Yunanistan'ın bile ülkesinden kovduğu, G. Soros sponsorluğunda kurulan Bush'un kuzeninin sahte oylama şirketi ile geldiğiniz iktidarda, şimdi bu ülkenin çocuklarına, gencecik insanlara bu zülmü yapıp da şu başlığı açıyorsunuz ya, iki gün önce üniversitede çocuklarıma yardım ederken köpeklerinizin attığı mermi ile sağ gözümü kaybettim ya, bu gün nişanlısı ile beraber yürüyen kızıma köpekleriniz tecavüz etmeye kalktı ya... bir babanın bedduasını aldığınızı sanmayın ey yalakalar, ey dinsiz takiyeciler, allahın adını kullanıp amerikan köpekliği yapan faşistler, beş gündür bin babanın, bin yetimin kanı sizin üzerinizdedir, leş gibi cevaplar yazacaksınız buna da ağzınızın suları akarak biliyorum, ama Kur'anı Kerim size zulmetmeyi mi öğretti? Zulme sessiz kalmayı mı? Mazlumun ahını almayı mı? Şüphesiz ki siz ve liderleriniz Allah (cc) adını kullanıp, insanlara zulm ediyorsunuz ve Allah-u Teala'ya şirk koşuyorsunuz, böylelikle Kur'an-ı Kerim'in, Tevratın ve Zebur'un, bu dünyaya gelmiş geçmiş ne kadar garip babası evliya, ne kadar peygamber var ise, başta Sallalahu Aleyhi Vessellem Efendimiz olmak üzere, bu firavun günahını işlediğiniz için sizi, ecdadınızı ve nesillerinizi aynen lanetlesin.

dini ısrarla devlete karıştırıp, insanları dini kurallara göre yargılayan anti-laiklerin inandıkları şeytana ve kandırdıklarını sandıkları Allah (cc) a inanmamaktır laiklik. Dini takiyye olarak kullanıp, şeytana ve amerikan üçgenine yani illuminatiye tapınıp masum insanları yanlışa ve sapkınlığa yönlendiriyorsunuz. Laik insan vardır, bir de Amerikan Uşağı gizli mason dinciler vardır. Bunlar insan kılığında aramıza sokulmuşlardır.

(bkz: kendi başlığına giriş yapan hezeyan sahibi) umutsuzluğa ve yalnızlığa kapılmış vatansataryarrakoğlu olarak yeniden vaftiz edilmiş başlık (neredeydiniz ağabey, tek başıma kaldım resmen) diye serzenişle bitecek hüsranlı saçmalıklar.

genel olarak o anda yalnız kalmış şakirtlerin fesüpanallah çektiği -bilerek yanlış yazdım doğrusunu zaten bilmiyorlar- umutsuz çırpınışları sonucunda alay konusu olmaları.

laik bireyler vardır. roma döneminde din adamlarına clerici, din adamı olmayanlara da laici deniliyordu. yani laik. laikçi ise fetüllahçı orospu çocuğu gençliğin sözde küçük kafaları ile laisizmi aşağılamaya çalışmasıdır. laik olan bireydir. laik bireyler tarafından yönetilen devletler de laiktir. laf ebeliği ile yapısalcılığı birbirine karıştırmayalım.

laikçi ne lan diyesim gelen bir başlık olmuş bu... biz size salakçı ya da göt yalamacı diyor muyuz? diye sonlandırılmalı mesela... laiktir o canımıniçi...

yani erkeklerden nefret etmek eyvallah da... lütfen ölün diye bitirmek... yok o tamamen eşcinselliğe giriş... ölür müsünüz lütfen.
emomusunuz lütfen?

takım elbise içinde dekanın saçma vaazının bitmesini bekliyorum. "bazı meslektaşlarım akıllı telefonlarını çıkarttılar" bile diye badem bıyıklarının altından sokuşturduğu imaya "en azından senden daha akıllı o telefonlar" diye ortam gerici bir cevap vermeyerek, istanbul trafiğine çıkışımı hızlandırıyorum.

