bugün

sergen yalçın

oynattığı güzel futbol, takımının bugünkü başarısı üstüne gelecek fark yaratıcı başarılar potansiyeli nedeniyle bağzı odakların operasyonuna maruz kalmakta olan futbol efsanesi, bugünün başarılı teknik direktörü , çok yakın geleceğin yıldız teknik direktörü.

şu an ligde en çok gol atan ve averajı en yüksek takım olarak puan sıralamasında 3. sıradalar. Lig başlamadan üç haftalık avrupa karneleri ise 4 maçta 2 galibiyet ve 1 beraberlik.

her şey doğal seyrinde giderken ilk olarak 1 eylül 2019 yenimalatyaspor alanyaspor maçı'nda aşırı taraflı hakem eliyle puan ve puanları çalındı ki bu daha başlangıçmış. Asıl operasyon
3 kasım 2019 kasımpaşa yeni malatyaspor maçı 'nda malatya'yı doğrayıp kasımpaşa'ya 1 puan kazandıran görevli zat ile başlatılıyor. (bkz: halis özkahya/#42369129)
önce Faul bile olmayan pozisyonda Haksız ikinci sarı kart ile yeni malatyaspor 10 kişi bırakıldıktan sonra Sergen Yalçın üstüne provakasyon başlıyor. maçı çevirip öne geçtiği ve oyun olarak da üstün olduğu sırada takımına taktik verirken heyecandan teknik alan çizgisini aşıyor ve hakem uzaktan sarı kart gösterip daha da Sergen Hoca'nın üstüne gidip aşırı saygısız bir vücut dili, haksız tahrik edici el kol hareketleri ile kırmızı kartı gösterip atıyor hocayı. biz tv başında böylesi bir saldırgan ve saygısız tavra karşı şok geçirirken, fofana'nın atağını da özellikle kesip uzatmalarda kasımpaşa'nın beraberlik golünü atması sağlanıyor ki o gole beinsports spikerinin sevincinin türkiye'nin fransa'ya attığı gol sevincinden kat be kat fazla olması ile ikinci şoku yaşıyoruz tv başında. ama bu daha başlangıçmış gerçekten. sonra kasımpaşalı futbolcu soyunma odasını basıyor, olayların daha da vahimleşmesi iki takımın teknik heyeti ve malatyaspor'un başkanı sayesinde engelleniyor. iki gün sonra hazırlanan skandal rapor ve pfdk sevki üstüne fanatik gazetesi de sergen hoca'nın rekor ceza alması için özel algıya başlıyor.
fanatik vs'nin algı çalışması tek başına önemli değil ama paket içinde tam bir operasyon görüntüsü veriyor.
işin en can alıcı tarafı ise soyunma odasını basan rakip futbolcu sadece iki maddeden ve de saldırı maddesi olmadan sevk edilirken, sergen hoca haksızca üç maddeden sevk ediliyor pfdk'ya.

yani sadece saha içinde skora müdahale etmekle kalmıyorlar saha dışında da düzmece raporla bir hocanın ve takımın kaderiyle çok rahat oynayabiliyorlar. hem de bunu türk futbolunun en doğru dürüst adamlarından birine, en büyük efsanelerinden birine yalan dolan ile yapıyorlar.
sergen yalçın'ın bugün yaptığı açıklamalar olayın vehametini gözler önüne tüm açıklığı ile seriyor:

