bugün

komşu

Yıllarca komşuda pişti.
Kokuları buram buram geldi burnumuza.
O zamanlar babamın hastalığının ilk yıllarıydı.
Annem ise felçliydi.
Ben henüz 4 yaşındaydım.
Annemin neden yataktan hiç kalkmadığına babamın nasıl bir anda bu kadar yaşlandığına hiç mi hiç anlam veremediğim yaşlardaydım.
Komşuda pişiyordu.
Bizde pişmiyordu.
Ve komşuda pişen bize hiç düşmüyordu.
Bekleyen de yoktu zaten.
Ama çocuktum.

Mutsuzdum.
Müzik ruhumu dinlendiren, beni benden alandı.
Onunla uğraşmak istiyordum.
Muhafazakar bir aileydik, hoş karşılanmadı.
Mutfakta bulaşık yıkarken mırıldanmalardı bana tek müsade edilen.
Mutsuzdum.
Masa başında geçireceğim her iş günümde müziğimin önüne geçenleri sevgiyle anacaktım.

Bir gün evde yalnızdım.
işte bu benim son günlerdeki en özgür anımdı.
Fırsat bu fırsattı.
Ruhumu serbest bıraktım.
Avaz avaz söylüyordum sevdiğim tüm şarkıları.
Mutluydum.
Şimdi de komşular rahatsızdı.

16 yaşındaydım.
Aşıktım.
Sevdiğimle görülmüştüm komşumuz tarafından.
Babama şikayet etmişti.
Ölesiye dayak yediğimde, kafam duvardan duvara vurulduğunda, kanım babamın eline bulaştığında, babamın tek kaygısı vardı.

Bağırmamalıydım, komşulara rezil olmamalıydık.

işte böyle mühim insanlardır komşular.

Ama yoook.
Ev almayalım komşu alalım biz.
Dertsiz başa dert alalım.