bugün

palto

Hani Nasreddin hoca ye kürküm, ye der ya aynı onu anlatan bir hikâye. Düşük dereceli bir memur. Yıllarca giymek zorunda olduğu bir palto. Tamir edilmekten artık kendisiyle özdeşleşmiş. Memuriyet görevi yazı yazmak. Aşk derecesinde işini yapar ama dairedeki diğer kişiler tarafından da hor görülür. Buna uzun zaman sesini çıkarmaz. Kimi kimsesi de yok. Pansiyonda kalır. Evinden işine gider. Artık paltosu tamir edilemeyecek durumda terzi kendisini ikna ederek imkanlarını zorlayarak bir palto diktirir. Arkadaşları bu paltoyu kutlamak istedikleri bir akşam paltosunu çaldırır. Durumunu anlatmak için emniyete gider bir sonuç alamaz. Daha sonra önemli bir kişiye gider. Azarlanır, üşütür. Birkaç gün sonra da yaşamını yitirir. Arkadaşları olayı birkaç gün sonra duyarlar. Yerine yeni biri alınır. Kimsenin varlığından haberi olmayan biri böylelikle hayata veda eder.

Şehirde bir efsane dolaşır. Bir hortlağın gece vakti insanların paltosunu çalmaktadır. Hatta o önemli kişinin de paltosu çalınır. O günden sonra kimseyi terslemez.