bugün

bankacılık

Sektöre giriş kolay, beyniniz olmasa da ağzınızın olması yeterli. işe girişten emekliliğe kadar hep bu organla iş yapacaksınız. Müşteriye sakso, yöneticiye sakso. Bunu yapabilirseniz işiniz Almanya'dan iyi. Tabi başarı da sadece bununla da olmuyor, gerçekten çalışıp da biryere gelebilenler de var ama binde bir. Onlar da saksoculara göre 2 3 kat daha yavaş terfi ve zam alıyor.

Yalanın biri bin para, yalakalık, kaypaklık işin devamlılığı için önemli etmen. Hem bunları yapıp hem de oç olursanız kısa zamanda tepelere çıkarsınız. Bundan sonra da hiç bi zikim yapmadan zik gibi otursanız ve ayda yılda bir boktan bir işe imza atsanız yeterli. Örneğin gmy oldunuz, altınızda yüzlerce çalışan ve hepsi daşşağınızı yalamaya can atıyor. Bir gün sıkıldınız ve ekibinizdeki salaklara "beyler biz neden bok satmıyoruz? Acayip satılır, haydi tüm şube pazarlama ekiplerine bok satma hedefi verin" dediniz. Ekibiniz size önce hayranlıkla bakacak ve gerçekten süper fikir dercesine kafasını sallayıp, süoer fikir efendim nidalarıyla sizi şaha kaldıracak. Bundan sonra tüm pazarlama ekibine bu hedefler verilecek ve haydi bok seferberliğine diye hergün şakşakçı mailleri atılacak. Bok işi müthiş bir fikir diye lanse edilecek.

Meslek değil bu bankacılık. Çaresizce başvurulan, işe başladıktan sonra sanki dünyada başka iş yokmuş gibi beyinlere yerleşen, insanı başka meziyeti yokmuş gibi şartlandıran, bereketsiz bir iş.

Hele yöneticiniz de ibnenin tekiyse ki 10 yıllık tecrübeme dayanarak söylüyorum yüzde 99'u öyle, vay halinize. Her sabah ananızı sorar.

Yazacak çoook şey var ama vaktim yok. Ara ara yazacağım.