bugün

severek ayrılmak

sevgilinin, dil yarasıyla yüreğinize açtığı yarayla yaşanabilir.

" istediğim kadar mutlu değilim, nasıl olacağımın yarısını biliyorum diğer yarısını bilen kişi ile henüz tanışmadım mı acaba? "

şimdiye kadar bana ettiği en ağır laflardan biriydi. ilk okuduğumda nutkum tutuldu. ilerleyen saatlerde kafamı yastığa koyduğumda yine hatırladım. canım yandı. gözlerimden süzelen damlalarla ıslanmış yastığı çevirdim. alev topuna dönmüş yüzüm, yastığın soğuk yüzüyle rahatladı. ama içimdeki ateş hala yanıyordu....

hayatına giren kadınlardan farklı olduğumu düşünüyordum. onu en çok seven, gözlerinin içine bakarak mutluluğu için çabalayan, çırpınan en çok ben değil miydim. bunu bu kadar yürekten istediğim için belkide bir farkım olması gerektiğini düşünüyordum. anladım ki bir ben düşünüyormuşum.

kalbimdeki yeriyle yüreğimi büyüten, o büyüklükle yaptığım bütün emek ve sevgi ona yetmemişti. belki de bunu hiç görememişti. oysa yıllarca görmesi için onu, ne kadar zorlamıştım.

kendimi onun yanında düşünmüşüm. meğer ruhum hep onunlaymış. şimdi ise esen bir fırtına, onun yanından beni uzaklara savurmuş. bilmediğim bir yere düşmüşüm. her yanım toz duman, kolum kanadım kalkmaz olmuş. ıssızlıkta ıssız kalmışım. haddimi bilmişim.

şimdi ruhumu onun yanına tekrar götürmeye ne gücüm, ne de bunu istediğine inandığım birisi kalmış.

" keşke onu ben mutlu edebilseydim " demek şu saatte ne kadar anlamsız ve acı. oysa sırf bu keşkeleri dememek için uğraşmamışmıydım.

sevgi emekti. o, benim emeğimdi. meğer bir benim bildiğim, ona ise yetmemiş bir emekmiş. şimdi ise daha fazlasını yapmaya, ne yürek, ne fırsat, ne de gücüm var.

ona karşı içten gülümsememi görmeden benimle tanışmıştı. şimdi hangi söz, hangi cümle o ana dönüp, o gülümsememi ona gösterebilirdi.

zaman geçmişti. ben bana verdiği zamanda sevdiğim adamı mutlu etmeyi yine, başaramamıştım.

onun varlığı dahi beni güçlü, mutlu ederken ben ona bu duyguyu yaşatamamışım. canım öyle yanıyor ki.

o bana bu lafı etmiş. belli ki ben bu lafı hak etmişim. peki hak edecek ne yapmıştım.

önümde iki seçenek kaldı. onun benimle mutlu olmadığını bildiğim halde kendi mutluluğum için onu zorlayarak devam edeceğim, ya da anlamsızlığımı, haddimi bilerek, kendimi hatırlatmaktan vazgeçeceğim. benim için sanırım ikincisi daha gururlu bir seçim olmuştu.