bugün

legends of the fall

brad pitt ve anthony hopkins başrollerdedir. ancak filmdeki diğer tüm karakterler aslında başrolde gibidir. hepsinin ağzından, tüm bu yaşananlar anlatılsa, hepsinin hikayesinin ayrı bir etkileyiciliği olur.
üç erkek kardeş ve babaları... 1.dünya savaşı... kardeşlerden birinin eve getirdiği, evlenmek üzere olduğu sevgilisi... ve aynı kıza aşık olan üç erkek... savaş, ölümler, evlilikler, aldatmalar, entrikalar, ayrılıklar, yeni doğan çocuklar, intihar, zenginlik, fakirlik, cinayet, doğa, ilkbahar, kış, tanrı, büyü... filmde hayata dair her şey var.

--spoiler--
filmin sonlarına doğru alfred'in, tristan'a yakarışı şu şekildedir: "tanrının ve insanların koyduğu her kurala uydum, sense hiçbirine uymadın, ama hep seni daha çok sevdiler. samuel, babam. kendi karım bile." filmdeki en kayıtsız, kendi hazzının doğrultusuna yaşayan karakter, brad pitt, en sevilen karakterdir. her zaman en doğrusunu yapan, her kurala uyan alfred ise en az sevilen...
yine de filmin kahramanı, ilk defa kuralları delip geçen ve son sahnede hükümetin adamını öldüren alfred oldu benim için.
"every warrior hopes, a good death will find him." diye başlar film.
tristan'ın ölümüyle, "it was a good death..." diye biter...
--spoiler--