bugün

unutulmak

sevdiğin, sevildiğin yerden ve kişilerden uzaklaşışların ya da kendinin göremediği değişikliklere uğramanla, geri döndüğünde yüreklerde aynı coşkuyu yakalayamamaktır unutulmak. aynı sevinci gözlerde seçememek, ve artık kimsenin adını anmadığını, özlemini paylaşmadığını görmektir.
kendini sorguya çekiş sürecine iter bun da insanı. geceler ve sabahlar; doğru cevapları bulana kadar sıkışmış, zor atan bir kalbin ağrılı çırpınışlarıyla uyunamayan bir yaşantıya iter onu...
kalp atışları, göğsü zorladıkça atış kuvetlenir, sertleştikçe soğuk terler boşalır vücuttan sızarcasına.
her şey o adın anılırkenki güzelliğine, özlenirkenki şenliğine nasıl dönebilir, bunun stresi çekilir günlerce akıllarda. ve samimi olmayan davranışlara iter bu da, rol yapmaya iter kişiyi ilgi çekebilmek uğruna. aslında hüngür hüngür ağlıyor olan gözlerin üzerine perdeyi başarıyla çekip çekemediğini bilememenin stresiyle ruhunu heba eder kendini hatırlatabilmek uğruna.
bazen bu samimiyetten uzak uğraşlar, gözlerin söyledikleri doğruları tam anlamıyla kapatarak karşı taraftakileri etkilemeyi başarırken; bazen de gelen her başarısızlıkla daha büyük çöküntülerin altına iter çaresiz kişiyi.
ve en baştan başlayacak kadar gücü olmayan o eskiden sevilen adam, yorgunlukla devam eden her samimiyetsizliğinde, her geçen gün daha büyük neşelerini ayırır kalbinden.
hiçbir şeyin eskisi kadar ballı olmadığı o her bir dakika, anılan bir büyüğün, nasıl da çamurun dibine girebileceğini döker zihindeki romanın sayfalarına.
bazen unutulan soytarılar, bazen de unutan hayırsızlar olurlar, bu olaydaki suçlular da...