bugün

cenk erdem

metropol mizahçısı olarak nitelendirilebilirler. herhangi bir gerçeklikteki komik unsuru ortaya çıkarmamaktadırlar daha çok çıkaramamaktadırlar. çünkü bu metropol insanının sıkışıp kaldığı yabancılaşma* sorunun mizaha yansımasıdır. zeka ürünü ufak tefek kelime oyunları ve sair numaralarla kendi komikliğini yaratma. oysa mizah hayatın bir parçasıdır ve hayattan kesitlerdir en nihayetinde.

örn: otobüste yanınıza oturan insanın dudağının kenarında kalan mayonezi farketmemesi ve sizin bunu dile getirişiniz ve mayonezi mizaha katma şekliniz olabilir.

ama bu arkadaşlar duruma yani mayoneze "madem mayonezden çıktık yola" şu açıdan bakarlar:

+ cenk bey, dün manava gittim, maydonez istedim. pazatesi gelir, elimde kalmadı.; dedi.
- maydonez, zor bulunan bir meyvedir, tıpkı narpuz gibi.

bu sebeple; kendine ve hayata karşı yabancılaşmanın ürünü olan, gülünçlüğü mizah olarak algılamamızı bekleyen ve algılamayınca "aptal", "salak", "zeka yoksunu" gibi yakıştırmalarda bulunan insanları da bir o kadar gülünç bulmaktayım.