bugün

körlük

Gözlerin görmemesi.

Öyle birkaç dakika, göze bez bağlamakla anlaşılacak bir durum olduğunu sanmıyorum.

Empati yapalım...

Düşünün ki gözünüze bez bağladınız ve o gün bezi hiç çıkarmama kararı aldınız.
Önce bulunduğunuz odada dolaştınız, birkaç eşyaya takıldınız ama sizin için çok da sorun olmadı.
Yan odaya geçme kararı aldınız. Önce kapıyı buldunuz ve diğer odaya geçtiniz.
Çoğu kişi bu noktada gözündeki bezi çıkarır , derin bir nefes alır ve etrafındaki eşyalara ilk defa bakıyormuşçasına bakar.
Körlüğün ne demek olduğunu hissedebildiniz mi? Sanmam. Yüz binde birini belki...

Her şeyden önce siz istediğiniz an yeniden görebileceğinizi biliyorsunuz. Ya umudu olmayanlar gerçekten görmeyenler... Bence asıl zor olan bu ... görmemekten ziyade umudun da olmaması...
Hem gözleri görmeyen insanlar, sadece evlerinde geçirmezler hayatlarını. Bir odadan diğerine geçmek onlar için en basitidir. Sonuçta evde olup güvende olduklarını bilirler.
Asıl sorun, tüm insanların ortak kullanım alanı olan dışarıyı paylaşmaktır görmeyenler için. Yani güvenli ortamdan , kimin ne yapacağı ya da nerede ne olacağı belli olmayan güvensiz ortama çıkmaktır. Kolaysa dışarıda deneyin , gözünüze bez bağlayıp dolaşmayı, alışveriş yapmayı, çalışmayı... düşüncesi bile zordur.
Ayrıca ve ayrıca, gözleri görmeyen insanlar , kendilerine " kör" denilmesinden hoşlanmazlar. Çünkü kör, işe yaramaz demektir. "Kör bıçak, kör testere gibi" Halbuki onlar işe yaramaz değildir. Kamuda çalışan yaklaşık 35 bin (2017) engellinin en az 5 bini görme engellidir. Hâlâ da kamuda veya özelde çalışmayı bekleyen binlerce görme engelli vardır.
Görme engelli bir yakınım var, oradan biliyorum.