bugün

toplu taşıma araçlarında kesişme sanatı

Tanım nerde diye sorma aga,sana sanat diyorum.Önce bir oku,göreceksin. sen sanatın ve sanatçının yanında olmanın çok daha ötesindesin.Aslında sen de sanatkarsın.Hepimiz hepimiz biraz öyle değil miyiz?Tamam aga kızma,bu lafa ben de çok küfrediyorum.Muhabbete geçiyorum.

Öncelikle <abi bu sanat işidir, çalışmanın dışında Allah vergisi yetenek de olmalı> triplerine girip korkmana gerek yok.Bu yetenek bizim genlerimizde var,merak etme.Atalarımız orta asyadan başlayıp üç kıtada sefer halindeyken at üstünde az manita tavlamadı.Kimler hayran olmadı ki bize,Çinliler,Ruslar,Avrupa...Polat abimizin dediği gibi biz racon kesmiyor,manita kesiyorduk,manita.O günlerden at üstünde öğrenmiştik biz manita kesmeyi,otobüs,metro,tramvay ne ki...ah ulan ah...

Olayın genetik özelliklerinin dışında geleneksel tarafı da var tabi.Amerikan filmlerindeki gibi küçücük piçlerin babaları yaşındaki adamlara hey mayk naber,şu iş nasıl oluyor bize de öğretsenle olmaz.Usta-çırak muhabbetiyle gözlemle,laf dinlemeyle,teknik,taktik,stratejiyle olur.Mahalledeki Osman abi'ye hey Osman de bakalım ne oluyor? Yeri gelmişken mahalledeki tüm abilerimize saygılar,onlardan neler öğrenmedik ki?

Küçükken annelerimizin yanında o gün senin bu gün benim dolaşırken ve zaman zaman çarşıya çıkıldıkça otobüs yolculuklarında denk gelirdik bu abilerimize.Taktik,strateji nedir?O günden kodlamaya başladık çoğu şeyi.Anneleri yanında takılan şirin çocuklara tüm şefkatiyle yaklaşan genç,bekar ablalarımızı tavlamak adına ne ayaklar yapmadılar ki.Biz masum şirin çocuklar üzerinden prim yapmak için az mı uğraştılar.

Ağızda çukulata,elimizden çekiştiren annemizle otobüse biner ve muhabbet başlar.

Aaaaaa Sevim abla,kim bu yakışıklı?
Oğlum oğlum...bak abla,sana ne diyor?
Ya anneeeeee!
Utandı utandı...ay ne kadar şeker.sevim abla gel sen böyle otur,ben kucağıma alırım çocuğu.
Oyyy oyyyyyyy (küfretmeyin lan o zamanlar sapık değildim,bu oyyyyylama geçmiş zaman için değildi)

Yolculuk devam ederken,klasik adın ne senin bakayımla başlayan muhabbetin devamıyla birlikte muhabbete ısınılır,sevimliliğimiz daha da artar,otobüste bulunduğumuz yer itibariyle ilgi odağı haline gelen ben ve kucağında oturduğum mahallenin güzel ablası,yine mahallenin abileri tarafından fırsat bu fırsat denilerek,kesilmeye başlanır. küçük sevimli çocukla yalandan ilgilenmeler,uzaktan uzağa ona göz kırpmalar falan.Götüm götüm olay mahalline yaklaşmalar ve asıl niyetin ortaya çıkması.Meğer bize plase pasların sebebi,golü bulmak için hazırlıkmış.

Osman abi yakıştı mı şimdi sana,bizim üzerimizden prim yapmak.

Tüm bunlar çok sonraları anlaşılır ve Osman abi'ye ilk kızgınlık bir yana şükran duyulur.ilk ders alınmıştır.Thanks Osman.Ne Osman'ı lan.Pardon abi,hep bu Amerikan filmlerinden oluyor.Ne? boşver abi boşver...

Zaman gelip geçer,çıraklık da devam eder.Otobüste hatun kesme olayında türlü türlü taktikler öğrenilir.Dersaneye giderken toplu bir grup ergenin otobüsün arka alanına istiflenip hatunları kesmesinden tut da, tek başına kulaklığıyla müzik dinleyen melankolik havalarında hatun kesmeler...türlü türlü kesişler.Sınır yok aga.

Ama en romantiği de akşam veya daha geç bir saatte yüzüne bakmaya doyamadığın manitayı otobüs camına yansıyan siluetinden kesmektir.O nasıl bir duygu arkadaş?Atmosfer tüm şartlarıyla uygun.Her şey film tadında.Her şey biraz fulu.Hayalle gerçek arasında gitmeler.Yol gidildikçe dışarıdan yansıyan ışığa göre onu biraz daha görebilmek ya da karanlığa biraz daha gömülmek.

Bir de camda ansısızın bir gülümseme olmaz mı?...
Aman...aman...

Dedim Allah'ım nerdeyim ben?Burası neresi?

Hooppppp Bekir ağır ol oğlum.