https://youtu.be/AROly28xuR4

''idman başlamadan önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan teknik direktör Sergen Yalçın, kendinden bahsetmek isteyerek, "Ben, çok agresif bir teknik direktör değilim. Kenarda çok tepkiler gösteren veya çok agresif olan, sürekli itiraz eden birisi değilim. Daha sakin birisiyim. Genelde oynadığımız müsabakalarda bizimle muhatap olan hep dördüncü hakem olur. Bir şeye itiraz edeceksek dördüncü hakeme söylüyoruz. Dördüncü hakem genelde bizi 'Biraz daha dikkatli olun, şurada ya da burada durun' gibi uyarıyor. Saha içerisinde sürekli böyle diyaloglar yaşanıyor. Kasımpaşa maçında olaylar biraz farklı gelişti. Ben Konya'da çalışırken, Konyaspor-Kayserispor maçında da Halis Özkahya beni oyundan atmıştı. Ben onu bilmiyordum, sonradan bana söylediler. Konya'da da beni aynı durumda atmıştı. Haklı ya da haksızdı konusuna girmiyorum ama ben maçtan önce kendisine başarılar diledim. Özellikle içeride yapılan bariz hatalar tabii bizim oyuna dahil olmamızı sağlıyor. Çünkü deplasman maçları içeridekilerden daha sıkıntılı oluyor. Tabii ben de kendi takımımın haklarını savunmak zorundayım çünkü bu iş için orada duruyoruz. Hem oyunu hem pozisyonu takip ediyoruz, hakemlerle diyaloga giriyoruz. Tabii ben de o uyarıları yapmak zorunda kalıyorum. Yapmak zorundayım çünkü benim işim bu. Ama ikinci yarı oyun öyle bir hal aldı ki 1-0 geriden oyunu 2-1'e döndürdükten, oyun tamamen bizim kontrolümüze geçtikten sonra, benim takımımın istediği oyunsal format oluşmuştu. O dakikalarda rakip takımın oyunu döndürme ihtimalinin olmadığı bir süreç başladı. 11'e 11 iken 2-1 öne geçtikten sonra hızlı ve çok çabuk oyuncularımız var, istediğimiz oyun oluştu. Rakip kaleye inebilen ligdeki en iyi takımlardan bir tanesiyiz. Çok çabuk karşı kaleye gidebiliyoruz. O tarz oyuncularımız var ki artık o dakikalardan sonra tam devreye girecek oyuncularımız var. Kırmızı karta kadar ikinci yarı çok iyi oynuyorduk. O kadar sıkıntıya rağmen maçı yine de çevirmesini bildik. Tam istediğimiz pozisyon oluşmuşken maalesef hakem arkadaşın Robin'i öyle bir sarı kartla atması bizi çileden çıkarttı. Bir maçta böyle sarı kart gösterirsen en az oyundan 4-5 oyuncu atman lazım. Herkes şok oldu. Biz maçtan sonrada pozisyonu izledik. Tamam, sarı kart olsa atsın problem değil ama sen bir takımın kaderiyle bu kadar basit bir şekilde oynayamazsın. Biz orada çok zor bir mücadelenin içerisindeyiz. Kazanacak pozisyonu yakalamışız. Kazanırsak lider olacak bir pozisyonu yakalamışız. Bizim oyuncumuzu çok basit bir sarı kartla oyundan atarak, tekrar rakip takımın oyuna dâhil olmasını sağlamak son derece yanlış bir şey. Ben, hakemin bana sarı kart gösterdiği pozisyonda oyuncularıma bir şey anlatmaya çalışıyorum. Benim orada hakemle hiçbir temasım yok. Bana dördüncü hakem sarı kartı gösterttiriyor. Zaten ikinci yarı başladıktan sonra dördüncü hakem ne oyunu ne rakip kulübeyi seyrediyor, sürekli beni seyrediyor. Dördüncü hakem olarak senin benimle ne işin var? Sen oyunu seyredeceksin, saha içini takip edeceksin, rakip kulübeyi takip edeceksin, doğal olarak hepsini birden takip etmen gerekir. Ben her içeriye bir şey söylediğimde, dördüncü hakem hep benim kulübemin önünde ve benimle kontak halinde. Böyle bir şeye ne gerek var? Biz, oynadığımız müsabakalarda hiç böyle bir şey görmedik. Onun neticesinde hakem bana sarı kartı göstermeye geldiğinde, hakemin bana kart gösterdiğini görmedim. Ben tamamen 2-1 galibiz, oyunculara nasıl pozisyon almaları gerektiğini anlatırken hakem bana sarı kart gösteriyor. En az 30-40 metre uzaktan gösteriyor. Kartı gösterdikten sonra dönüp gitmesi gerekirken hakem gitmiyor. Ben, Türk futboluna mal olmuş bir insanım. Yıllarca bu ligde oyun oynamışım. Yıllardır antrenörlük yapıyorum. Sen benden küçüksün. Yaşın kaç daha? Senin bana saygı göstermen gerekirken, sarı kartı gösterirken 'Hocam bak sarı kart gösteriyorum, sakin ol seni oyundan atabilirim, biraz daha dikkat et' gibi uyarılar yapması gerekirken, bana 30-40 metreden sarı kartı gösterip, dönüp tekrar maçı yönetmeye gitmiyor. Bunlar olmaması gereken şeyler. Bu her teknik direktör için geçerli, sadece benim için değil. Bir hakemin amacı oyuncuları veya teknik direktörü sahadan atmak değil, sahanın içinde tutmak. Ben onuncu haftayı oynuyorum. 4 tanede UEFA Kupası maçı oynadım. Hiçbir hakemle böyle bir sorun yaşamadık. Hiçbir hakem şimdiye kadar bize böyle bir davranış sergilemedi. Kenarda hakemin tavır ve davranışlarına şok olduk. Bana el kol hareketleri yapıyor. Sen bir teknik direktöre el kol hareketi nasıl yapıyorsun? Senin böyle bir yetkin mi var? Sen bana yaptığın o tavırları çık sokakta başka birilerine yapsana bakalım bir. Biz, hakemin tavırlarına inanamadık. Ben öyle bir şey söylediğini duymadım. Yalan söylemeyeyim. Onlar raporlarında yalanları yazmışlar ama ben duymadığım için yalan söylemeyeyim. Böyle raporlar yazılır mı? Dördüncü hakem, hakemi destekliyor. O, dördüncü hakemi destekliyor. Beraberce planlanıp, yazılan bir rapor var ortada. Ben inanamıyorum. Hakaret, el kol hareketleri var. Hakemin saygısızca bir davranışı var bana karşı. Hakem bana öyle bir tavır sergileyebilecek görüntüyü nereden buluyor? Gerçekten hakemlerin yazdıkları rapora çok üzüldüm. Bu kadar birbirini tamamlayan, yalan rapor yazmamaları gerekirdi" ifadelerini kullandı. ''