bugün
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün14
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması15
- magicovento cesurluğu12
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı12
- üçten fazla dövmesi olan kız12
- ağızdan çiş kokusu gelmesi9
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi22
- erdoğan'ın mülteci sevdası17
- fener niye şampiyon olmuyor diye ağlayan çocuk15
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- amında oyalanmak istiyorum11
- ahmet uğurlu15
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak13
- albay kemal19
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi14
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür15
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi14
- dinci zekası8
- magicovento38
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz29
- hoşlandığı erkek tezgahtar çıkınca ağlayan kız12
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- jose mourinho11
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur17
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi12
- 99 098 146 tl satılan saat12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi20
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması11
- atatürkün mason localarını kapattırması13
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi8
- d varank21
- uzun entry giren erkek9
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır16
- kadınların erkeklerden üstün olduğu konular19
- israilin kurulmasına kimler öncülük etti14
- icardi190511
- zenci erkekler neden ilgi görüyor9
- afganistana vizelerin kaldırılması17
- kadınlara vajinalı demek11
- fenerbahçe11
- japonya'nın yarısı kürtlerindir17
Bazı şeyleri anlamada kıt olan yazarımsının nickaltı.
Ergenekon: "ergene qon metni, sözel tarih anlamı yoluyla kaydedilmiştir. Aynı konuda müstensihlerden ve bana göre aynı zamanda sözel anlatıcıların uzak zaman olaylarını yeterince doğru hatırlamayışlarından dolayı ortaya çıkan yanlış kayıtlar ve tercüme hataları üzerinde togan da durmuştur. Togan, reşideddin hakkında yazmış olduğu ansiklopedi maddesinde, cami'üt tevarih'in Arapça, farsça ve moğolca nüshaları hakkında görüş belirtirken ayasofya nüshası hakkında şunu söyler: has isimlerde k ve q, ğ harflerinin karıştırılmasından anlaşılıyor ki, kitabın Arapça tercümesi Uygur harfleri ile yazılmış uygurca yahut moğolca aslından yapılmıştır. Bu konuda ve yazarın öteki eserleri üzerinde togan, ayrıca 'the composition of the history, the mongols by rashid al-din' adlı makalesinde de durmuştur. Ahmed ateş de, eserin bir kısmı ile ilgili yapmış olduğu neşirde ve tenkitlere yazdığı cevabı makalede müstensih hatalarına işaret eder. Eserin çeşitli yazma nüshalarında ve hatta nüsha içinde 'ergene qon' yanı sıra 'ergene', 'ürgene kon' gibi birçok farklı kayıt vardır. Bu farklı kayıtlara çeşitli zamanlara ait farklı müverrihlerin yazma eserlerinde rastlanır. Müneccimbaşı tarihinde de aynı ad dağa değil vadiye verilir ve türklerin çoğaldığı bu vadinin adı 'ergene qol' diye kaydedilir. Nihat Sami Banarlı, etrafı dağlar ile çevrili mukaddes toprağa bu adın verildiğini belirtir. Günümüzde bu adın, ergenekon ergenekun, 'ergene kon, ergene qun' gibi muhtelif yazı biçimleri vardır. Bütün bu gerçekler, elimizdeki sözcüğün zamanında doğru kaydedilmediğini, yanlış hatırlandığını ve yakıştırma açıklamalara maruz kaldığını göstermeye yeterlidir. Tabiatıyla, metinlerde görülen bu çelişkili durumu ortadan kaldırıcı bir çözümlemeye ihtiyaç olduğu açıktır. Burada, bu yer adını söz konusu çelişkili durumdan kurtarmak üzere yeni bir çözüm denemesi yapacağım."
"Başlıkta da görüldüğü gibi, bu çözüm denemesi için, [ergene kon] adlamasını şöyle bir denkleme dönüştürdüm: [ergene kon] =[erkin kün] mü? Denkleminin iki tarafında yer alan elemanların çözümlemesini, efsane metinlerinin tarihi yapıları içinde sakladıkları bilgileri, sorun ile ilişkili gördüğüm tarihi kaynak metinlerde yer alan açıklamaları ve ibareleri göz önünde tutmak, yorum ve filoloji imkanları ile, iki düzeyde gerçekleştirmeye çalışacağım. Sorununun çözümleme işlemleri için de türkler arasında türeme olgusunu anlatan ve farklı zamanlarda tespit edilmiş iki metni temel seçeceğim..." Gerisi ergenekon destanının ayrıntılarını anlatıyor.
