bugün

kayaköy sanat kampı

Gidecek olanlara ya da gitmeye niyeti olanlara bilgilendirme ve yardımcı olması açısından 23-29 Temmuz 2017 arası Fethiye Kayaköy Sanat Kampı’nda geçirdiğimiz keyifli günlerin detaylarını anlatacağım;

1.Gün Pazar;
ilk gün 15:00 a kadar tüm kamp sakinlerinin kampa giriş yapması bekleniyor, biz saat 13:00 gibi kampa girdik, herkes çadırlarını kurmuş kaynaşmıştı bile. Fırından sıcacık çıkan gözleme ve ayran komboları ile uzun yoldan gelenler için ilaç niteliğinde. Saat 15:00 te barda toplanıp herkes kendini tanıtıyor klasik bir tanışma toplantısı. Aynı ilden, aynı okuldan, hatta aynı iş yerinden bile birkaç kişi ile denk gelmeniz mümkün. Sonrasında Kayaköy’ü kısa bir tur ile geziyor, taş evlerin en tepesine çıkıp hem dinleniyor hem de köy manzarasını izleyebiliyorsunuz.
Kampa dönünce akşam yemeği başlıyor, genelde 20:00 sularında akşam yemekleri. Ardından workshop bilgilendirmesi oluyor, burada 11:00- 13:00 arası gideceğiniz atölyelerin bilgilendirmeleri yapılıyor. Biz büst ve kil atölyesine katıldık; karakalem portre çizimi ve kilden yapılan figürler atölyenin ana konusu oluyor. Burda bize yardımcı olan Kibele’yi enerjisi ve sıcaklığı ile tekrardan sevgilerle kulaklarını çınlatıyorum. Atölyelerin ardından gece Kayaköy belgeselini izleyerek günü bitiriyorsunuz.

2.Gün Pazartesi;
Sabah 08:00 de kızlı erkekli Yoga ile güne başlıyorsunuz, sonra kahvaltı ve atölyeler başlıyor ardından yemek ve 15:00 da Darboğaz koyunda trekking ile gidiş. Yaklaşık 45 dk lık yolculuğun ardından Darboğaz koyuna varılıyor denizi müthiş, hafif akşam serinliğinde 18:30 a kadar şıpıdı şıpıdı yüzüyorsunuz. Akşam da kampta Blue Stone grubunun canlı performansını dinliyorusunuz, adamlar çok başarılı. Genelde rock’n roll tarzı alternatif müzik ve popüler şarkılar çalıyor. 00:00 dan sonra köyde ses sorunu olduğundan after party daha kuytu bir yer olan otopark alanına taşınıyor ve orda devam ediyor.

3.gün Salı;
Yemeğe kadar herşey bir önceki günle aynı. Bugünün aktivitesi 16:30 da yola çıkıp gemiciler koyuna yürüyoruz ardından botlarla St.Nicholas adasına ayak basıyoruz ve adanın en tepesine tekrardan yürüyüp (tahmini 45 dk yürüyüş) muhteşem bir gün batımı sahnesini kendinizde ölümsüzleştiriyorsunuz. Burda tavsiyem şarabınızı alın sevdiğinizle anın keyfini çıkarın. Hayatınızda yaşayacağınız ender anlardan bir tanesi olacağına şüphem yok.

4.gün Çarşamba;
Bu gün kampın dış aktivite günü. isteyen yamaç paraşütü(210 tl), tüplü dalış(90 tl), ata binme vb. gibi aktivitelerden yararlanabiliyor. Ben tüplü dalışa gitmiştim ve tüm gün orda geçti. Aktivitelere dahil olmak istemeyenler için Donyacık plajına yürüyüş var namıdeğer Soğuksu. Bu yolculukta 1 – 1,5 saat arası sürmüş aldığım bilgilere göre. Bu gecenin özelliği rakı-balık gecesi olması; ızgara çupra eşliğinde keyifli bir yemek gecesi oluyor. ilerleyen saatlere doğru ritim atölyesi eğitmeni Taylan bize güzel bir müzik ziyafeti sunuyor.

