, bir umut hep var...

Şimdiden çok özledim, en sevdiğim başlıklara girilen yeni entryleri okuyamamak üzücü.
*neden sevgilin yok
*hayat pahalılığı başlılıkları
*zamanımızdaki kadın ve erkekler arasındaki iletişimin içerdiği zorluklar
vesaire... vesaire...

Selamunaleykürt
Kükürt
Kürk
Kürko
Kriket

Tam güzellik merkezinde yüzünüze gençleştirici maske kür'ü işlemi yapılırken, bir tane daha istiyorum denmemelidir misal.

Bir kür en fazla bir defa yapılır bir günde çünkü.

Yoğun madde ilüzyonu içeren bu sınav yerine ruh kontratı yapıp geliyoruz bildiğiniz üzre fakat bu şekilde mi olmalıydı sistem. Dünya hayatı kısır döngü ve acıdan ibaret bir yerdir.

Amaç her ne kadar tekamûl olsa da, sabır diyip günleri geçirmeye bakıyoruz, hayatın ve tabiatın giderek ekşiyen yüzüyle yaşamaya alıştığımız şu zorlu ve giderek de daha zorlaşmaya devam edecek dünya hayatlarımızda keşke sahilde bir çayla simit yiyecek kadar, konuşmadan anlaşacak kadar kafa dengi ruh eşlerimiz olsaydı. Zaten bitecek gidecek bir hayat, bizlerin bedenleri bugün değilse yarın yok olacak, ruhlarımız bedenlerimiz den serbest kalacak, yaşanmamışçasına her birimiz unutulacağız. isimsiz hikayeler olacağız bu ilahi düzenin sistemi, yapacak birşey yok elbet, fakat keşke biraz daha yalansız ve anlayışlı insanlar olsaydı etrafımızda. Belki bu açık cezaevi hayatlarımız daha kolay geçerdi...

Bizler bildiğiniz üzre ruhlarız, kaybolmayan sonsuz enerjileriz, her bedenimizden serbest kaldığımızda soluğu spatyumda alırız, burası kabaca özetlemek gerekirse; biz ruhların, subjektif olarak etrafındaki, bulundukları ortamı imajine ettiği ve tamamen yalnız olduğu,.vicdanımızın son dünya hayatında yaptığı yanlış aksiyonlar sonucu bize şiddetle eziyet ettiği, sürekli olarak hatalarımızın acısıyla kavrulduğumuz hallerde olduğumuz bir ortamdır.

Bir sonraki bedenlenmeye değin aksiyonlarımızın bedelini ödedeğimiz yerdir.

Kitabın sonlarına doğru, dünyada neler yaşanacağının anlatıldığı bir yer başlıyor; 1954 yıllarında yazılan ve noter kasasında 50 küsür yıl kilitli kalan bu kitaba göre ve Erhan kolbaşı artı bilyay vakfınında söylediği gibi, biz son 50-55 yılı yaşamaktayız devre arasından önceki son 55 yıl yani.

Çünkü kitaba göre her 70 ila 80 bin yıldaki şifon çekilmesi yani devre arası artık burnumuzun dibinde. Çok şiddetli ve dinmek bilmeyen depremlerle kıtaların altının üstüne gelmesi sonucu bir yok oluş. Hayatta kalan az bir zümrenin ise akıllarını yitirmesi, ile sonuçlanacak. Ortalıkta şaşkınlıkla dolaşacak dehşete düşmüş insanlar...

Bu aslında resetleme, devre arası veya şifon çekilmesi hadisesi, mevsimlerin geçişi gibi dünya okulunun rûtin bir olayıdır. The forgetten tales bir nevi.

Sıklıkla zuhur eden ve sıklıkla unutulan bir hadise.

Misal bizden bir önceki şifon çekilmesi Nuh tufanıdır, ondan da önceki gılgamesh olayıdır, ondan da öncesi devre arası dönem ise arthasis epicleridir.

Sürekli olarak bu endless circulate devam etmektedir... Evet sonsuz bir döngü zira daha evvel de belirttiğim gibi; dünya okulunda bu işleyiş hakimdir.

