bugün
- gizli samyel24
- küresel ıkınma9
- icardi190541
- anın görüntüsü14
- kuresel ikinma'nın sevgilisi12
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu18
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması8
- jose mourinho23
- en ilginç bilgiler10
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar10
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal22
- kadir mısıroğlu mezarı18
- sözlük yazarları beni tahrik etmiyor8
- en sevmediğiniz sözlük yazarları11
- kendini bir görsel ile anlat9
- meral akşener15
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- sarılma ihtiyacı10
- bursa8
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak14
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- fethullah gülen8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız14
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- zalbert ramstein18
- herkesle iyi geçinmek10
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi15
- dini eleştirmeyi dün düşmanlığı ile bir tutmak8
- elini cebine atınca en az 5000 lira olmalı14
- karıncaları öldürmeden evden uzaklaştırma yöntemi11
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift22
- kablosuz sütyen20
- arkadaşlar sizce yakışıklı mıyım31
entry'ler (45)
aynı insanın elindeki okey taşını yaramaz bu diye yan tarafa sallaması ile devam edecek unutkanlık hali.
- hayatım bugün beni yemeğe götürcen mi?
+ kes lan (pat pat pat)
- çok hoşsun tatlım, bayılıyorum sana.
+ bak hala konuşuyo (çaaaaaat)
- dudağımı patlattın aşkım benimm, ohh yarasın koçuma.
+ kes lan dırdırı
- aşkım nolur bitane daha vur noooluursuuun.
+ kes lan (pat pat pat)
- çok hoşsun tatlım, bayılıyorum sana.
+ bak hala konuşuyo (çaaaaaat)
- dudağımı patlattın aşkım benimm, ohh yarasın koçuma.
+ kes lan dırdırı
- aşkım nolur bitane daha vur noooluursuuun.
- ilişkimize son verelim mehmet, her şeye yeniden başlayalım.
- ben bir kez son verdim mi dönüşü yoktur, ama seni seviyorum.
- köpeği ezmişsin park yaparken hayvan herif, neden daha önce ezmedin? bıkmıştım zaten.
- ne diyosun be salak karı? sen benim salağımsın, yerim seni.
- ben bir kez son verdim mi dönüşü yoktur, ama seni seviyorum.
- köpeği ezmişsin park yaparken hayvan herif, neden daha önce ezmedin? bıkmıştım zaten.
- ne diyosun be salak karı? sen benim salağımsın, yerim seni.
ellerinde birer, kollarında üçer beşer adet saat bulunduran, yaklaşan birisine elindeki saat'i sallayan fakat belkide asıl maksatları darp ve gasp olan zencidir. genellikle ikili grup halinde dolaşırlar, yakın mıntıkalarda bir kaç grup daha çıkabilir. atletik vücutlara sahipler ve iriyarılar, bir tanesi günde yaklaşık 10 ton beton harc edebilir, ama ne hikmettirki saat satar bu arkadaşlar (daha bir kişinin saat aldığını da görmedim).
genellikle içi boş yangın söndürme tüpüdür. boş olduğu yangın başlayınca anlaşılır.
bir çeşit kare çizerek içine bazı rakam ve harflerin yazılması ile oluşturulan bir tür tablo. bunu yapmak için yıldız ilimleri, burçlar, fizyoloji, ve bir 10 yıl gerekir. bir çeşit gizli ilimdir. vefk yapmak için yeterince bilgi sahibi olunmalıdır. vefk ilminin gerçekte var olduğu sanılmakla beraber yapılması yanlış ellerde tehlike arzedebilir. cin çarpabilir, matrix'te dalgalanma olabilir, sitem göçebilir.
şu dağlarda hobbit olsaydım, olsaydım
bir asi rüzgar olsaydım, olsaydım
arar bulur muydun beni gandalf
sahipsiz mezar olsaydım, olsaydım
şu mordorda han olsaydım, olsaydım
yıkık virane olsaydım, olsaydım
yine sever miydin beni gollum
kıymetlimizi hüküm dağına atsaydım,
şu yarada kan olsaydım, olsaydım
mangalda nazgul yapsaydım, yapsaydım
orta dünyada yerim yokmuş, yokmuş
miğfer dibinde bir taş olsaydım.
bir asi rüzgar olsaydım, olsaydım
arar bulur muydun beni gandalf
sahipsiz mezar olsaydım, olsaydım
şu mordorda han olsaydım, olsaydım
yıkık virane olsaydım, olsaydım
yine sever miydin beni gollum
kıymetlimizi hüküm dağına atsaydım,
şu yarada kan olsaydım, olsaydım
mangalda nazgul yapsaydım, yapsaydım
orta dünyada yerim yokmuş, yokmuş
miğfer dibinde bir taş olsaydım.
