bugün

ask the dust

hayatı fante'lemek için güzel bir başlangıç. en son ne zaman bir romanın içinde kayboldun dostum? olsun. bunda da kaybol. bulunasın gelmeyecek emin ol! viva serseri edebiyat!

"dünya tozdan geliyordu ve sonunda yine toz olacaktı." diyor bandini. arturo bandini... umutsuz, kafası karışık ve serseri. fakir, beceriksiz ve mutsuz. iyi, kötü ve çirkin. yazar olmak istiyordu. meşhur olmak için. zengin olmak için:

"tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla, ama nietzsche'yi okudun mu? ne kitap! ulu tanrım, sana karşı dürüst olacağım. bir teklifte bulunacağım sana. benden büyük bir yazar yarat, kiliseye döneyim!"

bir kadını bekliyordu bandini. yok böyle bir beklemek. yok böyle bir kadın:

"çocukluğumun, yeniyetmeliğimin ve üniversite günlerimin kızları gibi davranmayacak bana. korkutmuşlardı beni, utangaçtılar, beni reddetmişlerdi; prensesim beni reddetmeyecekti ama, anlayacak, çünkü o da aşağılanmıştır."

şimdi tüm altı çizili satırları yakıp, sadece şu paragrafa iman edip, yollara vurasım var:

"gece gündüz ford'umda yaşıyor, bir tek hamburger ve kahve molası veriyordum. hayat böyle yaşanmalıydı, gayesizce dolaşarak, bir mola ve yola devam, beyaz çizgiyi izle, bir sigara yak ve çölün şaşırtıcı göğünde anlamları ara boşuna."

adam haklı beyler.