bugün
- vural çelik21
- kahve mi içsek12
- muhtemelen canabar12
- ankara'yı seven insan18
- uyumasanız olur mu10
- 18 ekim 2024 ioçk'nın saçını başını yolacak olmam9
- tokum ama yerim9
- ulunun en kezo 4 kızı15
- gecenin şarkısı21
- true nickli yazar9
- ahmet sezer bey11
- anın görüntüsü21
- klarnet calan sarapci koala 68
- sözlüğün yaş aralığının 20 ila 25 olduğu gerçeği12
- ermeni ve kürt anadolu'ya türk ten önce geldi8
- iyi geceler sözlüğümün ikizler burcu yazarları9
- diyetteyiz uludağ sözlük25
- rezil olurum korkusuyla gizlice dinlenen şarkılar16
- merhaba arkadaşlar ben geldim11
- menuet mi eksi ruyalar mı28
- hala eski tasarımı kullanan yazarlar10
- tipinize 10 üzerinden kaç verirdiniz27
- gece elinde cipsle kapıya dayanan kola9
- 50cc motorlara da mtv vergi ve sigorta geliyor14
- yazarların hayattaki başarıları9
- aykolik'in çok tatlı olması17
- ben albay kemal sorularınızı cevaplıyorum25
- faiz yer misiniz'ya da yiyor musunuz16
- yazarların en köylü özelliği18
- nefret ettiğiniz şeyler10
- judas'ı düğünde org çalarken görmek10
- türk kızlarına kezban denilmesi22
- yumurtanın beyazı18
- adaklık koyun8
- 17 ekim 2024 adalar vapurundaki yapsyakışıklı adam8
- küfür etmeyen erkek19
- arkadaşlar beni neden sevmiyorsunuz8
- arkadaşlar aykolik mi ben mi10
- ilk adımı kızdan bekleyen erkek9
- yazarların tercih ettiği otobüs firmaları10
- çok yaşa dileğine cevap vermeyen hapşıran9
- trafik polisi11
- sigara kullanmayan yazarlar21
- ekonominin kötü gidişatını eytye bağlamak19
- judas'ın düğün şarkıcısı gibi giyinmesi10
- jahrein8
- elif karaarslan17
- sözlük erkeklerine verilebilecek hediyeler18
- balık etliler mi kuru götlüler mi16
- en sevdiğiniz film nedir ve neden21
saat sitelerinde gezerken karşılacağınız, fakat uzun vadede sahip olabiliceğiniz saatlerdendir.
kendimce ilerideki eşimi düşünüp; "ona bir saat almak istesem ne alabilirim?" diye bir araştırma yapmaya karar verdim. birkaç site gezdikten sonra; çok acayip, über güzel, efsanevi saatlerden ziyade, sade bir şeyler olsun istedim.
daha sonra bu saat dikkatimi çekti. güzelce dönen kalpler filan var. https://www.youtube.com/watch?v=XTpKwNjTvNI
Başladım saatin fiyatını sorgulamaya. ancak saatin fiyatı yazmıyor, sadece bulunabileceği mağazalar listesi yazıyor. ufak incelemeler sonucunda armada'da olduğunu buldum. telefonla soracaktım, aradım. hoş sesli bir hanımefendi firmasını tanıtarak açtı telefonu. formaliteleri geçtikten sonra "mauris lakrokys pavır of lav marka saatin fiyatını öğrenebilir miyim?" dedim. sonra küt diye bir ses geldi. "alo" dedim, ses yok, telefona bakıyorum hat kesilmemiş. bir iki defa daha seslendikten sonra birisi "buyrun" dedi. bu sefer başka bir hanımefendi vardı. formaliteden haberi olduğu için direkt olarak soruyu yönelttim "mauris lakrokys pavır of lav marka saatin fiyatını öğrene..." küt!
anlaşılan para kazanmak istemiyorlar dedim içimden. tekrar seslenmelere başladım ben. bu sefer diğerinden daha kısa bir sürede beyefendi geldi telefona. ne istediğimi sordu; "mauris lakrokys pavır of lav marka saatin fiyatını öğrenebilir miyim?" dedim. hani mikrofona üfleyince karşı tarafa "hııırşşşşttttt!!!" diye bir ses gider ya, işte adam aynen böyle bir şey yaptı. sonra "öhö öhö" diyerek sesini insani seviyelere düşürdü ve "beyefendi telefondan fiyat veremiyoruz, mağazamızda görüşelim." dedi. "tamam, ama bahsettiğim marka var, değil mi?" dedim. olduğunu belirtti ve telefonu kapattı.
