bugün

paderastie

oğlancılık, bir diğer anlamıyla homoseksüellik. schopenhauer bunu "yolu saptırılmış bir içgüdü" olarak tanımlar ve şöyle devam eder: sadece doğaya aykırı kalmayıp aynı zamanda tiksinti uyandırıcı, iğrenç bir çirkinlik, tamamen sapkınlaşmış , yolundan çıkmış ve yozlaşmış bir insan doğasının günün birinde içine düşebileceği ve olsa olsa, alabildiğine ender, tek tük durumlarda tekrarlanabilecek bir davranış biçimidir.
oğlancılık romalılarda ve yunanlılarda çok yaygındı ve hiç utanmadan, çekinmeden resmen kabul ediliyor ve sürdürülüyordu. hatta platon şölen'de sokrates'in ona kendisini sunan alkibiades'i geri çevirişini örneksiz bir yiğitlik olarak tanımlar. xenophon'un anılarında sokrates paderastie'den yadırganması, yerilmesi gerekmeyen, hatta övgü hak eden bir şey olarak söz eder. (stob. flor. cilt ı, s. 57)
aristo ise paderastie'den çok olağan bir şeymiş gibi söz eder ve keltlerde bu ilişkinin resmen kabul gördüğünü, girit'te nüfusa karşı bir önlem olarak yasalarca korunduğunu anlatır. lejistlatör philolaos'un erkeklere düşkünlüğünden örnek verir. cicero işi iyice ileri götürüp: yunanlılarda, delikanlıların erkek sevgililerinin olmaması ayıp sayılıyordu, der.
orta çağ'a gelindiğinde hristiyan avrupa'da din, yasa, kamusal düşünce topyekün bu ayıba karşı mücadele ediyordu ve bu ayıba her yerde ölüm cezası verilmekteydi. 16. yüzyıla gelindiğinde fransa'da oğlancılığın cezası odun yığınları üzerinde yakılmaktı.
bu ayıp, en derin sırrın örtüsü altında, her zaman her yerde, her ülkede her kast ve zümrenin içinde sessizce dolaşıp durmakta ve en umulmadık yerde, en umulmadık zamanda ortaya çıkıp kamusal skandalların nedeni olabilmekte.