Kaynak: ord. Prof. Dr. A. Zeki velidi togan "bozkurt efsanesi"
Halk (millet)
Bodun: "eski Türklerde halka "kün", "bodun" veya "el" (il) denmekteydi. Bunlardan "bodun", "boy" (bod) sözünün çoğulu olup, boylar Birliği anlamına gelmektedir. Çünkü, "bodun" (halk) aynı soydan olan ve aynı dili konuşan boyların bir başkan etrafında toplanmasıyla meydana gelmekteydi. Yine bir başkan tarafından "bodunlar"ın bir araya getirilmesiyle de Türk devleti (Türk eli) ortaya çıkmaktaydı."
Kaynak: Prof. Dr. Salim koca, "eski Türklerde devlet geleneği ve teşkilatı", gazi üniversitesi fen-edebiyat fakültesi.
Peki halk kimdir? (bu benden sana hediye olsun çakma devrimci)
"Halk teriminin ondokuzuncu yüzyıldaki çeşitli kullanımlarında görülen ciddi bir problem, bu terimin kaçınılmaz olarak bağımsız bir yapıdan ziyade, bağımlı bir yapı olarak tarif edilmiş olması gerçeği altında yatar. Başka bir ifadeyle, halk daha başka kümelerde oluşan gruplara tezat olarak tarif edilmiştir. Halk aşağı tabakası oluşturan, genel nüfus içinde bir sürü, bayağı ve kaba bir grup ve aynı toplumun seçkin tabakası (elite) ile tezat teşkil eden bir insan grubu olarak düşünülmüştür. Halk bir taraftan "medeniyetle" tezat olarak ele alınırken, yani halk medenileşmesi bir toplumda, medenileşmemiş bir unsur olarak kabul edilirken, diğer taraftan da vahşi veya ilkel toplum diye adlandırılan ve gelişme basamaklarından daha aşağıda kabul edilen bir grupla da tezat olarak kabul edilmiştir."
Bu, halkın 19. Yüzyıldaki tanımı. ilkel - Barbar (göçebe köylü) - medeni diye bir sıralaması var hatta.
Başka bir tanım: 'halk' terimi en azından ortak bir faktörü paylaşan herhangi bir insan grubunu ifade eder. Bu grubu birbirine bağlayan faktörün -ortak bir meslek, dil veya din olabilir-
Ne olduğu önemli değildir. Bundan daha önemli olan ise, herhangi bir sebebe bağlı olarak oluşan grubun kendisine ait olduğunu kabul ettiği bazı geleneklere sahip olmasıdır. (dundes; 1962:2)
Kaynak: alan dundes "halk kimdir" çeviren: metin ekici.
Ya devrimci yarim, senin için üşenmedim, eski makalelerimi buldum ve bunları yazdım. Göktürk kitabelerinin, doğu yüzünün ve batı yüzünün, kelime tahlillerinin çoğunu ezbere bilen insanım. Çoğul eklerini, yükleme hal eklerini, yön gösterme hal eklerini, ayrılma hal eklerini falan biliyorum. Göktürk kitabelerinin çevirisini, en az 20 kere de okudum. Muharrem ergin'in Orhun abideleri kitabını yutmuş insanım. Herkesi kendin gibi dönme sanmasan iyi olur. Kişi, kendinden bilir işi derler.
Ergenekon: "ergene qon metni, sözel tarih anlamı yoluyla kaydedilmiştir. Aynı konuda müstensihlerden ve bana göre aynı zamanda sözel anlatıcıların uzak zaman olaylarını yeterince doğru hatırlamayışlarından dolayı ortaya çıkan yanlış kayıtlar ve tercüme hataları üzerinde togan da durmuştur. Togan, reşideddin hakkında yazmış olduğu ansiklopedi maddesinde, cami'üt tevarih'in Arapça, farsça ve moğolca nüshaları hakkında görüş belirtirken ayasofya nüshası hakkında şunu söyler: has isimlerde k ve q, ğ harflerinin karıştırılmasından anlaşılıyor ki, kitabın Arapça tercümesi Uygur harfleri ile yazılmış uygurca yahut moğolca aslından yapılmıştır. Bu konuda ve yazarın öteki eserleri üzerinde togan, ayrıca 'the composition of the history, the mongols by rashid al-din' adlı makalesinde de durmuştur. Ahmed ateş de, eserin bir kısmı ile ilgili yapmış olduğu neşirde ve tenkitlere yazdığı cevabı makalede müstensih hatalarına işaret eder. Eserin çeşitli yazma nüshalarında ve hatta nüsha içinde 'ergene qon' yanı sıra 'ergene', 'ürgene kon' gibi birçok farklı kayıt vardır. Bu farklı kayıtlara çeşitli zamanlara ait farklı müverrihlerin yazma eserlerinde rastlanır. Müneccimbaşı tarihinde de aynı ad dağa değil vadiye verilir ve türklerin çoğaldığı bu vadinin adı 'ergene qol' diye kaydedilir. Nihat Sami Banarlı, etrafı dağlar ile çevrili mukaddes toprağa bu adın verildiğini belirtir. Günümüzde bu adın, ergenekon ergenekun, 'ergene kon, ergene qun' gibi muhtelif yazı biçimleri vardır. Bütün bu gerçekler, elimizdeki sözcüğün zamanında doğru kaydedilmediğini, yanlış hatırlandığını ve yakıştırma açıklamalara maruz kaldığını göstermeye yeterlidir. Tabiatıyla, metinlerde görülen bu çelişkili durumu ortadan kaldırıcı bir çözümlemeye ihtiyaç olduğu açıktır. Burada, bu yer adını söz konusu çelişkili durumdan kurtarmak üzere yeni bir çözüm denemesi yapacağım."