Spatyum hayatlarımızda vicdanımızın bize her eziyet ettiği dönemlerde adam olmadığımız takdirde tekrar ve tekrar soluğu dünyada almaktayız, bu döngüler isteyelim veya istemeyelim, yer çekimi kadar açık ve nettir ki; biz adam olana kadar bu döngüye hapisiz...

Dünya gezegeni hep buradaydı ve hep burada olacak... Nasıl ki biz mezun olmamıza rağmen ilkokul 1 halâ oradaysa, dünya gezegeni de ilelebet buradadır ve amacı bizlerin karşılıklı imzaladığı kontratlar neticesinde bu hayatı çeşitli roller ve haller de yaşayıp olgunlaşmamıza olanak sağlamaktır.

Bunları reddetmek, bir çakmağı elinizden bıraktığınızda yere düşmeyeceğini düşünmek gibidir, akvaryumdaki balıkların, akvaryumda olduklarına inanmamaları gibidir...

Dünyada idrak ettiğimiz şu zamanlarda, yoğun madde ilûzyonu içeren bu dünya okulunda kendinizi sadece iyiye ve sabıra bırakınız, biliyoruz ki hayat. Korkunç bir kısır döngü, acı, hüzünlü, fakat unutmayın ki hepsi birer ilûzyon...

Bundan sonra dünyada acı gittikçe artacak, insan; tabiatın gittikçe ekşiyen yüzüyle daha acı şekilde karşılaşacak, unutma; çekilen eziyet de geçici...

8 haziran itibariyle piyasadaki aşırı önemli imf haberleri ve bezos'un yüklü alım yaptığını belirtmesi üzerine adeta uçuşa geçen kripto para; grafik okumayı bilenlerin bildiği o en önemli formasyon'u da yapmış olması, uçuşa geçeceğinin en büyük göstergesi zaten.

https://www.hizliresim.com/9yivq7e

aşık olunacak kız başkadır, seks yapılacak başkadır, bu kız aşık olunacak güzel bir kız değil fakat insanı deli eden mükemmel bir seks arkadaşı.

inanılmaz etkileyici bir porno film yıldızı, yüzünden seks akıyor, memeleri insanı başka diyarlara götürüyor, izleyin, izletin efendim. çektiğinize değiyor...

jade kush... akıyor başka söze gerek yok, görüyorsunuz kızı...

Hayatımda hiç oruç tutmadım çünkü god damn hell yeah...

Ekrem imamoğlu; ucu dışarda tehlikeli bir örgütün casusudur, bütün amacı haytalık, saçma sapan işlerdir. terlemesinin sebebi ise; mi6 (em ay siks) gizli servisinin cildine yerleştirdiği aşırı terleme sistemiyle, hiçbir yerde parmak izi ve deri kalıntısı bırakmamasını sağlamışlardır. turgut özal'ın ölümünde de parmağı bulunan bu her daim terli adam rus başbakanı vladimir putin ile süt kardeşidir. yani hem ingiliz gizli servisi hem de putin'e çalışan bir "casus ter adam"dır.

Wemade şirketi'nin hayata geçirdiği, NFT ve crypto token, stacking sistemleri içeren, oyundaki madenleri (Darksteel) kazarak kripto coin'e dönüştürebileceğiniz (Draco token) yeni sayılabilecek(200. gününü kutladı geçtiğimiz günlerde) bir mmorpg. android ve pc destekli...

Merhabalar; ilk defa hayatımda bir oyundan para kazandım ve bu sevincimi sizlerle paylaşmak istedim;
oyunda para kazanabileceğiniz o kadar çok yol var ki, ha tabii ki full vakit isteyen bir oyun fakat oyunun dahili bot programı var bu yüzden siz işe gittiğinizde de kasmaya devam eder...

