bugün

ahlat ağacı

----spoiler--

çocuk heryerde derdini, meramını anlatmaya çabalıyor, arıyor. en sonunda ise; ayaklarından zincir bağlayıp suyun altına çeken babasına ulaşıyor.

netice ise; sanki mayıs sıkıntısı veya uzak filmlerindeki sessiz karakterler artık konuşmaya, içindekileri dökmeye başlıyor. kimileri cümlelerin çok edebi, günlük hayatın olağan akışına aykırı bulabilir, doğrudur da.

castta da sorunlar olabilir. baba ile oğul arasındaki yaş farkı, oğulun olması gerekenden biraz daha büyük göstermesi vs. gibi.

ya da senaryoda da dayanak noktasının eksikliği de belirgin olabilir. babanın tam olarak neden ve hangi koşul sonrası kendini ganyana kaptırdığını öğrenemiyoruz. sadece aykırılık ise neden en başından itibaren değil de, sonradan ganyana başladığını bilemiyoruz. çünkü en başından itibaren aykırıydı. o noktada bişeyler yaşanmış olmalı ki, kendini kapatsın dışardaki kendisini anlamayan dünyaya.

ama nihayetinde, ben kış uykusundan daha gerçekçi buldum. hatta kimi zaman kendimi aynada gördüm. kim siyaset, din, edebiyat üzerine arkadaşlarıyla konuşmaz ki?

--------spoiler---

çok güzel bir film.