bugün
- ali koç da bizim aziz yıldırım da bizim20
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması12
- herkesle iyi geçinmek15
- irem derici'nin erkek sevdası17
- sözlükten hatun kaldırmak12
- anın görüntüsü13
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu27
- akraba evliliği bir özgürlüktür19
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması17
- uzay pornosunun adı ne olmalı11
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması16
- kur koruma ne demek11
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir15
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak16
- cinlerin musallat olma sebepleri20
- hiç yaşamadığın şeyi hatırlamak11
- ali koç12
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- icardi190519
- ellerim bos gonlum hos9
- gideon reid morgan jj29
- jose mourinho18
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- islam10
- meral akşener14
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği15
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı8
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi26
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- amerikan film klişeleri9
- esma bint mervan15
- fenerbahçe9
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi16
- maca sekiz8
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi8
- giden gider9
kimi yalancıların hep kötü yanlarını anlattığı, iyi yanlarına hiç değinmediği türkiye'dir. gençlerin bilmediği o türkiye'nin iyi yanlardan bazı manzaralar sunayım bari:
şunu iyi bilin ki demokrat parti iktidarı dönemi ve darbe dönemleri hariç, türkiye'nin demokrasiyle yönetildiği dönemlerde karşıt görüşlülere hiçbir zaman akp dönemindeki kadar kötü davranılmadı. mesela özal türkiyesi ve sonrasından dem vurayım..
muhalifleri özal'a başbakanlığı döneminde de, cumhurbaşkanlığı döneminde de demediklerini bırakmadılar. o karikatürleri, yazıları, yakıştırmaları ne kadar anlatsam eksik tarif etmiş olurum.. aslında bir çoğunda haklılık payı da vardı ama konumuz o değil... özal'ı ne kadar beğenmesek de kimseye "bana hakaret etti" diye dava açmazdı. sözde demokrasinin olmadığı o günlerde, nokta dergisi yök başkanı ihsan doğramacıyı istanbul üniversitesi'nin üstünde büyük hacetini yapar şekilde gösteren temsilini yayınlardı da kimse kimseyi dava etmezdi.
kenan evren cumhurbaşkanıydı ve istanbul üniversitesi ona "fahri hukuk doktoru" ünvanı vermişti. gırgır dergisi üstte bu haberi, "istanbul üniverstesi rektörü cem'i demiroğlu önüne geleni fahri hukuk doktoru yapıyor" ibaresiyle geçtikleri bir karikatürde, cem'i demiroğlu'nu tecavüzcü coşkun'a fahri hukuk doktoru beratı verirken çizmişlerdi. tecavüzcü coşkun'un bir eliyle beratı alırken, diğer eliyle tombala çekerek malum gülüşünü andıran sesler çıkarıyor şekilde gösterilmişti. kenan evren faşisti bile gırgır'ı dava etmedi!...
özal, aslında kıymetli bir insan olan yıldırım akbulut'u başbakan yaptığında, muhalifler akbulut'a demediklerini bırakmadılar!... aptal ve ceketçi olduğunu ifade etmeye çalıştıkları türlü fıkralar uydurdular. bir televizyon programında akbulut'a o fıkralar soruldu (ne cesaret değil mi? hayır, o zaman böyle bir soru sormak için cesaret gerekmiyordu)... yıldırım akbulut "biliyorum. eğleniyor işte çocuklar... hatta bir tanesini ben de biliyorum" dedi. spiker anlatmak isteyip istemediğini sorunca şu fıkrayı anlattı: "efendim moskova'daymışım. beni kuğu gölü balesine götürmek istemişler. kuğu gölü lafını duyunca "gelmek isterdim ama mayomu yanımda getirmemişim" demişim"
mesut yılmaz ve demirel mülayim adamlardı. tansu daha hırçındı ama o da muhalifleriyle akp'nin uğraştığı kadar uğraşmazdı. her seçim öncesi liderler muhakkak televizyonda tartışmaya çıkardı...
işte böyle... komünist ülkelerde doğanların özgürlüğün ne olduğunu anlamakta zorlanması gibi, tarihinin en faşist rejimlerinden birini yaşayan bu ülke dışında başka bir ülke görmeyenlere, geçmişi de hatırlamayan gençlere veya gerçekte demokrasiyi gibi bir talebi olmayanlara, demokratik bir ülke olsak tek biri bile akp'yi alaşağı yetmeye yetecek bunca rezalet, zulüm sana normal geliyor, diğer partilerin de aynısını yapacağını sanıyorlar.
bir de sucukçu muhasebecisi ile röportaj yapan gazetecilerin yüzlerini gözünüzün önünde canlandırmaya çalışın... söz konusu gazetecilerin kahir ekseriyeti yandaş oldukları halde, yaşadıkları korkuyu suratlarından kolayca okunabiliyor. "ya yanlış bir soru sorarsam? ya hata yaparsam?" diye ödleri patlıyor...
mehmet ali birand'ın türkiye'de ve dünyada röportaj yapmadığı lider kalmamıştı. normalde çok rahat bir adamdı. onun sucukçu muhasebecisiyle röportajını hatırlayan var mı? korkudan sicim sicim terliyordu. gözleri fıldır fıldır dönüyordu. fevkalade tutuktu. bildiğimiz halinden çok uzaktı...
hasılı, böyle bir şahıs tarafından yönetilmesini ülkesine reva görenler ne demokrat olabilir ne de vatansever..
kibir abidesi sucukçu muhasebecisi bu ülkeyi bir tımarhaneye çevirmiştir vesselam...