şu zamana kadar totalde 435 dolar kazanmış durumdayım, iki ay içinde sistemimi kurdum, iki karakter ile kasıyorum, üstelik para kazanmayı hiç düşünmemiştim, tamamen karakterimi güçlendirmeye odaklıydım fakat gayet leziz para kazanmak da, haftalık 35 dolar kazanmak eskiden çok kolaydı fakat şimdi de haftada 25 dolar civarı mümkün, bu arada ben oyunda neredeyse hiç kazı yapmadım, çok farklı metodlar var darksteel elde etmek için, oyuna bir kuruş yatırmamakla birlikte, para kazandım, acele etmezseniz, sisteminizi kurup (iki karater yeterli) biraz ileri levellarda oldukça işe yarar katkılar sağlayabilirsiniz bütçenize, bu bir girizgah olsun, ilerleyen vakitlerde bu başlığa yazmayı düşünüyorum. benim kullandığım metod; altın kasarak ds elde etmek ve ayrıca enerji kasaları satmak, dediğim gibi para kazanmanın çok fazla yolu var. http://www.mir4draco.com buradan piyasayı takip edebilirsiniz, http://www.xdraco.com bu siteden ise item satışı, karakter satışı ve stacking sistemlerini gözlemleyebilirsiniz... ki ikisi de resmi oyunun siteleridir, iki ayrı site yapmışlardır... NFT'ler ve oyun içi düşürülen itemlerin diablo 3 rmah gibi satılması durumu da var, karakterinizi nft olarak satma da var, stacking program da var, var oğlu var en bilineni ise; altın kasıp (ki gerçekten ultra kolay, 100k'lık enerji sandıkları ve basit yeşil itemlere +6 basıp satıyorum, 100k'lık enerji satmak çok hızlı ve basit) şu sıralar sorcerer karakterimle oynuyorum 70 level olmak üzere ve 70k power'ı mevcut, yardım isteyenlere yol gösteririm...

recent trades derseniz xdraco sitesinden, karakterlerin nasıl peynir ekmek gibi satıldığını görebilirsiniz, üstelik 100k powerlı bir karakter yapmak inanın zor değil, fakat ben satmak yerine ilerki levellarda kolayca düşen itemleri düşürüp satmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyorum, sadece bilgilendirmek istedim, tatliş sözlüklemeler efendim...

%99.99 Türk kızlarından daha zevkli olacaktır ama %99.99 türk kızları'nın vacişinden daha zevksiz olacaktır.

Onlar hür, seks tabu değil, azgın bir dişi kısrak gibi sikinize tecavüz edecektir, seksten sonra ağlayıp, erkek olduğunuz halde, duşun altına girip, oha kız resmen beni sikti diye ağlarsınız ama öte yandan amcık fallafoştur fakat türk kızının vacişi ise darlığı ile sizi ve sikinizi kutsayacaktır zevkten.

ikisi birden olmuyor işte. hem limuzin hem cam kenarı olmuyor ha ben hangisini seçerim soracak olursanız türk kızını seçerim, batılı kızlarla imkânı yok anlaşamayız biz, neden anlaşamayız, çünkü ne kadar batılı kafasında olursanız olun karınızı batıda gözünüzün önünde sikiyolar karınız Heey frank işte eski bir arkadaşım uğramak istemiş bize diyor. öyle ar damarı çatlamış bir toplum batı. o yüzden bizim türk kızlarının yine ağzına amına kurban olmalıyız.

kabala yahudi kadim mistik öğretisi adlı kitabı okuyorum A. Ekrem Ülkü kitabın yazarı. Diğer yandan ise porno sitelere göz gezdiriyorum. Yahudi tanrısı yahveh (yhvh) diyor, ezoterizm diyor, occultism diyor, inisiye yöntemlerle öğretilmiş çağlar boyunca diyor, ama zonk zonk eşşoğlu eşşek yarak izin vermiyor okuyayım şu güzelim kitabı. Daha sırada bisürü ezoterik bilgiler içeren kitap var, izin vermiyor resmen, Bilinmeyene olan merakım, gizemler, büyüler, tanrıyla konuşmak, evrenin sırları diğer yanda ise kaymak gibi traşlı amcıklar, önümde örselenmiş bir yarak, delicesine sabahlara kadar am yalama arzusu, lânet olsun gizli ilimlerinede, occultist öğretilere de ben çay içip şu amcıkların hakkından geleyim sonra okurum kitaplarımı.