bugün

berber dayaması

bu konuda biraz dertliyim sözlük. paylaşmak istiyorum;
ahmet abi mahallemizin ilk berberlerindendi. (mahalle yeni yeni gelişiyordu, o da değerlenecek yere dükkanı açmıştı hemen) ben çocukken genç bir adamdı, babam yeni mahallede hemen esnafını, alışverişini yapacağı yerleri belirlemişti. ahmet abiye götürdü beni senelerce. çocukken alıştıysanız standart bir kesime, değiştirmeniz kolay olmuyor. işte en basitinden bizi çocukken böyle bastırıyorlar;
ahmet abi: "amerikan mı kesiyoruz yine abi"
babam: "evet, evet azcık adama benzesin"
ben: "ahmet abi yeeea abi lütfen yaa, söbü oluyorum böle yaa. hadi be abi başka bi şey yapalım, abi lütfen ya."
ahmet abi: zuhahaha tarzı hunharca güler ve söylediklerime aldırış etmeden keserdi.

babam elimden tutup götürmeyi bıraktığı dönemlerde yine ahmet abiye gittim ben. peder bey bize de atmış tohumunu, ayağımız o varken başka yere gitmiyor şerefsizim. ahmet abi ukraynalı biriyle evlendi sonra da kadınla beraber ukraynaya taşındılar. tarımla falan uğraşmış, becerememiş. birkaç sene sonra geri gelmiş az öteye açmış bu sefer dükkanı, babam gitmiş yine.* ben de uğradım tabii. bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştığım ve açılmayı planladığım kız arkadaş adayımla buluşacaktık, bizi tanıştıran arkadaşımla birlikte. ahmet abinin yeni dükkan da kızın evine çok yakın. neyse... ben traşı olur sağlam yıkatırım saçı, en azından idare ederiz öyle falan diyorum kendime yolda.
tabii babamın atladığı "büyük"* bir ayrıntı vardı. ahmet abi ukraynadan boş gelmemişti: beraberinde en kallavisinden, en haşmetlisinden bir göbek de getirmişti. oturdum koltuğa başladı kesime. ben de iri herifin tekiyim. rahat edemedi, attı göbeği koltuktan içeri. o sıcaklığı size anlatamam sözlük, o sıcaklık... o... anlatamam...
berbere girerken arkadaşa da hangi berbere gittiğimi, nerde olduğunu söylemiştim. nerden bilecektim böyle olacağını, bir sakınca görmemiştim o zaman...
ben berber koltuğunda göbekten kalan yerlerde terler döküp nefes almaya çalışırken aynadan dışarı ilişti gözüm. kızla denk geldik, gülüyorlardı dışarıdan...* .......
o halde yakalandıktan sonra kız beni sanki hiç kale* almadı. en azından ben öyle hissettim. ne ben adam gibi açılabildim ondan sonra, ne de bir ilişki oldu. ahmet abi ve göbeği girdi araya. ne arası uçurum açtı lan!

not: bu olayı yaşayalı 2 seneyi geçti ama yarası ayrıdır bende. hani nadiren cesaretinizi toplar bir atağa kalkarsınız da "bu kız bana bakmaz" dediğiniz birini etkilemekle uğraşırsınız. sonra ne olur? göbek!
mevsim yaz, mekan antalya, öğle saatleri. zaten üç güneş var tepemizde, bu fıkrada ne eksik? sıcacık bir göbek tabii. ne? elbette bir daha ahmet abiye gitmedim. şaka mısınız.

burdan bütün dayanan mağdurlara selam olsun. üç güneşin olduğu bir yaz gününde size dayamayla karışık yaklaşan sıcacık bir göbekle karşılaşmamanız ümidiyle. saygılar...