iktidarın her isabetsiz hareketinden sonra, abileri tarafından uyarılan küçük götlerin atatürk, laisizm, türkiye cumhuriyeti konularında sözlüğün gündemini değiştirme çabaları.
aslında ne yaptıklarını kendileri bilmese de, olay bilinçaltı mesaj usulüne göre, insanların odaklanmasını bozmaya çalışmaktır.
Yani içki yasağına millet sövüp sayarken, "metroda zina yapan laikler" diye başlık açıp konuyu dağıtmaya çalışırlar. Reyhanlı'ya bomba atıldığı zaman açılan başlığın "Atatürk'ü sevmeme gerçeği" olması, ABD'nin Suriye hareketinden çekilmesi durumunda "Kemalistler Neden Çok içer" gibi bir başlık açılması bu vatansatarpuştoğullarına ABD deki şeyhleri tarafından bildirilen hareketlerdir.
Yemiyoruz, siz bizim yarraamızı yiyin dediğim zaman küfür etmem benim ayıbımdır. Küfür etmemek lazım. Ama gene de siz kemalistlerin yarrağını yiyin lan, küçük piyonlar. sultanbeyli den orman arazisi üzerine kurduğu gece konduları ile bu milletin vergi ödeyen insanlarına nisbet yaparcasına daire sahibi olmuş, istanbullu olmuş, hayatta tek yapabilecekleri ekepe de politika yapmak, ağabeylerinin boklu götünü yalamak olan bu insanlara küfür etmek ayıp olmasın.

metrolarda zina yapan laikçileri röntgenleyen fetullahçı gotikler... siktiriboktan post modernist roman ismi... bukalemun şakirtler...
yarın bir gün iktidar değişince gotik makyaj yapıp sokağa inmeyi götü yemeyecek gotikler... tikler... yarraamın başları...

4. Murat geliyor aklıma Osmanlı Kaynakları guttan vefat ettiğini iddia ederken, batılı kaynaklar karaciğerinin aşırı büyümesi sonucu öldüğünü söylerler... gut gut zer gut...

kesik at başı varsa bir adet şahane olan durumdur... bu haliyle bile güzel olan başlık.

atatürk olmasaydı, bir çoğumuz amerikan ya da ingiliz sömürgesi olurduk (ki Atatürk'e rağmen olduk), Atatürk olmasaydı muhtemelen Amerika kendi toprakları içerisinde bir şeyh, tarikat lideri yaratırdı, bütün sözde Müslümanları ona bağlar, ona da istediğini yaptırır ve söyletirdi (ki Atatürk'e rağmen böyle oldu), Atatürk olmasaydı devlet dahilinde iktidarı yabancı ülkelerin atadığı valiler, politikacılar yönetirdi (ki Atatürk'e rağmen böyle oldu), Atatürk olmasaydı Türk demek ayıp başka millettenim ve türkleri sevmiyorum demek popüler olurdu (ki Atatürk'e rağmen böyle oldu), Atatürk olmasaydı ne ortak dil kavramı olurdu, ne de ortak eğitim kavramları (ki Atatürk'e rağmen böyle oldu)
ki Atatürk'e rağmen böyle oldu, oldu olmasına da 80 sene geç oldu, amına koyduğum yarrak kafalı gavatlar sizi.

müezzinlerin Sabah Ezanı (Saba Makamı), Öğle Ezanı (Rast Makamı),ikindi Ezanı (Hicaz Makamı),Akşam Ezanı (Segah Makamı),Yatsı Ezanı (Uşşak makamı),Cuma iç Ezan (Hicaz Makamı),Cuma iç Ezan (Rast Makamı),Sala (Hüseyni Makamı)gibi makamlardan habersizce yaradana sığınıp bozuk hoparlörler eşliğinde yardırması sonucu ezandır rahatsız olma durumu büyükşehirlerde sıkça baş gösteren bir hadisedir. Ne var ki müezzinlerin atanmak için çaba sarfetmediği, dolayısı ile bilmem kimin yeğenine torpilin geçilmediği vilayetler ve küçük şehirlerde ezandan kimse rahatsız olmaz, huzur verir.

isim olarak sevmediğim tamlama biçimidir. hoşgörü, hoş gören tarafın kendi tarafını en doğru, hoş görülen tarafın da yanlış ya da sapkınca olduğunu kabul ettiği andır. yani içinde hoşgörüsüzlük içerir hoşgörü.

