bugün
- icardi190521
- galatasaray14
- fettullah gülen'in ölmesi10
- dinci geri zekalılar ile insanlığın mücadelesi17
- sokak hayvanları uyutulacak66
- kızlar kendi aralarında ne konuşuyor13
- online 28 yazar şu an ne yapıyor16
- neden yazarlık yapıyorsunuz15
- bir kadın nasıl susturulur27
- yaya geçidinde kendini yola atan alman11
- 24 mayıs 2024 panathinaikos fenerbahçe beko maçı16
- türk kızlarındaki zenci merakı15
- menzilcilerin gay gay hareketleri13
- namaz kılan kemalist fayda görür mü10
- bir kadına söylenebilecek en güzel iltifat20
- iremga'yı taşlamak17
- mert hakan yandaş20
- türkiye fakirse halk neden obez37
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor27
- istanbul'a taşınmak isteyenler için tavsiyeler9
- lise eteğini saklayan hatun13
- karşı cinste çekici gelen özellikler14
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı16
- putine bir savaş taktiği ver12
- ideal erkek boyunun 195 olması16
- ameliyatla erkek oldum soruları alayım19
- rüyada olduğunu fark etmek8
- zalbert kızsa kanıtlasın11
- hayırlı cumalar9
- türk kızları neden gülümsemiyor14
- biontech aşısı olan insan9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması9
- iran cumhurbaşkanının cennete girişi12
- geldi yine deli9
- sokak köpeklerini çin'e ihraç etmek12
- türk erkeklerindeki iğrenç detaylar15
- beşiktaş ın fenerbahçe yi geçmesi12
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı25
- e f e8
- aydinoglu bombala21
- bir erkek nasıl rahatlar15
- kocaeli de asansöre sıçan adam8
- 6 ayda yazılımcı olmak10
- mecidiyeköy metrosunda intihar eden kız10
- 23 mayıs 2024 ali koç basın toplantısı11
- bik bik için diktiğim etek17
- insan olmaya ceyrek kala8
- türkiyedeki rusların gövde gösterisi yapması11
“Bu dünyaya insanlık için ne bırakıyoruz?”
Bu aralar aklıma bu soru devamlı takılıp duruyor. Sorun şu ki, cevap veremiyorsun. Aklına gelen cevapları kafanda toparlamaya çalışırken, hep daha fazlası olabilir diyorsun içinden. Ne bırakıyoruz? ne ürettik?
insan ürettiği kadar yaşıyor. Aldığımız tüm zevkler, gezdiğimiz sokaklar, kazandığımız paralar, evler arabalar. Hepsi bir gün son bulmuyor mu? Aslında farkında olmadan ara sıra bunların pişmanlığını hissediyoruz. Günümüzün 8 saati uykuda, 8 saati işte, 2 saati yolda, 2 saati televizyonda ya da internette geçiyor. Bir bakıyoruz ki, ömrümüzün neredeyse tamamını kendimizle uğraşarak geçiriyoruz. Günün sonunda bir bakıyoruz ömrümüz tamamlanmış ve geride aslında hiç yaşanmamış bir hayat ve üretmediğimiz için silinip giden ismimiz.
Aslında hepimiz farkında olmadan sadece kendimiz için yaşıyoruz. insanların bizim için yaşamasını istiyoruz, herkesi eleştiriyoruz, yargılıyoruz, toplum yararına çalışmıyoruz. Üstelik toplum yararına çalışan insanlara da “enayi” gözü ile bakıyoruz. Aslında sadece bir bedenden ibaret olmadığımızın farkına varmamız gerekiyor. Bedenimizin bir gıdaya ihtiyacı olduğu gibi ruhumuzun da bir gıdaya ihtiyacı var. Onun gıdası ise, karşılıksız sevmek, üretmek, yararlı olmak, fayda sağlamak. Belki sadece yapacağımız bir resim, yardıma ihtiyacı olan birine yapacağımız bir yardım, belki de sadece yazacağımız bir şiir. Ne olduğu önemli değil. Önemli olan bunu sevgiyle yapmak. Çünkü bunlardan herhangi birisini yapmak için sevgi gerekiyor. Hiçbir şey üretemezsek bile sevgi üretmiş oluyoruz.
Üretmek nedir? Sadece elle tutulur bir şeyler mi üretilebilir? Sevgi üretilemez mi? illaki somut mu olması gerekir?
Bedenimiz dışında, ruhumuzu da doyurabilmemiz gerekir. Ve o ruh, maddi zevkler ile doymaz. Önemli olan, “Gitme vakti geldi ama arkamda ne bıraktım?” sorusunu gitmeden önce kendimize sorabilmek ve buna ruhumuzu tatmin edecek bir cevap verebilmektir.
işte o zaman “insan” olduk diyebiliriz. işte o zaman “Yaşadık” diyebiliriz. işte o zaman “Mutlu” olabiliriz.
Sevgiyle kalın.
Bu aralar aklıma bu soru devamlı takılıp duruyor. Sorun şu ki, cevap veremiyorsun. Aklına gelen cevapları kafanda toparlamaya çalışırken, hep daha fazlası olabilir diyorsun içinden. Ne bırakıyoruz? ne ürettik?
insan ürettiği kadar yaşıyor. Aldığımız tüm zevkler, gezdiğimiz sokaklar, kazandığımız paralar, evler arabalar. Hepsi bir gün son bulmuyor mu? Aslında farkında olmadan ara sıra bunların pişmanlığını hissediyoruz. Günümüzün 8 saati uykuda, 8 saati işte, 2 saati yolda, 2 saati televizyonda ya da internette geçiyor. Bir bakıyoruz ki, ömrümüzün neredeyse tamamını kendimizle uğraşarak geçiriyoruz. Günün sonunda bir bakıyoruz ömrümüz tamamlanmış ve geride aslında hiç yaşanmamış bir hayat ve üretmediğimiz için silinip giden ismimiz.
Aslında hepimiz farkında olmadan sadece kendimiz için yaşıyoruz. insanların bizim için yaşamasını istiyoruz, herkesi eleştiriyoruz, yargılıyoruz, toplum yararına çalışmıyoruz. Üstelik toplum yararına çalışan insanlara da “enayi” gözü ile bakıyoruz. Aslında sadece bir bedenden ibaret olmadığımızın farkına varmamız gerekiyor. Bedenimizin bir gıdaya ihtiyacı olduğu gibi ruhumuzun da bir gıdaya ihtiyacı var. Onun gıdası ise, karşılıksız sevmek, üretmek, yararlı olmak, fayda sağlamak. Belki sadece yapacağımız bir resim, yardıma ihtiyacı olan birine yapacağımız bir yardım, belki de sadece yazacağımız bir şiir. Ne olduğu önemli değil. Önemli olan bunu sevgiyle yapmak. Çünkü bunlardan herhangi birisini yapmak için sevgi gerekiyor. Hiçbir şey üretemezsek bile sevgi üretmiş oluyoruz.
Üretmek nedir? Sadece elle tutulur bir şeyler mi üretilebilir? Sevgi üretilemez mi? illaki somut mu olması gerekir?
Bedenimiz dışında, ruhumuzu da doyurabilmemiz gerekir. Ve o ruh, maddi zevkler ile doymaz. Önemli olan, “Gitme vakti geldi ama arkamda ne bıraktım?” sorusunu gitmeden önce kendimize sorabilmek ve buna ruhumuzu tatmin edecek bir cevap verebilmektir.
işte o zaman “insan” olduk diyebiliriz. işte o zaman “Yaşadık” diyebiliriz. işte o zaman “Mutlu” olabiliriz.
Sevgiyle kalın.
güncel Önemli Başlıklar