bugün

siyaseten gelişememiş olmamızın nedeni

felsefeye bakış açımızdır. elbette zibilyon tane sebep sıralamak mümkün ama çoğunun da kaynağı budur. bizde felsefe boş iş olarak görülüyor. asırlardır bu böyle. hatta bakın, türk islam felsefesi altın çağını moğol istilası dönemlerinde yaşadı. o dönemde kurulan islam devletleri ve özellikle de hemen akabinde kurulan osmanlılar, islam dünyasına altın çağını yaşattılar. felsefe siyaset için önemlidir. her büyük medeniyetin kanunlarını, düzenini, sistemini dayandırdığı bir felsefe akımı ya da filozof vardır muhakkak. osmanlı eflatunun islam alimlerinin yorumlanmış varyasyonları üzerine kurmuştu felsefi temelini. klasik çağın sonunda bu felsefe çöktüğünde osmanlılar yeni bir felsefi zemin oturtamadılar. bu da onları basit bir batı taklitçiliği ile buna karşı çıkan irticai akımlar arasında bir çatışmaya sürükledi.

bakın bu lockelar, hobbeslar falan boşuna okutulmuyor siyaset akademilerinde. bunlar önemli çünkü. bizim adalet hakkında doğru dürüst kafa yormuş kaç tane filozofumuz var? kaç tane filozofumuz insanın doğası hakkında aydınlatıcı fikirler sunmuş? kaç tanesi yönetim şekilleri hakkında uzun uzun kafa yormuş?

hadi geçmişi boş verelim. şu anda felsefeye bakış açımız nedir? "aşağıdaki filozoflardan hangisi egzistansiyalist değildir." şeklindeki sorularla öğrencilere öğrettiğimiz(!) felsefe hakkındaki bilgilerini sınıyoruz. platodan bir satır okumamış adamlar, hafıza tekniği saçmalıklarına göre ezberledikleri şeylerden sınava giriyorlar. kim necidir, kaç yılında doğmuştur hep biliyorlar. ama bunun ne anlama geldiğini bilmiyorlar. materyalizm nedir, realizm nedir, stoacılık nedir? aydınlanma çağı nasıl bir çağdır? neden buna aydınlanma diyoruz? epistemoloji nedir? neden önemlidir? yok, yok, yok... bizim için felsefe sadece össde bilmem kaç tane soru gelen gereksiz bir alan.