kendi isteği ile padişah olmamış bir padişah. son padişahtır. sonrasında gelen abdülmecid efendi de kendi isteği ile padişah olmak istemiştir olamamıştır. ingilizlerin diretmesi ile atatürk hakkında idam fermanı vermiştir. kurtuluş savaşından sonra düşman devletler lozanı kabul ettikleri anda, bu idam kararını zorla aldığını söylemiştir. ne haindir, ne değildir. kukla olmak zorunda kalmıştır. onun zorunlu kuklalığı şu anda hiçbir zorunluluğu olmadan kukla olarak yerine getiren takiyeddin efendilere acı bir ders olmalı diye düşünürüm hep. ama suratına tükürüldüğü anda rahmet yağıyor sanıp yarabbi şükür diyen insanların, haysiyetsizliği bu ülkede prim yapmaktadır.
bu yüzden de takiyeciliğin haysiyetsizliğini bilen atatürkçüler vahideddini de haysiyetsiz sanarlar, takiyyecile de kendi haysiyetsizliklerinden dolayı vahidettinin de kendileri gibi olduğunu düşünürler. oysa asıl konu orada vahidettin olmasa necibettin, o olmasa hasan o da olmadı ahmet olsa da nedenin aynı olduğu ve sonucun da aynı olacağı gerçeğidir.

Kur'anı Kerime abdestsiz dokunamayan,
Enam 74 - ibrahim, babası Âzer'e demişti ki: "sen putları tanrı mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum".

Araf 138 - Ve israiloğullarının denizden geçmelerini sağladık? Derken bir kavme vardılar ki, onlar, kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı. Dediler ki; Ey Musa! Onların tanrıları gibi, sen de bize bir tanrı yap! Musa da onlara dedi ki: Siz gerçekten cahillik eden bir kavimsiniz.

ibrahim 35 - Hatırla ki; Bir zaman ibrahim şöyle demişti: "Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut!

Enbiya 57 - "Allah'a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra, ben putlarınıza elbette bir tuzak kuracağım."

Hacc 30 - Emir budur, Allah'ın yasaklarına kim saygı gösterirse, bu, kendisi için Rabbinin katında şüphesiz hayırdır. Size bildirilegelenden başka bütün hayvanlar helal kılınmıştır. O halde o pis putlardan kaçının ve yalan sözden sakının.

Suara 71 - "Birtakım putlara taparız da onlar sayesinde toplanırız" dediler.

Ankebut17 - "Siz Allah'ı bırakıp sadece birtakım putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, size rızık veremezler. O halde rızkı Allah katında arayın. O'na kulluk edin. Ancak O'na döndürüleceksiniz."

Ve Ankebut 25 - (ibrahim onlara) dedi ki: "Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü (geldiğinde) ise, kiminiz kiminizi tanımayacak, kiminiz kiminizi lanetleyecektir. Varacağınız yer cehennemdir. Ve hiç yardımcınız da yoktur."

Ayetlerinde açıkça yazdığı halde Kur'an-ı Kerimi putlaştırıp bir kez okumayan insanların, kelamın hikmeti mi yoksa bölümün ismimi, hangisi daha kutsaldır sorunsalını bir türlü anlamayacaklarını yakın zamanda üzülerek gördüğüm olay.

Adam Makara yazmış Kukara yazmış, kendi günahıdır. Kur'an-ı Kerim bu konuda gayet beliğ ve sahihtir. Önemli olan isimler değildir ki.

Acaba biz ayetlerin manasını ve özündeki hikmetleri uygulayabilecek kadar Müslüman olabildik de, ateistler bizimle buna rağmen dalga geçiyorlar? Öyle mi sizce de?

apartmanda sıkça yaptığım bir olay, genelde ilk gün duymamazlığa gelip başını çevirenler ya da dudak arasından mırıl mırıl cevap verenlerin akşam karşılaştığımızda dostane selam verdiklerini gördüm.

ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi!

“Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış. Filmin adı ” Küçük Tavuk “. Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor. Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor. Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar. Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.

Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır
alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor. Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor.Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor. Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor. Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor. Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”
Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış. Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “işte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.

Sorular:
1-Kümes NERESi?,
2-Yaşlı horozlar KiMLER?
3-Genç horoz KiM, şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi tilki KiM?

En azından yukarıdaki entry de kemocan diyerek, kendi ülkesinin insanlarını aşağılayan bir tavukla karşılaştık bile... Haydi çocuğum peşine takılalım başörtü takan babanelerin torunları olarak birlikte daha güzel bir gelecekte yiyelim tarrağı.

şu aralar sözlüğü rahat bırakmış insanlar, ama tümden gittikleri sanılmasın. her ay abilerine rapor verirler, onlar da yeni sosyal medya stratejileri gösterirler... sosyal medya için tutulmuş bu çocuklar yavaş yavaş insanların kafasına amarigan emperyalizmi zerketmeye çalışırlar.