bugün

improbable

adam fawer in kitabı.

'kuantum fiziği kafanızı karıştırmadıysa onu yeterince anlamamışsınızdır' lafına nispet bu konudan şimdiye kadar okuduğum en anlaşılır biçimde bahsedilmiştir.

eğer bir parayı havaya atarsanız yazı ya da tura gelmesi şansa mı bağlıdır?
evet derseniz yanılırsınız;
eğer parayı fırlattığımda tüm fiziksel faktörleri hesaplayabilirsek; örneğin elimin açısı, rüzgar, parayı fırlatmak için kullandığım güç,paranın alaşımı......vs o zaman yazı mı tura mı geleceğini yüzde yüz bilebilirsiniz. Peki tüm bunları hesaplamak olasılıksız değil mi?
insanlar için öyle,ama biz hesaplayamıyoruz diye bunun şansa bağlı olduğunu söyleyemeyiz.Yani olaylar rastgele gibi görünse de tamamen fiziksel gerçeklerle belirlenirler.

Kalabalıkta yürürken bir dostuna çarptın,bu şans eseri değil midir? Hayır! Hiçbir yere boşuna gitmezsin. Gittiğin yer fiziksel, duygusal, ya da psikolojik etkenlerin bir sonucudur. Aynı şey herkes için geçerlidir. Bu yüzden bir arkadaşına şans eseri çaprmak her ne kadar şans gibi görünse de öyle değildir!

Bir an için doğanın tüm güçlerini ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek - ve bunun verileri inceleyebileceğini de düşününürsek - aynı zamanda evrendeki en büyük varlıkları ve en küçük atomları hesaba katarak bir hesap yaparsa, hiçbir şey belirsiz değildir ve gelecek de, aynen geçmiş gibi gözlerinin önündedir!

Eğer bir şeyi yapabileceğini düşünürsen, aslında bu mümkün olmasa bile yapasın. Eğer yapamayacağını düşünürsen o zaman çoğunlukla yapmazsın çünkü denemezsin bile..Örnek: filer daha bebekken kalın demir zincirlerle bağlanırlar ve bunu açamayacaklarını öğrenirler. Büyüdüklerinde ince bir iple bağlansalar bile bunu kolayca açabileceklerine rağmen hiç denemezler bile.

Toplu bilinçaltı;
Carl jung bilinçaltını 3 e ayırır:
1- Hayırlayabildiğimiz hatıralar: ilkokul öğ.adı gibi.
2- Hatırlanamayan hatıralar- istesek de hatırlayamayız çünkü bastırdığımız bir tür çocukluk travmasıdır.
3- Toplu bilinçaltı: bu bilgiler asla bilinçli olamaz çünkü hiçbir zaman bilinçde var olmamışlardır.Yeni doğan çocuk annesinin göğsünü emeceğini bilir..

1900 lere kadar herkes Newton ın klasik fizik kurallarına inanıyordu. Ona göre cisimlerin hareketi onlara nasıl bir güç uygulandığına bağlıydı. Bu inanış tüm topluma yayıldı ve böylece kapitalizm yayıldı; dünya arz-talep kurallarına boyun eğdi..
sonra 1905 te Einstein görecelilik teorisini ortaya attı , ona göre her şey göreceliydi. Newton'a göre mutlak olan hız,ivme de..hatta zaman bile göreceliydi.mesela 2 kişi bir trende,ikisi de dışarıyı aynı görünür ama sen başka yerdeysen o zaman farklı görürsün..
Saniyede 186.000 mil olan ışık hızına yakın bir hızdaki rokette gidersem benim için zaman yavaşlar. Roketten indiğimde ben sana göre daha genç olurum. o zaman bile görecelidir.
Newton maddenin zamanda ve uzayda belli bir yeri olduğunu düşünmüştü,ama Einstein her şeyin göreceli olduğunu gösterdi, fizikçiler de hiçbir maddenin tam bir konumu ya da tam bir yaşı olmadığını anladılar.

Kuantum fizikçilertine göre madde aslında yoktur. Klasik fizilçilerin madde sandığı şey aslında bir takım elementlerin birleşimidir. Onları da atomlar oluşturur-yani enerji,yani aslında madde bir enerjidir.
Düşünce de bir enerjidir!!
Madde ve düşüncede de enejiyse o zaman tüm madde ve düşünceler birbirine bağlıdır,ilişkilidir.
işte toplu bilinçaltı da bunda gelir-bu yaşayan,yaşanmış ve yaşayacvak her canlı tarafından paylaşılan,birbirine bağlı,bilinçsiz zihindir.

Tüm doğu dinlerine göre evren enerjidir,kuantum fiziği de böyle bakar.Ayrıca herkesin zihninin evrenle bir olduğunu düşünürler.
Budistlere göre her şey geçicidir.Budha,dünyadaki bütün acıların kaynağının insanların maddelere ve fikirlere bağlılığından kaynaklandığını ve akan,değişen ve hareket eden evreni kabul etmedikleri için böyle olduğunu düşünmüştü.
Budizme göre,zaman,bilinç yansımalaraından ibarettir.Budistler objeleri maddeler olarakdeğil de ,evrensel bir hareketin içinde var olan dinamik süreçler olarak görürler ve bu da sürekl değişmektedir.
taoistler de evrenin dinamik döngüsüne inanırlar.bu da sürekli değişir ve akar.buna göre kişi evrende tek bir elementtir,ya da bu enerjinin bir parçası!!!!!bu kuantum fiziğinde de geçer.

Peki tüm bu felsefeler çok eski,nasıl oluyor da kuantum dan önce bunlar biliniyor?
toplu bilinç sayesinde..unutma zaman yok,yani düşünce hem ileri hem geri akabilir.Büyük düşünürler,felsefeciler,bilim adamları hepsinin 'zamanın ötesinde' oldukları söylenir.Sözde dahiler yalnızca toplu bilincimizi bizden daha iyi görenlerdir.