bugün

başkanlık sistemi

türkiye gibi guguk devletlerinde temelde yolsuzlukların üstünü kapatma ve otoriterleşme amacı güdüldüğü için canhıraş bir şekilde savunuluyor. türk tipi başkanlık sistemi denilmekte bazen. peki bu türk tipi başkanlık denilen kavram nedir? başkanın yaptığı hataları kim denetleyebilecek? bugün sayıştay raporları nerede kim biliyor? türkiye gibi güçlünün hukuku mantığı ağır bastığı sürece böyle bir başkanlık sistemi türkiye'yi ortadoğu ülkeleri sınıfına sokacaktır. daha henüz bu ülkede siyasal islamcılar mağduriyetlerini gideremediklerini belirttikleri için bu gidişat nerede duracak? bunun bir sınırı var mı neresi?
bu ülkenin en büyük sorunu işsizlik ve gerçek bir adalet sisteminin kurulamamasıdır. başkanlık sistemimi bu ülkenin bütün sorunlarına çözüm icat ettiklerini söyleyenler acaba eğitim, adalet, gelir eşitliği, vergi adaleti, çocuk hakları, kadın hakları, azınlık sorunları, kürt orijinli sorunları, alevi sorununu, ermeni sorununu, doğaya verilen zararların... vs hepsinin çözüm noktası başkanlık sisteminin gelmesi mi?
son 12-13 yıl içerisinde eğitim sistemi mi düzeldi? adalet sistemi mi düzeldi? vergide adalet mi sağlandı? dış politikada saygın bir konumda mıyız? makro olarak bu saydıklarımdan hangisi düzeldi acaba gerçekten merak ediyorum bana bunun izahını yapacak kişinin elini öperim.
şu an geldiğimiz noktada koskoca bir ülke sadece bir adamın başkan olsun mu olmasın mı derdinde. seçimlerde bu şekilde geçmedi mi? peki soruyorum başkan olunca elinde sihirli değnekle eğer bütün bu sorunları çözebilecekse bence başkan olsun. ha eğer bu sorunların birçoğu daha da yumak gibi sarmal haline gelecekse o zaman neyin derdindeyiz? bugün bulunduğu konumda isteyipte yapamadıkları nedir ki başkanlık sistemi arzulanıyor? neden 400 verin bu iş huzurla çözülsün. bu açık bir tehdit değil midir? 400 verilmezse bu iş huzursuzluk ve kaos ortamında mı çözülecek?