5.gün Perşembe;
15:30 civarı Help Beach e gitmek üzere araçlara biniyoruz, burda trekking yok parmak arası terliklerinizle de gidebilirsiniz. Help Beach genel olarak güzel bir tesis, deniz ürünlü pizzası, jumbo kalamarı ve plaj voleybolu sevenler için güzel bir seçenek. Denizine aynı olumlu yorumu yapamayacağım çünkü plaja sonradan dökülen beyaz kumlar denizin rengini bi acayip yapmış ki buna rağmen açıklarda caretta caretta ları görmeniz mümkün. Ben bir tanesi ile tanışma fırsatına eriştim; korkmayın, ürkmeyin sizi görünce kaçıyorlar zaten. Akşam da Kayaköy’de bulunan Root Bar da canlı müzik oluyor topluca oraya gidiliyor. Sesi gürültüyü kafam kaldırmaz derseniz kampta bilardo, masa tenisi gibi argümanlarla vakit geçirebilirsiniz.

6.gün Cuma;
Bu gün diğer günlerden farklı kampın son günü çünkü. Saat 10:00 da tekne turu için yola koyuluyoruz. Günü tekne turunda Kelebekler Vadisi, Soğuksu, Mavi Mağara ve Akvaryum Koyu gibi yerlere götürüyorlar. Burda size şiddetle tavsiye edeceğim şey Soğuksu da bulunan dağdan denize akan buz gibi suyun kaynağına gidip o soğukluğu hissetmeniz, sıcak ve soğuğu aynı anda hissetmek aşırı keyifli bir duygu.
Kampta son akşam olduğundan atölyelerdeki ürünler sergilniyor. Siz kazanın içinden kepçe ile Punch ınızı bardaklarınıza koyup yudumlarken drama atölyesindeki arkadaşlar kısa bir skeç sunup ardından fotoğraf atölyesi grubu da yaptıkları çalışmaları sergiliyor. 5 gün boyunca emek verdiğiniz işlerin değer verilip beğenilmesi ayrı bir keyif. Tabi ki gece bitmedi devam ediyor, disco da canlı müzik eşliğinde son akşamın olmasının da vermiş olduğu gaz ile eğlencenin dibine vuruluyor, sonunda olmazsa olmaz havuza atlamalar işin cilası tabi.

Özetlemek gerekirse;

Konaklama; kendi çadırınız ile, kampın çadırı ile, çardaklarda ve taş evlerde konaklayabiliyorsunuz. Tuvaletler, duşlar ve havuz gayet temiz ve hijyenik. Beklentinin çok üzerinde.

Yemek; son zamanlarda yediğim en lezzetli en doğal yemeklerdi açık ara. Her gün farklı bir yemek çıkıyor, köfte,tavuk,sebze,balık… doyana kadar yiyorsunuz, yemeklerin hepsi doğal ve ev yapımı. Özellikle biber dolması, bamya, patlıcan kızartmasını cidden unutamam. Ben sabahları bahçeden biberimi maydanozumu kopartıp kahvaltımı yapıyordum, tavsiye ederim.

Eğlence; geceleri özellikle çok aktif, konserler canlı müzikler her akşam mevcut. Onun dışında da basketbol, masa tenizi, bedminton gibi spor oyunları ve masa oyunları da mevcut.

Atölyeler; kampın ana teması aslında atölye üzerine kurulu. Etrafta birçok el yapımı sanatsal ürünler görebilirsiniz bu da belirttiğim tezi güçlendiriyor. Drama, keçe, fotoğraf, büst ve kil, ahşap oyma, oyuncak yapımı gibi birçok atölye mevcut. Benden size tavsiye; elinizin yatkın olduğu bir alana değil hiç anlamadığınız, yapamayacağınızı düşündüğünüz bir atölyeye girin, sonuçlarına inanamayacaksınız.

Sosyal aktiviteler; kamp içinde atölyeler, masa tenisi, bilardo, basketbol, masa oyunları mevcut. Kamp dışında trekking, yamaç paraşütü, tüplü dalış, atla köy turu gibi aktiviteler var.

ilk gün tanışma faslından itibaren kendi kabuğunuza çekilmeyin, sosyalleşin, yeni insanlar tanıyın, eğlenin.

Mutlu, Lara, Taylan, Özgür, Kibele, mutfaktaki ablalar… hepsine ve daha fazlasına ayrı ayrı teşekkürler.

Ve Kayaköy Sanat Kampı’na ait mutlaka anlatacak bir anınız kalacaktır…