bugün

kürtçe cin ali kitabı

Bir dilin öğretilmesinde başlangıç seviyesi için en basit cümlelerin yer aldığı "Cin Ali" gibi kitaplar neredeyse bütün öğretim kurumlarında mevcuttur. Bu ispanya'da da, Amerika Birleşik Devletleri'nde de, Uruguay'da da böyle.

Burada önemli olan husus ise öğretilecek olan dilin tarihini iyi yorumlayıp en uygun şekilde en kalabalık grubu kapsayacak lehçenin esas alınmasıdır.

Kürtler'e karşı haklı ya da haksız genel bir tavır mevcut. Durum böyle olunca dillerine karşı da insanların algıları negatif yönde açık oluyor. Genel anlamda 25-30 milyon insanın konuştuğu bir dille dalga geçmek elbette doğru bir şey değil. Ama buna karşılık Kürtler'i ve Kürtçe'yi savunmayı kendine görev edinmiş kişilerin de 280 milyondan fazla kişinin anadil olarak konuştuğu bir dille, Türkçe ile dalga geçmesi de hiç doğru değil.

Her Kürtçe konuşanın bir terör örgütüne mensup olmayacağını bilmemiz gerektiği gibi, her Türklüğü veya nesebini savunanın da atsızcılar.com üyesi olmadığını bilmemiz gerekir. Kaldı ki Kürtler'e karşı genel tavır ne yazık ki bir terör örgütüyle olan yadsınamaz hukuku dışında bir de genel hal ve tavırlarıdır. Avrupa'nın pek çok ülkesinde, özellikle Norveç, Avusturya, Finlandiya, Almanya gibi Kürtler'in bol bulunduğu ülkelerde de aynı şekilde tavırlarıyla dikkat çekmekte ve yerli halkın tepkisiyle karşılaşmaktadırlar. Böyle bir gerçekle yüzleşmek yerine yanlış bilgilerle savunmada olmak ne yazık ki hiçbir şey kazandırmayacaktır. Hataların düzeltilebilmesi için, yanlış giden şeyleri rayına sokabilmek için öncelikle onların var olduğunu kabul etmek gerekir.

Bir yanlışı kabul etmek yerine aslı astarı olmayan maddeler göstererek saldırmak cahilliği körükler.

Kürtçe bir dildir! Öncelikle bunu kabul etmek gerekir. Dilbilimcilerin 2'ye 5'e 10'a ayrılmış olması hiç önemli değil. Kürtçe bir dildir. Eğer 2 kişi bile kendi arasında anlaşabiliyorsa o bir dildir. Kuşdili bile dil diye geçerken Kürtçe geçmeyecek mi? Elbette geçecek...

Hatta Kürtçe, Türkçe'nin dil ailesinden gelen bir Altay dilidir. Yalnız sanıldığının aksine Arapça, Farsça, Rusça, Türkçe gibi 4 büyük anadilin arasında kaybolmadan kalmış bir dil değil tam aksine 3 ana lehçe altında onlarca şiveye bölünmüş, belagatı coğrafya ve etkilerine göre değişen gelişim evresinde olan bir dildir. Bunu kalkıp yüzyıllardır oturmuş ses ve cümle yapısıyla yüz milyonlarca insanın konuşabildiği bir dile benzetmek çok büyük cühelalıktır.

Türkçe Ural-Altay dil ailesinden Oğuz grubuna ait bir dildir. Azerice ise aynı ailenin aynı grubundan batı kesimine yani Batı Oğuz grubuna ait bir dildir. Elbette birbirine çok yakındır. Ama bir lehçe ya da şive değildir. Fransızca, ispanyolca, italyanca Latince kökenli aynı aileden, Hint-Avrupa dil ailesinden Roman Dilleri koluna aittir. Ama birbirilerini anlıyorlar mı sanıyorsunuz? Biz yine de az buçuk anlıyoruz Azerice'yi. Onlar bizi tamamen anlıyor zaten.

Kürtçe de Hint-Avrupa dil ailesinin bir ferdi. En büyük avantajı olan merkez Kürtçe yani Kurmançi (Kurdmanci)'yi zamanında muhafaza etmiş olsaydı. Yani her yörede farklı bir şive, bu şiveyi de farklı bir lehçeye çevirmemiş olsaydı şimdi herkes birbirini anlayabiliyor olacaktı. Sanıldığının aksine Arapça ya da Farsça'dan farklıdır. Bununla birlikte Kürtçe'deki bu farkları Türkçe'deki lehçelere benzetip dalga geçmek apayrı bir bilgisizliktir. Temel olarak 4 lehçe bulunan Türkçe'de herkes birbirini anlar. Yazın ve dilbilgisi kuralları değişmez. Trabzon'da kimse "gidiyorum" yerine "cideyrum" yazmaz! Ege'de kimse "önünde dursaydım" yerine "öüne duraaydım" yazmaz. Bunları bu şekilde telaffuz edenlere de biz "ne diyor yahu bu?" demeyiz. Ayrıca Azerice -ki Azerbaycan Türkçesi yanşlış bir tanımdır- konusunda yapılan espriler bence gayet naif, aslında birbirimizi anlıyor olmamızın verdiği çocukça keyiften alınan hazın neticesinde çıkan şakalardır. Onlar da bizim pek çok kelimemize gülüyor onu da belirteyim.

Netice itibariyle bir şeyi savunmak kör kütük cahilce, kulaktan dolma bilgiyle, taraflı tavırla yapılınca komik duruma düşülüyormuş. Ama inanın komik duruma düşmek, savunduğun şey için hiçbir yararın olmamasından çok daha iyidir.

Cin Ali'nin Topacı'ndan, sayfa 4.