"Başlıkta da görüldüğü gibi, bu çözüm denemesi için, [ergene kon] adlamasını şöyle bir denkleme dönüştürdüm: [ergene kon] =[erkin kün] mü? Denkleminin iki tarafında yer alan elemanların çözümlemesini, efsane metinlerinin tarihi yapıları içinde sakladıkları bilgileri, sorun ile ilişkili gördüğüm tarihi kaynak metinlerde yer alan açıklamaları ve ibareleri göz önünde tutmak, yorum ve filoloji imkanları ile, iki düzeyde gerçekleştirmeye çalışacağım. Sorununun çözümleme işlemleri için de türkler arasında türeme olgusunu anlatan ve farklı zamanlarda tespit edilmiş iki metni temel seçeceğim..." Gerisi ergenekon destanının ayrıntılarını anlatıyor.
Kaynak: ord. Prof. Dr. A. Zeki velidi togan "bozkurt efsanesi"
Halk (millet)
Bodun: "eski Türklerde halka "kün", "bodun" veya "el" (il) denmekteydi. Bunlardan "bodun", "boy" (bod) sözünün çoğulu olup, boylar Birliği anlamına gelmektedir. Çünkü, "bodun" (halk) aynı soydan olan ve aynı dili konuşan boyların bir başkan etrafında toplanmasıyla meydana gelmekteydi. Yine bir başkan tarafından "bodunlar"ın bir araya getirilmesiyle de Türk devleti (Türk eli) ortaya çıkmaktaydı."
Kaynak: Prof. Dr. Salim koca, "eski Türklerde devlet geleneği ve teşkilatı", gazi üniversitesi fen-edebiyat fakültesi.
Peki halk kimdir? (bu benden sana hediye olsun çakma devrimci)
"Halk teriminin ondokuzuncu yüzyıldaki çeşitli kullanımlarında görülen ciddi bir problem, bu terimin kaçınılmaz olarak bağımsız bir yapıdan ziyade, bağımlı bir yapı olarak tarif edilmiş olması gerçeği altında yatar. Başka bir ifadeyle, halk daha başka kümelerde oluşan gruplara tezat olarak tarif edilmiştir. Halk aşağı tabakası oluşturan, genel nüfus içinde bir sürü, bayağı ve kaba bir grup ve aynı toplumun seçkin tabakası (elite) ile tezat teşkil eden bir insan grubu olarak düşünülmüştür. Halk bir taraftan "medeniyetle" tezat olarak ele alınırken, yani halk medenileşmesi bir toplumda, medenileşmemiş bir unsur olarak kabul edilirken, diğer taraftan da vahşi veya ilkel toplum diye adlandırılan ve gelişme basamaklarından daha aşağıda kabul edilen bir grupla da tezat olarak kabul edilmiştir."
Bu, halkın 19. Yüzyıldaki tanımı. ilkel - Barbar (göçebe köylü) - medeni diye bir sıralaması var hatta.
Başka bir tanım: 'halk' terimi en azından ortak bir faktörü paylaşan herhangi bir insan grubunu ifade eder. Bu grubu birbirine bağlayan faktörün -ortak bir meslek, dil veya din olabilir-
Ne olduğu önemli değildir. Bundan daha önemli olan ise, herhangi bir sebebe bağlı olarak oluşan grubun kendisine ait olduğunu kabul ettiği bazı geleneklere sahip olmasıdır. (dundes; 1962:2)
Kaynak: alan dundes "halk kimdir" çeviren: metin ekici.
Ya devrimci yarim, senin için üşenmedim, eski makalelerimi buldum ve bunları yazdım. Göktürk kitabelerinin, doğu yüzünün ve batı yüzünün, kelime tahlillerinin çoğunu ezbere bilen insanım. Çoğul eklerini, yükleme hal eklerini, yön gösterme hal eklerini, ayrılma hal eklerini falan biliyorum. Göktürk kitabelerinin çevirisini, en az 20 kere de okudum. Muharrem ergin'in Orhun abideleri kitabını yutmuş insanım. Herkesi kendin gibi dönme sanmasan iyi olur. Kişi, kendinden bilir işi derler.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar