bugün

yalnızlığa alışmak

insanlar dolu bir mekanda olmamaya, ya da sizi çok seven insanlara sahip olmamaya alışmak değildir bu sadece.
Kalben ya da sosyal açıdan bireyin tatmin oluşu değildir.
Hissediştir.

Kalabalıklar içinde de yalnız hisseder bazen insan. Ya kalabalığa ait olmak istemez ya da zaten o kalabalık ona bu aidiyeti vermemiştir bile.
Adı üstünde kalabalıktır onlar. Hayatındaki fazlalıklar insan kılığına bürünüp sarmıştır insanı.

Her can sıkan şey gibi hatta ölüm gibi alışır insan o kalabalığa.

Kalabalıkların içerisi bireyin öldüğü yerdir...
O da ölür haliyle.
Kendisini anlamaya çalışırken, iç odalarında bir yerde, bir şeyler ararken; ölü bulurlar zat-ı muhteremi.
Sonra da cesedine sorarlar:
-Neyin var? Neden böylesin?

"iyiyim."
Ve ceset konuşur.
içindeki onca dehşete, onca konuşma isteğine rağmen iyi olduğunu söyleyip ölü taklidi yapmaya devam eden bir Cesettir çünkü o.
Çünkü alışmıştır 'iyi' bir ceset olmaya.
Çünkü ölmeyi yaşayanlara anlatamayacaktır. iyi bilir. Kendinden bilir.