birkaç gün sonra mağazalarına gittim. geçen gün telefonda konuştuğumuzu ve saat fiyatı öğrenmek istediğimi söyledim. hemen çay ikram edip sırtıma yastık verdiler. bakım iyiydi yani. sonra hangi markayla ilgilendiğimi sordular. "mauris lakroys pavır of lav" dedim. adam bir şey demeden içeri gitti. saati getirecek herhalde diye düşünürken iki hanımefendi ile birlikte geldi. "hangi saatti efendim?" diye tekrar sordu; "mauris lakroys pavır of lav" dedim. dedim ama demez olaydım. kadınlar başladı hihihihihi gülmeye, adam da dayanamadı hahauhauhuahuah diye gülüyor. "ne oldu beyfendi?" dedim. biraz daha güldükten sonra adam kadınları içeri yolladı ve "beyefendi öyle bir saat markası yok. demek istediğiniz buysa (burada kenardan çıkardığı saat kutusunun üzerindeki "maurice lacroix" yazısını gösteriyor.) 'mouis lequa' diye telaffuz ediliyor. çok merak ettiğiniz saatte bu ve fiyatı da (kendi kendine euro/tl hesabı yaparak) 33 bin türk lirası."
hayatımda bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. kıpkırmızı olmuş, "teşekkürler" deyip çıkışa yönelmiştim. adam arkamdan gelip "uzanamayacağın ciğere seslenmeye çalışma" dedi. "ne diyon lan sen!" deyip adama yumruk atmayı çok isterdim ama, o anın ezilmişliğini bozmak istemedim.
ayrıca söylediği söz de b*k gibiydi.
kendimce ilerideki eşimi düşünüp; "ona bir saat almak istesem ne alabilirim?" diye bir araştırma yapmaya karar verdim. birkaç site gezdikten sonra; çok acayip, über güzel, efsanevi saatlerden ziyade, sade bir şeyler olsun istedim.
daha sonra bu saat dikkatimi çekti. güzelce dönen kalpler filan var. https://www.youtube.com/watch?v=XTpKwNjTvNI
Başladım saatin fiyatını sorgulamaya. ancak saatin fiyatı yazmıyor, sadece bulunabileceği mağazalar listesi yazıyor. ufak incelemeler sonucunda armada'da olduğunu buldum. telefonla soracaktım, aradım. hoş sesli bir hanımefendi firmasını tanıtarak açtı telefonu. formaliteleri geçtikten sonra "mauris lakrokys pavır of lav marka saatin fiyatını öğrenebilir miyim?" dedim. sonra küt diye bir ses geldi. "alo" dedim, ses yok, telefona bakıyorum hat kesilmemiş. bir iki defa daha seslendikten sonra birisi "buyrun" dedi. bu sefer başka bir hanımefendi vardı. formaliteden haberi olduğu için direkt olarak soruyu yönelttim "mauris lakrokys pavır of lav marka saatin fiyatını öğrene..." küt!
anlaşılan para kazanmak istemiyorlar dedim içimden. tekrar seslenmelere başladım ben. bu sefer diğerinden daha kısa bir sürede beyefendi geldi telefona. ne istediğimi sordu; "mauris lakrokys pavır of lav marka saatin fiyatını öğrenebilir miyim?" dedim. hani mikrofona üfleyince karşı tarafa "hııırşşşşttttt!!!" diye bir ses gider ya, işte adam aynen böyle bir şey yaptı. sonra "öhö öhö" diyerek sesini insani seviyelere düşürdü ve "beyefendi telefondan fiyat veremiyoruz, mağazamızda görüşelim." dedi. "tamam, ama bahsettiğim marka var, değil mi?" dedim. olduğunu belirtti ve telefonu kapattı.
birkaç gün sonra mağazalarına gittim. geçen gün telefonda konuştuğumuzu ve saat fiyatı öğrenmek istediğimi söyledim. hemen çay ikram edip sırtıma yastık verdiler. bakım iyiydi yani. sonra hangi markayla ilgilendiğimi sordular. "mauris lakroys pavır of lav" dedim. adam bir şey demeden içeri gitti. saati getirecek herhalde diye düşünürken iki hanımefendi ile birlikte geldi. "hangi saatti efendim?" diye tekrar sordu; "mauris lakroys pavır of lav" dedim. dedim ama demez olaydım. kadınlar başladı hihihihihi gülmeye, adam da dayanamadı hahauhauhuahuah diye gülüyor. "ne oldu beyfendi?" dedim. biraz daha güldükten sonra adam kadınları içeri yolladı ve "beyefendi öyle bir saat markası yok. demek istediğiniz buysa (burada kenardan çıkardığı saat kutusunun üzerindeki "maurice lacroix" yazısını gösteriyor.) 'mouis lequa' diye telaffuz ediliyor. çok merak ettiğiniz saatte bu ve fiyatı da (kendi kendine euro/tl hesabı yaparak) 33 bin türk lirası."
hayatımda bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. kıpkırmızı olmuş, "teşekkürler" deyip çıkışa yönelmiştim. adam arkamdan gelip "uzanamayacağın ciğere seslenmeye çalışma" dedi. "ne diyon lan sen!" deyip adama yumruk atmayı çok isterdim ama, o anın ezilmişliğini bozmak istemedim.
ayrıca söylediği söz de b*k gibiydi.
güncel Önemli Başlıklar