şunu iyi bilin ki demokrat parti iktidarı dönemi ve darbe dönemleri hariç, türkiye'nin demokrasiyle yönetildiği dönemlerde karşıt görüşlülere hiçbir zaman akp dönemindeki kadar kötü davranılmadı. mesela özal türkiyesi ve sonrasından dem vurayım..
muhalifleri özal'a başbakanlığı döneminde de, cumhurbaşkanlığı döneminde de demediklerini bırakmadılar. o karikatürleri, yazıları, yakıştırmaları ne kadar anlatsam eksik tarif etmiş olurum.. aslında bir çoğunda haklılık payı da vardı ama konumuz o değil... özal'ı ne kadar beğenmesek de kimseye "bana hakaret etti" diye dava açmazdı. sözde demokrasinin olmadığı o günlerde, nokta dergisi yök başkanı ihsan doğramacıyı istanbul üniversitesi'nin üstünde büyük hacetini yapar şekilde gösteren temsilini yayınlardı da kimse kimseyi dava etmezdi.
kenan evren cumhurbaşkanıydı ve istanbul üniversitesi ona "fahri hukuk doktoru" ünvanı vermişti. gırgır dergisi üstte bu haberi, "istanbul üniverstesi rektörü cem'i demiroğlu önüne geleni fahri hukuk doktoru yapıyor" ibaresiyle geçtikleri bir karikatürde, cem'i demiroğlu'nu tecavüzcü coşkun'a fahri hukuk doktoru beratı verirken çizmişlerdi. tecavüzcü coşkun'un bir eliyle beratı alırken, diğer eliyle tombala çekerek malum gülüşünü andıran sesler çıkarıyor şekilde gösterilmişti. kenan evren faşisti bile gırgır'ı dava etmedi!...
özal, aslında kıymetli bir insan olan yıldırım akbulut'u başbakan yaptığında, muhalifler akbulut'a demediklerini bırakmadılar!... aptal ve ceketçi olduğunu ifade etmeye çalıştıkları türlü fıkralar uydurdular. bir televizyon programında akbulut'a o fıkralar soruldu (ne cesaret değil mi? hayır, o zaman böyle bir soru sormak için cesaret gerekmiyordu)... yıldırım akbulut "biliyorum. eğleniyor işte çocuklar... hatta bir tanesini ben de biliyorum" dedi. spiker anlatmak isteyip istemediğini sorunca şu fıkrayı anlattı: "efendim moskova'daymışım. beni kuğu gölü balesine götürmek istemişler. kuğu gölü lafını duyunca "gelmek isterdim ama mayomu yanımda getirmemişim" demişim"
mesut yılmaz ve demirel mülayim adamlardı. tansu daha hırçındı ama o da muhalifleriyle akp'nin uğraştığı kadar uğraşmazdı. her seçim öncesi liderler muhakkak televizyonda tartışmaya çıkardı...
işte böyle... komünist ülkelerde doğanların özgürlüğün ne olduğunu anlamakta zorlanması gibi, tarihinin en faşist rejimlerinden birini yaşayan bu ülke dışında başka bir ülke görmeyenlere, geçmişi de hatırlamayan gençlere veya gerçekte demokrasiyi gibi bir talebi olmayanlara, demokratik bir ülke olsak tek biri bile akp'yi alaşağı yetmeye yetecek bunca rezalet, zulüm sana normal geliyor, diğer partilerin de aynısını yapacağını sanıyorlar.
bir de sucukçu muhasebecisi ile röportaj yapan gazetecilerin yüzlerini gözünüzün önünde canlandırmaya çalışın... söz konusu gazetecilerin kahir ekseriyeti yandaş oldukları halde, yaşadıkları korkuyu suratlarından kolayca okunabiliyor. "ya yanlış bir soru sorarsam? ya hata yaparsam?" diye ödleri patlıyor...
mehmet ali birand'ın türkiye'de ve dünyada röportaj yapmadığı lider kalmamıştı. normalde çok rahat bir adamdı. onun sucukçu muhasebecisiyle röportajını hatırlayan var mı? korkudan sicim sicim terliyordu. gözleri fıldır fıldır dönüyordu. fevkalade tutuktu. bildiğimiz halinden çok uzaktı...
hasılı, böyle bir şahıs tarafından yönetilmesini ülkesine reva görenler ne demokrat olabilir ne de vatansever..
kibir abidesi sucukçu muhasebecisi bu ülkeyi bir tımarhaneye çevirmiştir vesselam...
güncel Önemli Başlıklar