bugün
- erkek depresyonu10
- true'nun siki için yas tutuyoruz13
- 29 mart 2025 imamoğlu'na özgürlük mitingi14
- çiçek uzatılan polisin boşanma aşamasına gelmesi25
- kitap alıntıları11
- hiç akpli aydın olmaması14
- gençlerin neyi protesto ettiğini bilmemesi16
- küresel ıkınma27
- sahurdayız uludağ sözlük15
- chpli kardeşlerim sizle bir sorunum yok12
- sözlüğe yeni kadın yazar gelmemesi14
- kola cips yememek8
- kapitalistlerin din kuracak kadar zengin olması8
- rtenin en son yaptığı yemek9
- teketekte solcu mu alır sağcı mı19
- ona bir şey hatırlat8
- özgür özel'in ingiliz bbc'ye resmen ağlaması38
- first date kombini13
- ssilvermist11
- insan olmaya ceyrek kala10
- çirkinlere tavsiyeler10
- geceye bir şarkı bırak8
- uludağ'ün en komik kadın yazarı10
- espressolab9
- gardaş diyen kız13
- türk kara ordusunun kuruluşu meselesi8
- hayatın insana öğrettiği gerçekler9
- yazarların rol almak istediği filmler10
- sözlüğün en ponçik erkek yazarı11
- menuet giderse biz de gideriz22
- namazı yanlış hareketlerle kılan insan12
- yazarların sevdiği filmler13
- sözlüğün en güçlü erkek yazarı28
- siyaset bilimi okuyan kız13
- yazarların ilk iş deneyimleri16
- silvermistin saçları19
- ingilizce bilen ne iş yapar22
- çocukları serbest bırakın8
- özgür özel'in kızının gösterilerde olmaması12
- en kötü ilimiz8
- kova burçlarının anlayışsız olması14
- toplumun yüzde 73'ü protestoları haklı buluyor11
- ümit özdağ'ın açlık grevine başlaması24
- erkekler olarak güçlü olmak zorunda değiliz14
- 27 mart 2025 celal şengör açıklaması10
- 150cc lik motorsiklet11
- araba bakarken dikkat ettiğiniz şeyler13
- bir milyon kişi saraya yürüyelim13
- muhafazakarlar arabistan'a please12
- 20'li yaşlardaki gençleri çok sevmek8
"gündüz, ilerleme gibi görünen tekdüze bir süreçtir. sabahın parlak ışıkları akşam karanlığına dönüşürken, bize bir gelişme olduğu hissini verir- belli bir yönde ilerliyormuşuz gibi bir duygu. zamanın yapay göreceliği üzerine nadiren durup düşünürüz. her allahın günü, aydınlığın karanlığa doğru akışı bizi önüne katıp koşturur. ama gün boyunca, ister sabah on, ister öğlen üç olsun, hepimiz, gündelik düzenin, düzen güçlerinin köleleriyiz. bizi ayakta tutan, zamanın geçmesi ve gecenin sunduğu kurtuluş umududur. çünkü, sonunda gece olacağını ve - gündüzle kıyaslarsak - dilediğimiz gibi davranma fırsatınıa kavuşacağımızı biliriz.
kitaplar gece okunur. sinema, tiyatro ve müzik gösterileri gece olur. gece sarhoş oluruz, gece kumar oynarız.
her şeyden arınmış çıplak vücut geceye aittir. vücutlar gece birbirine değer, bir araya gelir. gün boyunca üniversitelerde bilimsel inceleme konusu olarak ele alınan, akşam üzeri dost toplantılarında sohbet konusu edilen şeyler, sonunda gecenin karanlığı içinde, gizlice yaşanır. çıplaklık geceye özgüdür, gündüze değil. - bunun tersi, yani var olmanın doğal gereği, yani güneşin altında çıplaklık, ancak baskının sona ermesiyle gerçekleşebilir. -
geceleri aşık olur, birbirimize aşkımızı geceleri ilan ederiz. gündüzler bizi mantığımızı kullanmaya, kendi hapishanemize kapanmaya zorlar. gün boyunca baskı güçleri, aşkın özgürlüğüne karşı savaşır. ama geceler bizi yeniden aşık eder, bize " seni seviyorum" dedirtir. gündüzleri söylenen "seni seviyorum"lar geceye gönderme yapar."
acıktığı için değil, yemek saati geldiği için yemek yiyen insanlar vardır.
uykusu geldiği için değil, vakit geç olduğu için uyuyanlar da onlardır.
böyle insanlar içindir gündüzün telaşı, kargaşası, karmaşası, iktidar savaşı...
uyuyamayanları bir kenara koyarsak, bir de uyumayanlar vardır geceleri.
yani daha çok geceleri yaşayanlar.
ve bunlar; bir kuzinenin üstündeki telaşsız, ağır ağır ve sükunetle demlenen çaydanlığa benzerler.
yaşamayı bilme işinin ne ustası var, ne de bir reçetesi.
olmasın da zaten.
kimisi tercihleriyle, kimisi de zorunluluklarıyla yaşayıp gitmekte bu adil olmayan dünyada.
lakin, birinin tadı ekmek çayı kıvamında olur ister istemez.
diğeriyse tavşan kanı.
demlenmeye vakit gerek.
kitaplar gece okunur. sinema, tiyatro ve müzik gösterileri gece olur. gece sarhoş oluruz, gece kumar oynarız.
her şeyden arınmış çıplak vücut geceye aittir. vücutlar gece birbirine değer, bir araya gelir. gün boyunca üniversitelerde bilimsel inceleme konusu olarak ele alınan, akşam üzeri dost toplantılarında sohbet konusu edilen şeyler, sonunda gecenin karanlığı içinde, gizlice yaşanır. çıplaklık geceye özgüdür, gündüze değil. - bunun tersi, yani var olmanın doğal gereği, yani güneşin altında çıplaklık, ancak baskının sona ermesiyle gerçekleşebilir. -
geceleri aşık olur, birbirimize aşkımızı geceleri ilan ederiz. gündüzler bizi mantığımızı kullanmaya, kendi hapishanemize kapanmaya zorlar. gün boyunca baskı güçleri, aşkın özgürlüğüne karşı savaşır. ama geceler bizi yeniden aşık eder, bize " seni seviyorum" dedirtir. gündüzleri söylenen "seni seviyorum"lar geceye gönderme yapar."
acıktığı için değil, yemek saati geldiği için yemek yiyen insanlar vardır.
uykusu geldiği için değil, vakit geç olduğu için uyuyanlar da onlardır.
böyle insanlar içindir gündüzün telaşı, kargaşası, karmaşası, iktidar savaşı...
uyuyamayanları bir kenara koyarsak, bir de uyumayanlar vardır geceleri.
yani daha çok geceleri yaşayanlar.
ve bunlar; bir kuzinenin üstündeki telaşsız, ağır ağır ve sükunetle demlenen çaydanlığa benzerler.
yaşamayı bilme işinin ne ustası var, ne de bir reçetesi.
olmasın da zaten.
kimisi tercihleriyle, kimisi de zorunluluklarıyla yaşayıp gitmekte bu adil olmayan dünyada.
lakin, birinin tadı ekmek çayı kıvamında olur ister istemez.
diğeriyse tavşan kanı.
demlenmeye vakit gerek.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar