bugün

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

ilahi adalet’in tecellisini kendi üzerimde görmüştüm daha önce. Dedim ki “demek ki allah hesabını burada ödeyenlerden olmamı istedi. Çünkü çok kötü bir insan değilim. Yoksa mahşerde ödetirdi ki bu daha şiddetli olurdu. Şükürler olsun” yani kendi aklımca çok kötülerin hesabı mahşerde, az kötülerin cezası burada çıkıyor gibi bir çıkarım yapmıştım.

Firavundan hallice bir akrabam var. Ben kendimi bildim bileli kötülüğü sistematize etmiş, rahat durmayan, herkese bir zararı dokunmuş, ebu cehil kendisini görse tövbe edecek bir kadın. Yıllardır da her yaptığı yanına kâr kalır, herkese çamur atar kendi ak kaşık kalırdı. Diyordum ki hep “bunun ahirette işi zor”

Geçen gün haber aldım. Ahirete kalmamış. Öyle kötü sınanmış, öyle acınacak hale gelmiş, öyle rezil olmuş ki, eminim bu hali kendine gösterilse kendini asar, bu hale düşmek istemezdi. Her zaman dimdik gezdiği kafasını yerden kaldıramıyor şimdi.

Oh olsun demiyorum, diyemiyorum da. Sadece şunu düşünüyorum, nasıl yanımıza kâr kalacağını düşünerek bu kadar kötü olabiliyoruz, bunun hesabının bir gün bize sorulacağından hiç korkmuyor muyuz?

Ben korkuyorum. Yemin ederim, etimle kemiğimle kötü olmaktan, yaşattığımla sınanmaktan korkuyorum.