bugün

yağmurda ıslanmak

şu dünyayı yaşanabilir kılan nadide olaylardan
bilerek, isteyerek, göze alarak, deli gibi belki, aklı başından atarcasına
damlaların her bir gözenekten içeri akmasına izin vererek
sel olup duyguları taşkın sularda gün ışığına çıkarmasına göz yumarak
duygu olup* o sele katarak kendini
dolu dizgin, yer yer fırtınayla karışık
durgunlaşıp, kimi zaman sağanak yağarak
akmak
akmak
akmak
sana doğru, sona doğru, belirsizliğe doğru, karmaşanın tam merkezine
doğru dosdoğru
başını sona kaldırıp içerek acı iksiri
elleri sana uzatıp yürüyerek sen gibi
saç baş dağınık pervasızca koşarak içerdeki eriyik duyguların girdabı gibi
damlalarda görerek seni rüya misali
ama kedi gibi tekir kedi, yanından geçip görmediğin beni
gözlerimi diktiğimde bulutların arkasından görünen güneş gözlerine
tekrar kaçırdığın ve sakladığın engel bulutların ile
izin vermemen gökkuşağına, boşuna aramak bu yüzden...
aslında amaç gökkuşağını bulmak olmasına rağmen gökkuşağıdır istenmeyen
içimdeki sırılsıklam söyler 'gökkuşağı bir an, sen iyisi mi yağmurda günlerce ıslan
camların puhusunda bil, öğren, duyumsa, yaşa; acısını, tatlısını, çirkini, kötüyü, hüznü, mutluluğu, 40ikiyi, muluyu...
büyü, içini doldur, her yana sal morun tonlarını, defalarca bürün sarılara, temizlen beyazla, karar siyahla
büyü, tanı içini, ışığıyla...
yıkan aşkla, yağmurda ıslan; kavuşmayı beklediğin gökkuşağı, seni sadece uyurken mutlu etsin. asıl bırak yağsın yağmur dünyana, gerçek hayallerine, doldursun kendini kendisiyle, taşmamacasına, ah minel aşkıyla...