bugün

bir erkek feminist olabilir mi

insanı savunurum kadın, erkek fark etmez. herhangi bir -izm altında birleşen tüm "iyi niyetli" (dante'ye selam yola devam) ülkülere de karşıyım zira kitlelerin aklı yoktur bilirim ve bunun için de onlarca toplum teorisi okumaya gerek yok.

herhangi bir cinsiyetin/fikrin/amacın üzerinden yapılacak olan siyasetin zamanla kendi faşizan tavrını yarattığını göremeyecek kadar da tarih bilgisinden yoksun değilsek bi sorun yok demektir. kadın ile erkek aynıdır, farklılık addedip bu farklılık üzerinden "sözde" iyi niyetli ya da pozitif ayrımcılık yoluna girenler üç slogan sonra ne kadar sığ sularda yüzdüklerinin farkına bile varamayacak duruma dönerler benden söylemesi.

anne demişsiniz, cinsiyeti yoktur demişsiniz vs bu tavır bile aslında "kadın'ın ötekileştirilmesine" zemin hazırlar oysa ben kadın'ın benden farklı olduğunu, öteki olduğunu hiçbir zaman kabul etmem, onu bu canlılığın doğal bir parçası olarak kabul ederim (benim kabul edip etmemem de bi şeyi değiştirmez zira kabul ne bir savunmanın sonudur ne de başı).

doğa kadını bana beni de kadına eş var etmiştir (eşit anlamında) ben kimim ki kadın'ı savunmak adına bir ideoloji geliştireceğim ya da geliştirilmiş olan ideolojilere çanak tutacağım? o ben ne isem odur ben de aynı şekilde o'yumdur. bunun üzerine kalkıp sığ bir siyasete girişmek hele hele aralara romantizm saçmak olsa olsa ajitedir olmadı yerini bulamamış bir trajedi ihtiyacının ürünüdür.

ben kadının saçının tek teline zarar gelsin istemem ama bunun nedeni kadın olmasından dolayı değil benim gibi bu rezil dünyayı paylaşan bir "insan-canlı" olmasındandır. yüceltilen ve ayrıştırılan her fikir yukarıda da dediğim gibi çözülmeye, sığlaşmaya mahkumdur ve insan'ı savunmak için hiçbir -izm'e ihtiyacımız yoktur.

saygılarımla.

budapeşte

2016