bugün

disko kralı

ilk 2 bölünü izlememiş olan bana 3. bölümüyle iyi ki de bu bölümden başladığım izlenimlerini uyandıracak kadar tatmin edici gelmiş okan bayülgen'in yeni showu. bir kere orkestra 10 yıldır tanıdığımız elemanlar. zagayı ve makinayı ayakta tutan herifler. tuncer olsun, ayı hasan olsun hepsi işlerinin başında maşallah. machine in my head'i duydum zaten tamam bittim programa..
ilk başta fırat aslan ile yapılan güreş ve satranç roundları uzun ve sıkıcı gelse de fırat aslan'ın box kampında satranç oynattığını öğrendikten sonra işin felsefesini öğrenmenin verdiği bilinçle anlamına eriyor izleyici niye böyle bir şey yapıldığının. konuklardan ebru destan hala daha ses bir kastır demekte ve bizi koparmaktaydı. cevap hakkı köşesi belki de en samimi konuğunu ağırladı ağırlayabileceği. şafak sezer'in komplekslerden arınmış hali gerçekten de bu köşede okan'ın öğrenmek istediklerini ona verir gibiydi. baba zula oldum olası ısınamadığım bir proje, onlar da iyi performans sergilemişler genel kanıya göre ama ben yaptıkları şeye yalnızca show diyorum müzikalite bulamıyorum. programın son 1 saatinde gelen konuklarla çıta biraz daha yükseldi, banu güven, öner erkan ve özge fışkın seviyeli bir ortam yarattılar. bu üçlüye katılan lara srov ise abazan erkek seyircilerinin libidolarını gece gece tepeye fırlatma görevini üstlendi. şenay gürler'in yayın yönetmeni olduğu derginin ödül töreni için gelen adayların seyircilere tiyatro bileti dağıtması da es geçilmeyecek bir ayrıntı.

sonuç olarak özlemiştik, ne de güzel oldu. biraz da kaliteli telefon bağlantıları olsa ve okan yayına illaki kız bağlanacak erkek bağlanamaz kompleksinden kurtulsa süper olacak.