gülsem mi yada ağlasam mı diye düşündüren mizahtır. kelimeler tanıma yetmez.
http://img407.imageshack.us/img407/1341/adsz7dv2.jpg
http://img407.imageshack.us/img407/1341/adsz7dv2.jpg
emniyeti açık silah dolaştıran biri gibidir. it'in ne yapacağı belli olmaz.
temenni, dua.
pioneer 10 nasa'nın 1972-1973 yılında dış güneş sistemini araştırmak üzere uzaya fırlattığı iki uydudan (diğeri pioneer 11) biridir. pioneer 10 güneş sisteminden çıkarak yıldızlar arası uzay yolculuğu için tasarlanmıştır. pioneer 10'un içerisine üzeri insan şekilli altın bir levha yerleştirilmiş olup, 1983 yılında güneş sistemini terkedip yıldızlar arası yolculuğa başlamıştır. evrende eğer varsa akıllı uygarlıklar'ın bu uyduyu tespit etmeleri için tasarlanmıştır. dünya'da pek çok amaçlı optik, kızılötesi, morötesi, radyo teleskoplar ile hubble uzay teleskobunun yanısıra dünya'nın etrafındaki pek çok amaçlı uydular uzayı bilimsel olarak taramaktadır. bugüne kadar ufo olayını doğrulayacak bir gözlemsel delil bu teleskoplarca tespit edilememiştir. fakat pioneer 10, dünyalıların uzayda dolaşan gerçek bir ufosudur.
5 mach ve daha yüksek hızlar için kullanılan deyim. 1 mach yaklaşık 1200 km/saat'tir.
imparator penguen, güney okyanusu ve antartika buzullarında yaşayabilen ender canlılardan biridir. boyları 1 metreyi geçebilir ve yetişkin bir imparator penguen yaklaşık 50 kg ağırlığa ulaşabilir. ortalama 40 ila 50 yıl yaşarlar. kışın sular donduğu zaman yumurtlar ve ilkbahara kadar kuluçkaya yatarlar. -70° ye varan soğuklara dayanabilir ve 4 ay bir şey yemeden yaşayabilirler.
kişiye özlendiğini anlatan söylem.
biraz buruk bir duygu yüklendi sevgilerime,
gözlerin ara sıra takılırsa ötedeki karlı dağlara,
kulakların zamansız deli gibi çınlarsa,
bilki biryerlerde özlenmişsindir.
sevmek seni seviyorum demek değil,
seni seviyorum derken felç tavuk gibi titremektir,
hatırlar mısın ben sana seni seviyorum dediğim an,
elindeki bardağı düşürüverdiydin.
ve senin olmadığın o zamanlarda,
dediğimde bile titremekten felç oldum, yatalak ettin beni,
eğer platoniktim, iyce platonikleştirdin
platonik platonik devam ediyorum.
ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm?
ben senin için yaşamayı göze almışım,
ve şimdide ölüp giderim burda acı çekiyorum.
ben sana karşı hiç pinti olmadım,
gittim param yoktu iki milyon tacettinden borç aldım
pastahaneye vardık beraber bir külah dondurmayı yaladık ikimiz bir,
o bir külah dondurmanın ne kadar değeri var bilir misin?
kıymetimi bilmedin, araban yok diye beni sevmedin, surat yaptın,
ben gider iki milyon daha alırdım tacettinden,
seninle minübüse atlar gezerdik, minübüsün camında piyasa yapardık,
neden böyle icab etti bilmiyorum?
sana köylerdeki kırklı erkekler gibi değer verirken,
sen gözümün yaşına bile bakmadın,
yüreğimi şişledin, adı belli beni mahfettin,
kendimi geçtim, bildiğin savaştan çıkmış boz eşeklere döndüm.
bana camekan ilacı yaptın sanki,
kırdın geçirdin beni,
kıymet bilmezmişsin vefasız,
hay adı batmayasıcanın kızı.
yazıklar olsun sana,
körpecik kalbimdeki büyüttüğüm yetiştirdiğim sevgiyi mahfettin,
ne diyeyim yolun açık olsun, benden uzak ol,
adı batasıcanın eniği.
biraz buruk bir duygu yüklendi sevgilerime,
gözlerin ara sıra takılırsa ötedeki karlı dağlara,
kulakların zamansız deli gibi çınlarsa,
bilki biryerlerde özlenmişsindir.
sevmek seni seviyorum demek değil,
seni seviyorum derken felç tavuk gibi titremektir,
hatırlar mısın ben sana seni seviyorum dediğim an,
elindeki bardağı düşürüverdiydin.
ve senin olmadığın o zamanlarda,
dediğimde bile titremekten felç oldum, yatalak ettin beni,
eğer platoniktim, iyce platonikleştirdin
platonik platonik devam ediyorum.
ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm?
ben senin için yaşamayı göze almışım,
ve şimdide ölüp giderim burda acı çekiyorum.
ben sana karşı hiç pinti olmadım,
gittim param yoktu iki milyon tacettinden borç aldım
pastahaneye vardık beraber bir külah dondurmayı yaladık ikimiz bir,
o bir külah dondurmanın ne kadar değeri var bilir misin?
kıymetimi bilmedin, araban yok diye beni sevmedin, surat yaptın,
ben gider iki milyon daha alırdım tacettinden,
seninle minübüse atlar gezerdik, minübüsün camında piyasa yapardık,
neden böyle icab etti bilmiyorum?
sana köylerdeki kırklı erkekler gibi değer verirken,
sen gözümün yaşına bile bakmadın,
yüreğimi şişledin, adı belli beni mahfettin,
kendimi geçtim, bildiğin savaştan çıkmış boz eşeklere döndüm.
bana camekan ilacı yaptın sanki,
kırdın geçirdin beni,
kıymet bilmezmişsin vefasız,
hay adı batmayasıcanın kızı.
yazıklar olsun sana,
körpecik kalbimdeki büyüttüğüm yetiştirdiğim sevgiyi mahfettin,
ne diyeyim yolun açık olsun, benden uzak ol,
adı batasıcanın eniği.
gecenin karanlığı, okyanusun dibinin karanlığı ve balığın karnının karanlığı. gemide çekilen kuraların üçünde de hz. yunus'un çıkması sonucu, denize atıldığında kaldığı üç karanlığın ortası.
yalnızlık, onlarca kişinin içindeyken etrafa bakındığında kimseyi görememektir.
hayatı bir anlamda görmek isteyeceklerin, görmek istedikleri gibi yaşamak. çocuklukta başlar bu, kızan babanın önünde durup, başını eğip ağlayamamak. sonra okulda devam eder, öğretmen'in aşağıladığı vakit sınıfta yalnız değilsinizdir her gün yüzüne baktığınız arkadaşlarınız seyrediyordur. sonra günlük hayata geçersiniz, sevgiliniz istemediğiniz bir şeyi istemiştir, onu çok sevdiğinden söyleyememiştir gizlice gözyaşı döker yüzü gülerken. sonra bir palyaço olursunuz, zamanla görmek isteyeceklerin, görmek istedikleri gibi yaşamaya alışırsınız. o güler hep, hayatın anlamsız döngüsünde, gülmek zorundadır.
peki ya o palyaço? onun dünyası bambaşkadır, bütün bu kalabalığın, şehrin dumanlarının, hayatın siyah beyazlığının arasından renkli, alabildiğince büyük, göz görebildiğince uzak ufuklarına dalar düşlerinde. orada mavi bir deniz, hafif bir alacakaranlık vardır. alacakaranlık sabaha yoğurt çaldığından korkutmaz huzur verir, umut o alacakaranlığın ardındadır çünkü, kapılar kapalıdır başkasına. o gözyaşlarıdır kapı aslında. görmek istemeyenlerin görmek istemedikleridir o gözyaşları. bu yüzden kapıyı bulamazlar, geçemezler palyaço'nun o gizli dünyasına. palyaço, o engin mavi denizin kıyısına oturur, güneşin doğmasını, ışığın dünyasını aydınlatmasını bekler. denizin ortasından gelen meltem rüzgarları okşar yüzünü ve kurutur boyalı gözyaşlarını, yanına kadar gelen dalgaların köpüklerini seyreder. burada rahat bulur, gitmek istemez tekrar o siyah beyaz dünyaya. bilir ki gitse tekrar ağlayacaktır yüzü gülerken.
peki ya o palyaço? onun dünyası bambaşkadır, bütün bu kalabalığın, şehrin dumanlarının, hayatın siyah beyazlığının arasından renkli, alabildiğince büyük, göz görebildiğince uzak ufuklarına dalar düşlerinde. orada mavi bir deniz, hafif bir alacakaranlık vardır. alacakaranlık sabaha yoğurt çaldığından korkutmaz huzur verir, umut o alacakaranlığın ardındadır çünkü, kapılar kapalıdır başkasına. o gözyaşlarıdır kapı aslında. görmek istemeyenlerin görmek istemedikleridir o gözyaşları. bu yüzden kapıyı bulamazlar, geçemezler palyaço'nun o gizli dünyasına. palyaço, o engin mavi denizin kıyısına oturur, güneşin doğmasını, ışığın dünyasını aydınlatmasını bekler. denizin ortasından gelen meltem rüzgarları okşar yüzünü ve kurutur boyalı gözyaşlarını, yanına kadar gelen dalgaların köpüklerini seyreder. burada rahat bulur, gitmek istemez tekrar o siyah beyaz dünyaya. bilir ki gitse tekrar ağlayacaktır yüzü gülerken.