bugün

recep tayyip erdoğanın oyları çalın çağrısı

evet, uzun bir yazı olabilir. uyarayım. videonun tamamını izlemedim. sinir sistemlerim harap, kaldırmıyor. sadece tahminle ne sıçacaksın diyenlere alttaki entryi işaret ederim. buyurun...
sene 2011. doğu anadoluda öğretmenim. okulda 2 öğretmeniz. içten içe çıkacak sıkıntıyı zaten biliyoruz .ama manyak derecede eminiz kendimizden, taviz vermeyeceğiz.derken o gün geldi. kapıda askerimizi, komutanımızı da gördük dedik tamam mis.sıkıntı olmaz.yavaş yavaş oy kullanılmaya başlanıldı.bir iki yaşlı olupta getirilmeyenler oldu.kibarca kimlikle birlikte kişinin de gelmesi gerekiyor dedik ki zaten 4 senedir oradayız tanıyoruz hepsi zıpçık gibi. bayanlardan gelmeyenler oldu. “e ben kullanırım hoce birşey olmaaaaz” diyenleri de püskürttük.
zaman sonra asıl bizi gerecek olan konu gündeme gelmeye başladı. çünkü nüfuzun neredeyse yarısı istanbulda çalışıyor ve yaşıyor. kimlikleri! köyde ama kendileri yok. sabah erken saatlerde muhtar amca dediğimiz ve çok sevdiğimiz kişi bunları da kullanalım dedi. konuştuk, anlattık, olmayacağını söyledik.daha sonra malum partinin il meclis üyesi geldi baskısını sürdürdü. izin vermedik. saat 12-13 civarı muhtara bir telefon geldi. ama ortam iyiden iyiye gerilmeye başlamıştı zaten. çoğu köy sandıklarının açılmış! bizim sandığımızın hala açılmamasından dolayı da muhtara baskı yapıyorlardı. derken bir anda bir karmaşa oldu. zarf alan içeri girmeye başladı.hemen dışarı çıkıp komutana olanları anlattık ve komutan bana “hocam burada kalıcı olan sizsiniz, biz birazdan gideceğiz. inatlaşmayın” dedi. sonrası malum..........
kazanmak icin herşey mübah diyenlerin kazandığı seçimleri gördü bu gözler.
bu yüzden sandık bizim namusumuz...