bugün

oyun

Tiyatro eserlerine verilen ad.

Hızlıca bir yere koşturuyor. Nereye gidiyorsun diye soruyorum.

+anlatırım.
-Önemli bi şey mi lan? geleyim sıkıntılı bir şeyse.
+yok yok. Bir oyun varmış. 10 dk içinde başlayacak.
-Aa iyiymiş lan geleyim ben de mal mal oturacağıma.
+hadi koş o zaman. Arabaya gidiyorum ben. Hazırlan da otoparkın aşağısından alayım.

7 dk içinde sahnenin içindeyiz.

Son bıraktığımda da aynı büyülü koku vardı bu sahnede. Aynı duman.

Kapılar kapanmadan yetişip oturuyoruz. Kimse rahatsız olmasın diye hızlıca bulduğum ilk boş yere, en öne oturuyorum. Bir-iki dk içinde oyun başlıyor. Daha doğrusu müziği.

Duymamla beraber beynimden vuruluyorum. Daha önce duydum bu notaları. Oyunun adını bilmediğimi fark ediyorum. Hangi oyun olduğunu bilmeden tiyatroya koşmuşum aceleyle.

Senin bu sahnede gördüğün ilk oyun bu. Benimse son gördüğüm. Daha sonra gittin mi bilmediğimden son oyunun hangisi bilemiyorum. Belki o günden beri buraya hiç uğramamışsındır. Ne bileyim. Bilmek isterdim.

Oyunun her dakikasında seninle izlediğimiz günü hatırlıyorum. Zaten o günden bir seni bir de bir cümleyi hatırlıyorum: cehennem başkalarıdır.

Oyun bitiyor. Neyin var diye soruyorlar. Yüzümden anlamış olsalar gerek. Bu oyuna onunla gelmiştim, diyorum. Sessizlik oluyor, içimdeki sessizlik büyüyor. içimdeki sensizlik yüzümden okunuyor. Midemle kalbim arasında yeniden bir konuşma geçiyor. Susun diyorum, susuyorlar.

Oyun bana oyun oynuyor o gün. Ben kendimle oyun oynuyorum. Bazı oyunları anlamıyorum. Gün bir cümleyle bitiyor: cehennem oyunlardır.