bugün

arzu

Arzu, insanın özüdür der Spinoza. Arzunun, cinsellik bağlamından koparılarak ele alındığını görünce haliyle şaşkınlık geliyor. Arzu, varolma çabamızı artıran, yaşamsal enerji gibi bir şeydir. Akışlar halinde, çeşitli arzu-makineleriyle birleşiriz. Hep bizim kudretimizi artıracak şeye yöneliriz, arzu ürettikçe. Ancak bu arzu çeşitli kurumlarla, mekanizmalarla bastırılırsa faşist-makineler haline geliriz, çünkü bastırılan arzu keder üretir. Hınç dolarız, şiddete yöneliriz. Toplumda arzu akışlarımızı bastıran birçok kurum vardır. Ancak o kadar kanıksamışızdır ki, içimizde lav gibi akışan faşizm eğilimini doğal karşılar hale gelmişizdir. Bunun yanı sıra, arzumuz çeşitli yollarla kodlanır ve yönü değiştirilir, bir şey uğruna seferber edilebilir. Tüketimciliğin bu kadar iş görmesinin sebebi, reklam uyaranlarının arzu akışlarımızı satın almaya ve sözde kudretimizi artırmaya yönelik biçimlendirilmesi, kodlandırılmasının sonucudur. Cinsel arzular bir yandan perçinlenirken, bir yandan da bunu bastıran ahlak yasaları inşa etmiş olduğunuz için,tüketim yaparak arzularımızı doyurmaya yöneliriz. Oysa elimizde bir çift uyduruk ayakkabı aslında isteğimiz şey değildir bile.