bugün

uludağ sözlük e yasal işlem başlatılması

sözlük yazarlarının hukukun kendinilerine tanıdığı yasal çerçeveyi çoğu zaman aşarak, istedikleri konuda fikirlerini beyan etmeleri ve düşündüklerini fikir özgürlüğü yada insan hakları eksenine sığdırıp sözlüğe yazmalarını en doğal hakları olarak görüp, sözlükte bir çok kişinin en kutsal değerlerine saldırmalarını ya da başkalarına hakaret etmelerini kendilerine göre bir mantığa bürümeleri; ancak bir sözlük yazarının kendisine anayasal olarak tanınmış bir hak, hatta tck 278 anlamında bir görev olan, yasal sınırların aşılması durumunu adli makamlara bildirmesini türkiye cumhuriyeti vatandaşı herkese tanınmış bir hak olarak değerlendirmeyerek sansüre çanak tutmak olarak olarak yorumlamasını anlamak mümkün değil.

Herkes nasılki düşüncelerini açıklamakta özgürse ve bu açıklamaların sınırını hukuk kuralları belirlemekte ise, yine herkes hukukun kendine tanıdığı şikayet hakkını ve suçu ve suçluyu bildirme yükümlülüğünu kullanmakta da serbesttir.

bir hakkın kullanılması diğer bir hakkın varlığını ortadan kaldıramaz.

eğer ki uludağ sözlükte 3713 S.lı Terörle Mücadele Kanunu MADDE 7 kapsamında bir suç oluşmamışsa dosyanın tevdi edildiği cumhuriyet savcısı zaten kovuşturmaya yer olmadığına karar verecek ve herhangi bir dava dahi açılmayacaktır. bu durumda şikayate konu kişilerin sözlükte dile getirdikleri düşüncelerin herhangi bir sakınca doğurmadığı açıkça ortaya çıkacakdır.

ancak birde şöyle bir durum varki, Şikayete konu dilekçede savcının kuvvetli suç süphesi görmesi durumunda burada insan hakları, ifade özgürlüğü naraları atanların durumlarını bir kez daha gözden geçirmeleri gerekecektir.

kimse hukuktan ve hukukun denetiminden korkmasın. ve kimse hakkını kullandığı için bir başkasını suçlamasın. yoksa ne ifade özgürlüğü bir hak olarak kullanılabilir nede düşüncenin serbestliği.