bugün
- türkiye cumhuriyeti vatandaşı11
- anın görüntüsü39
- tukenmis favorilerim37
- kıymalı kaşarlı pide8
- en sevilen su markası30
- chp'nin şero'ya cenaze töreni düzenlemesi12
- sözlük erkeklerinin ayakkabıları17
- sevgilisi olmayan sözlük kızları18
- telefon özelimdir diyen sevgili16
- sözlük hanımlarının bugünkü kıyafetleri14
- hiç yaladınız mı13
- pilotlu başlıklar kapansın kampanyası8
- tatli kabuslar8
- sevgilim olur musun diyen müşteri16
- ortaokul anınızı anlatın14
- oruspuda sevgili şefkati arayıp hüzünlenmek17
- true'nun bir türlü evlenememesi18
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri8
- eksi ruyalar9
- kadınların kahve görseli paylaşma merakı9
- sevdiğiniz kızın babası 1 milyon tl teklif etse29
- ciğer sevmeyen insan9
- kız yeğen sahibi olmak12
- larisalisa11
- lise anıları8
- yazarların telefon faturası tutarı9
- israi le türkiye ve iran baş edebilir mi19
- sevgili olunan kızın çişini içmek24
- b'u r c u9
- yahudi olmak istiyorum18
- birleşmiş milletleri küçümseyen beyinsiz piç9
- son yapılan yemek17
- uzun saçlı erkek8
- menuet'in sufle yapıp beni çağırmaması8
- mariyya8
- doktor bir abiye sahip olmak8
- havaların soğuması21
- türkiyede gençler aile desteğiyle yaşıyor24
- uyumayın ulan9
- nervio16
- eloande11
- bütün uludağ sözlük yazarlarının boktan yazması31
- güzel bir kadın eli yalamak8
- arkadaşlar sizce bu alınır mı12
- sözlük yazarlarının tatlıları25
- bahar candan9
- piyangodan para çıkanların sonunda parasız kalması11
- bazı yetkili kadınların ağzının çok bozuk olması12
- frekansı yüksek insanlar19
- bikbikin sakalları9
ben bu yazıyı "o"na yazdım. o... çünkü ikinci tekil şahsım olamayacak kadar tekillikten, herhangi bir çoğul şahsım olamayacak kadar da sıradanlıktan uzaktı o. sadece "o" diyebilirim o'na. o tanrısal makama yakıştırabilirim. canımı acıtsa da...
her şeyden önce çok güzeldi o. çok güzel gözleri vardı. rengini hatırlamıyorum. cesaret edip hiç bakamadım gözlerinin içine. sadece çok güzel olduğunu biliyorum. dünyanın en güzel kadınıydı hatta. aynı zamanda da en çirkin kadınıydı. çünkü görebildiğim tek kadındı o.
ama uzaktı bana. çok uzaktı. zaten hayallerime bile sığdıramıyorken o'nu, yanımda olabileceğini düşünmek saçmaydı. saçmadan da öte komikti. komik? ben hiç gülmüyordum.
ayrı dünyaların insanları değildik o ve ben. çünkü benim ait olduğum herhangi bir dünya bile yokken tüm dünyalar o'nundu. benim dünyam o'ydu belki de. fakat o'nun etrafında hep başka aylar dönüyordu.
kendi gözyaşlarımda boğulabilirdim. ağlayabilseydim eğer.
kendi ellerimle boğabilirdim ağlatanı. yanı başımda ağlasaydı eğer.
o ağladığında başını dayasın diye onlarca omuz hazırda bekliyordu. benimkiler yoktu onlar arasında. onlarca kol o'nu sarmak için hazırdı. benimkiler yine yoktu. başını dayamayacağı omuz, vücudunu saramayacak kollar neden vardı ki peki?
gözümü her kapadığımda karanlık yerine onun suratı beliriyor karşımda. bana gülümserkenki bakışı... pot kırıp rezil olduğum günkü o bakışı. herkesle beraber o da gülmüştü bana. sırf bu yüzden en hatırlamak istemeyeceğim gün en çok hatırlamak istediğim gün olmuştu. yine gülse bana. ben yine saçmalasam, o gülse. ben saçmalasam, o gülse. o gülse...
o'nun gülmediği her gün güneş batmadan önce de karanlıktı bana. yaz ortasında da soğuk. başkasına güldüğünde daha da soğuk.
dengi değildim ben o'nun. aslında kimse dengi değildi. ama kimse de benim kadar değerli görmüyordu o'nu. utanmadan, sıkılmadan beline sarılabiliyorlardı. ben bakmaya bile kıyamazken.
her tavrında bir prenses asaleti vardı. ben o kadar kaba saba kalırdım ki yanında.
hep sardunya kokardı o. bense tütün...
benim dudaklarımda hep sigara filtresi vardı.
onunkilerde başka erkeklerin dudakları.
dedim ya, dengim değildi o benim.
hep sardunya kokardı.
her şeyden önce çok güzeldi o. çok güzel gözleri vardı. rengini hatırlamıyorum. cesaret edip hiç bakamadım gözlerinin içine. sadece çok güzel olduğunu biliyorum. dünyanın en güzel kadınıydı hatta. aynı zamanda da en çirkin kadınıydı. çünkü görebildiğim tek kadındı o.
ama uzaktı bana. çok uzaktı. zaten hayallerime bile sığdıramıyorken o'nu, yanımda olabileceğini düşünmek saçmaydı. saçmadan da öte komikti. komik? ben hiç gülmüyordum.
ayrı dünyaların insanları değildik o ve ben. çünkü benim ait olduğum herhangi bir dünya bile yokken tüm dünyalar o'nundu. benim dünyam o'ydu belki de. fakat o'nun etrafında hep başka aylar dönüyordu.
kendi gözyaşlarımda boğulabilirdim. ağlayabilseydim eğer.
kendi ellerimle boğabilirdim ağlatanı. yanı başımda ağlasaydı eğer.
o ağladığında başını dayasın diye onlarca omuz hazırda bekliyordu. benimkiler yoktu onlar arasında. onlarca kol o'nu sarmak için hazırdı. benimkiler yine yoktu. başını dayamayacağı omuz, vücudunu saramayacak kollar neden vardı ki peki?
gözümü her kapadığımda karanlık yerine onun suratı beliriyor karşımda. bana gülümserkenki bakışı... pot kırıp rezil olduğum günkü o bakışı. herkesle beraber o da gülmüştü bana. sırf bu yüzden en hatırlamak istemeyeceğim gün en çok hatırlamak istediğim gün olmuştu. yine gülse bana. ben yine saçmalasam, o gülse. ben saçmalasam, o gülse. o gülse...
o'nun gülmediği her gün güneş batmadan önce de karanlıktı bana. yaz ortasında da soğuk. başkasına güldüğünde daha da soğuk.
dengi değildim ben o'nun. aslında kimse dengi değildi. ama kimse de benim kadar değerli görmüyordu o'nu. utanmadan, sıkılmadan beline sarılabiliyorlardı. ben bakmaya bile kıyamazken.
her tavrında bir prenses asaleti vardı. ben o kadar kaba saba kalırdım ki yanında.
hep sardunya kokardı o. bense tütün...
benim dudaklarımda hep sigara filtresi vardı.
onunkilerde başka erkeklerin dudakları.
dedim ya, dengim değildi o benim.
hep sardunya kokardı.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar