bugün

zübeyde hanım

1923 yilinda izmir'de vefat etmistir.

--spoiler--

ataturk'un hatiralarindan;

latife hanim Izmir'de ussakizadeler'in köskünde kaliyordu. hastaligina iyi gelsin diye zubeyde hanim Istanbul'dan oraya gitmisti. ancak ne var ki, rahatsizligi artan zübeyde hanim ussakizadeler'in evinde ogluna hasret vefat eder. latife hanim ve yaveri salih bey; pasa'ya annesinin ölümünü nasil bildireceklerini kara kara düsünmekteydiler. Çünkü o'nun dünyada en sevdigi insan olan annesinin ölümünden büyük bir üzüntü duyacagini bilmekteydiler...

annesinin ölümünden habersiz olan mustafa kemal, ayni saatlerde trenle çiktigi yurt gezisinde uyumaktaydi. gecenin ilerleyen saatlerinde gördügü kabus gibi rüya yüzünden kan ter içinde uyanir... bir sigara yakar ve zile basarak kompartimanindaki hizmetine bakan ali Çavus'u çagirip: "gördügüm rüya canimi sikti... " der. ali Çavus: "hayirdir pasam" deyince atatürk de rüyasini anlatir: "pek hayir olacaga benzemiyor... kirlik bir yerdeymisiz. her taraf yesillik. birden bire bir sel geliyor, annemi alip götürüyor. endise ediyorum. yaverlere söyle, Izmir'e telgraf çekip annemin saglik durumunu sorsunlar... "

... ve aci haber, kisa bir süre sonra yaver salih'in yolladigi sifreli telgraf ile gelir. atatürk telgrafin sifreli oldugunu derhal anlayarak: "annem öldü degil mi?" ali Çavus üzgün bir sekilde telgrafi uzatir: "basiniz sag olsun pasam." gözleri yasla dolan atatürk: "bana malum oldu... bana malum oldu... bunun kabusunu gördüm ben... anam... zavalli çilekes anam... benim anam öldü baska analar sag olsun... " diyerek koltuguna çöker.

ne yazik ki annesinin cenaze törenine katilamaz ve yurt gezisini kesmeden, içi kan aglayarak vatan hizmeti için yoluna devam eder...

--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar