bugün

entry'ler (269)

2020 üniversite sınavı

ÖSYM'nin bir türlü salon başkanlığı ve gözetmenlik için görevlendirecek eleman bulamadığı, üçüncü kez görev tercihi tarihini uzattığı ve sürekli "sayın görevli, ne olur artık görev talebinde bulun" mesajları göndermesine neden olan üniversite giriş sınavıdır.

fringe

arşive aldığım nadir dizilerden. walter'ın hafif kafadan kontak şeker halleri, olmadık yerde çocuksu itirafları ve tabi ki normalde "hadi canım" diye bilimin sınırlarında gezinen olayları eline oyuncaklar alıp, çok sıradan anlatışıyla "aaa neden olmasın" haline dönüştürmesiyle galiba çoğumuzu gönlümüzden fethetti.

mario müziği

başlığı görür görmez beyin hücrelerimi ele geçirmiş ve "ben kaç kere gerçek prensesi kurtardım" ayrıcalığıyla çocuklar arasında klasman atlama sevincini bana yaşatan yaşlarıma döndüren melodi.

ver fırına

bugün itibariyle sıvanmış, tüy dikilmiş ve gerçekten içine edilmiş bir formatla yeni haftaya başlayan pasta-börek yarışma programı.çok değil bir hafta öncesi, oturup bakalım ne yapacaklar diye tüm sinirlerimiz alınmış bir şekilde izlediğimiz, ardından mutfağa geçip bende mi yapsam acaba dürtülerine engel olamadığımız, yarışmacıların birbiriyle iyi geçindiği, jürisinin ukalalıktan uzakta sevimli yorumlarıyla gayet şeker tadındaydı. sonra ne mi oldu? hangi akla hizmetse "hacı, kavga, gürültü, çirkeflik eksik yeeaaa, şunları biz bi birbirine düşürdük mü bak sen!" tadında ucuz ve iğrenç reyting kaygısına düşmüş gibi görünüyor. yok efendim neymiş jüri korumaya alacakmış, gerisini yarışmacılar oylayacakmış, herkes birbirine atıp tutacakmış ve bu bayağılıkla zaman dondurulacakmış. siz yakında "smsle gelen halk oylaması sonuçlarına göree" diye cümleler de kurdurursunuz bu gidişle. * gayet keyifle, şirinler köyünde yemek hazırlıkları kıvamında izlediğimiz güzelim programı dayanamayıp katledenler de mümkünse bin beter olsunlar. *

sesi insana huzur veren sanatçılar

zeki müren.

bayram çikolatası

kazık kadar olsan da çikolataya cips muamelesi çekmektir.

en itici kız isimleri

petek. muhtemelen gözümüze gözümüze sokulan ped reklamlarından olabilir ama petek nedir ya diyecem, arkasından duyduğum "polen" ismi var. yeni nesilin "arı sütü" diye sokaklarda cirit atmasından korkuyorum sözlük anlıyor musun?

biber gazı yemiş yazarlar

yer: Ankara/Sıhhiye
sonuç: tadı damağımızda kaldı..

meslek liselerindeki kızlar

bazı arkadaşların muhabbetlerine tanık olduğum kadarıyla güzel bile olsalar hangi nedendir bilemem ilgilenilmeyen kızlardır: "abi koca okulda iki kız var, biri benden yakışıklı, birinden de ben güzelim!"

işler güçler

haftalık zorunlu yolculuklar yüzünden kaçırdığım, her müsait olduğumda da maçtır, özel yayındır gibi başka programlar dolayısıyla uzun bir süredir izleyemediğim, yerine internetten sansürsüz halini görüp teselli bulduğum, kasıntı olmayan insana 'bizden'miş tadı veren, bazen lise yıllarındaki deli gibi eğlendiğimiz 11li muhabbetleri andıran gerçekten komik olan bayıldığım dizi. takip ettiğim üzere tıpkı behzat ç'deki gibi yayın saati iyice kurcalanıp final de yapıyormuş, haydi bakalım gün doğsun saçma sapan gereksiz yapımcıklara!

fire in the hole

eğer manyak bir hocanız varsa, ikinci öğretimde ders arasında dizüstünün projektöre bağlanıp ses sisteminin açılmasıyla bangır bangır fakülteyi inleten şahane Counter strike ünlemidir. şaşkına dönmüş diğer hocaların: "Noluyo orda?" sorusuna yanıt ise "listening dersi yapıyoruz ya"

behzat ç

sevenlerinin final bölümünü sakarya caddesinde izlediği, "ulan o kadar salak dizi varken, nasıl biter!!" cümlelerinin ağızlarda dolandığı, haberlerde erdal beşikçioğlu'ndan her ay "behzat ç'ye gidiyoruz" diye aylık sinema şölenine dönmesinin yüreklere su serptiği efsanevi dizi.
http://www.tvaktuel.com/h...ddesi39nde-izlediler.html

ilginç isimler

imdat çukur.
amca bir de koskocaman harflerle işletme sahibi olarak tabelaya yazdırmış.

tabu diyalogları

kelime: doktor

-* ben ne çocuğuyum???
- derin bir sessizlik, ardından "o... çocuğu?"

cahil bir adama laf anlatmaya çalışmak

cahillikle resmen prim yapılan bir zamanda bazen yaşanmak zorunda olan, sinir kat sayını zorlayan durum. ayrıca artık gına gelmiş, normalde gayet halim selim birinden şu cümleyi de duymuşluğum vardır: "senle konuşurken insanın elinde silah olacak..!"

kokusundan nefret edilen şeyler

fena halde mide bulantısına sebebiyet veren kına... *

arkadaşlardan soğumak

'hep banacı', bencillikte kariyer yapmış, kendi parmağına kıymık batsa her koşulda kapına dayanan ama senin derdinde "bana bunları anlatma, ben bunları dinlemek istemiyorum!" sallamazlığına sahip arkadaş görünümlü kişilerden uzak durmaktır.

yıllar sonra arayan eski sevgili

iflas etmiş kişidir.önce bir kaç kere arar sonra da "ya bu aralar durumum kötü, ailem iflas etti, babana sorsan yardım edebilir mi acaba?" hıı oldu açık çek yazim olmadı aylık bağlayalım yavrum madur olma!

insanları rahatlatan 3 koku

- sevdiğinin kokusu
- yeni çekilmiş türk kahvesi kokusu
- çikolata kokusu.

son zamanlarda elli kez dinlenen şarkılar

nereden aklıma düştüyse artık, mırıldanmalarımın 'tekrar çal' moduna bağlanmasına sebep olan: Asya - vurulmuşum sana
(bkz: 90larda çocuk olmak)