bugün

otobusteki havalandirma paneli problematigi

hani tam başınızın üstünde ışık filan birsürü düğme olur ya, hatta "host/hostes çağır" anlamına gelen bir logosu olan tuş da vardır, ama ben kaç kez bastım gelen olmadı; her neyse işte orda bi de böyle üfürükçü hoca gibi delikli bi şey vardır, ondan bahsediyorum.
bazen hava çok sıcak olur bunalır açmak istersiniz, bazen de yüzünüze yüzünüze yahut göğüs dekoltenize dekoltenize(bu bayanlar için geçerli tabi) üfürür de rahatsız olur oynamak istersiniz.
işte bu andan itibaren sorun başlamıştır; zira hiçbi zaman bi ayar veremezsiniz, en azından ben bunu ömr-ü hayatımda becerebilmiş değilim. oldukça ergonomik gibi bulunan bu panele ayar vermek deveyi hendekten atlamak deyimi hatırlatır.

ayrıca bir de orta yerdeki hani o büyük şey vardır, devasa havalandırma, onu açmak en büyük derttir; bunu genelde muavinler yapar ki zaten benden tavsiye siz yapmaya kalkmayın ya yapamazsınız ya da muavin gelip ukalaca azarlar sizi ya da açar filan..

işte bu ve benzeri sebeplerden yıllardır şehirler arası yolculuklarımda otobüsü tercih etmiyorum, tren yahut uçak.. ne güzel.. otobüs zaten orta sınıf insanın işi, tren komünist işi, uçak aristokrat..